İSLAMCILIĞIN TASNİFİ VE İSLAMİ YORUMUN YENİLENMESİ -I-
İslam’ın ameli boyutuyla irtibatlı olan “İslamcılık” kavramı, müminlerin kimliğini ve Kur’an’da gösterilen özelliklerini yeterince ifade edebilir mi? Bu konu tartışmalıdır ve halen de müzakere edilmektedir.
Kur’an’da İslam’ı veya müslümanların hakimiyetine tabi olmayı önceleyenlere “müslim” denilirken; bu değerleri içselleştirerek tanıklaştırmaya çalışan inananlara da “mü’min” denilmektedir. Bazılarına göre İslamcılık, İslam’a saygı ve bağlılık içinde olan Müslimlerin dini duyarlılığını ifade ederken; bazılarına göre İslam’ın siyasal yorumunu önceleyen ideolojik bir tutum; bazılarına göre de mü’minliğin üst derecelerini ifade eden “sıddık, şüheda, salih, muttaki, muflihun” kavramları gibi İslam’ı itikadi, ibadi, sosyal, siyasi, idari, ekonomik bütün alanlarda bir dünya görüşü olarak kabul edip bu doğrultuda bilgi ve amel sahibi olma keyfiyetinin tanımıdır.
Ulusal ve küresel egemenler ise İslamcılığı, modernizme ve Batılı yaşam tarzına karşı itiraz bilincini veya duygusunu yaşatan müslümanların tutumunu ifade etmek için kullanmaktalar ve bunun da müslümanların karşıtları karşısında ürettikleri tepkisel bir tanım olduğunu ifade etmektedirler. Oysa vahyi ve fıtri ölçülerle donanabilmek için her türlü cahiliye ve tuğyandan arınma tavrının veya “Lâ” beyanının öncelikli olduğunu bize kelime-i tevhid misakımız öğretir.
***