Hamza Türkmen / Haksöz Haber
Mümtaz’er Türköne, ‘Sosyoloji geleneğini başlatan deniz-derya bir mütefekkir’ diyor Ziya Gökalp için. Türk milliyetçiliğinin fikir birikimini yeterli görmüyor, ama Türk ulusunun oluşumundan son derece memnun. İslamcılığı, icat edilen modern toplumsal oluşumlar için engel olarak görüyor. Modernitede harç olarak tutunduğu ise Sufî geleneği ya da ekzotik cemaatler.
Onlara göre İslam, her şekle girecek oyun hamuru gibi (!).
Türköne, İslamcılığın ‘kökü dışardalığı, modernitenin tepkisel ürünü olduğu, iflas ettiği veya bittiği’ iddialarından haz alanlardan. Selahaddin Eyyübi’yi Recep Tayyip Erdoğan yerine koyup, sonra da ‘Eyyübi kaybetti’ diye manşet atan Batılı medya kadar sevinçli.
Yazısının başlığında soruyor: ‘İslamcılar nereye kayboldu?’
Daha da hadsizleşiyor. Resmi devlet için ‘ihtiyaçlarına uygun evsafta İslamcı gayri resmî bir iktidar hiyerarşisi ve düzeneği’ oluşturarak, İslamcılığı Erdoğan’ın bitirdiğini söylüyor.