İslamcılar hakkında bilir bilmez ahkam kesenlere göre bunların tek işi, yegane hedefi iktidara gelmek ve İslam devleti kurmaktır. Bu sebeple onlara "radikal, siyasal, kökten dinci" gibi sıfatlar takarlar.
Peki gerçekte olan nedir?
Bu sorunun cevabını verebilmek için "İslam nedir" sorusunu sorup cevap almak gerekiyor.
İslam ferde ait, ferd ile Allah arasında bir özel ilişkiden (halık-mahluk, mabud-abid) ilişkisinden ibaret değildir. Başka bir deyişle İslam'da dindar olmak, kulluk, ibadet yalnızca namaz, oruç, hac, zikir gibi halis ibadet davranışları ve amellerinden ibaret değildir. İslam'ın, doğumdan ölüme ve ölüm sonrasına kadar ferdin ve ferd olarak insanın içinde doğup yaşadığı toplumun, bu toplumun içlerinde yer aldığı diğer toplumların hayatlarına ve ilişkilerine dair hükümleri, talimatı, emirleri ve yasakları vardır. Bir Müslüman, bütün hayatı ve ilişkilerinde, imkanlarının elverdiği kadar vahyin ışığını ve rehberliğini takip edecektir. Bu genişlikte, bu derecede kaplayıcı bir dinin mensuplarının içinde yaşadıkları cemiyete ve bu cemiyetin siyasi düzenine bîgâne kalmaları mümkün değildir. Bu böyle olunca da bütün müminler aynı zamanda "siyasi olarak da Müslüman ve bir kısmı İslamcıdır"lar.
Öte yandan siyasi İslamcı denilen kimselerin işi gücü, kulluklarının, dindarlıklarının tamamı siyasi faaliyetlerden, İslam devleti kurmak için çalışıp çabalamaktan ibaret değildir. Bu bakımdan –öteden beri- İslamcılar ikiye ayrılır:
1. "Önce İslam devletini kuralım, sonra tabanın İslami eğitimine geçelim" diyenler.
2. "Önce olabildiğince kamil manada bir Müslüman taban (halk, nesil) yetiştirelim, sonra devlete geçelim (veya sonunda devlet kendiliğinden oluşur)" diyenler.
Mesela Müslüman Kardeşler ikinci usulü benimsemiş bir islâmî oluşumdur. Büyük Rehber Hasen el-Benna tabilerine devamlı tedric kuralını/ilkesini hatırlatmış ve buna bağlı kalmıştır. Onun hareketinin aşamalarını dört kelime ile ifade etmek mümkündür: Uyarma, kuruluş, öğretme ve inşa.
Heyecana kapılıp acele edenlere şöyle hitap ediyor:
Ey Müslüman kardeşler ve özellikle hamasete kapılıp acele edenler beni iyi dinleyin!
Bizim bu yolumuzun adımları belirlenmiş ve sınırları çizilmiştir; en uygun yöntem olduğuna iyice kani olduğum bu yolu asla terk edecek değilim. Evet bu yol uzun olabilir, ama yerine koyacağımız başka yol yoktur. Asıl yiğitlik sabır, devam, sıkı sarılma ve sürekli çalışma ile ortaya konacaktır. Meyveyi olmadan toplamak, çiçeği zamanı gelmeden koparmak isteyenler bizden ayrılsınlar ve başka hareket guruplarına katılsınlar!...
Başarının kanunlarına karşı çıkmayın, çıkarsanız bu kanunlar size galip gelir, tersine bu kanunları başarınız için kullanarak galip gelmenin yollarını arayın...
Size sonuna kadar açık söyleyecek, açık olacağım. Kurallara uygun devamlı ve sabırlı çalışmalarımız sonunda ne zaman içinizden "ruhlarını iman ve bağlılık, fikirlerini ilim ve kültür, bedenlerini spor ve terbiye" ile donatmış üçyüz bölük oluşursa o zaman benden denizin derinliklerine dalmayı, göklere tırmanmayı, bütün inatçı tiranlara karşı savaşmamı isteyin, inşallah o zaman bunu yapacağım!
Cemaatin ıslahatta uyguladığı aşamalar şöyledir: Önce Müslüman ferdi inşa etmek, sonra sırayla Müslüman aile, Müslüman topluluk (toplum), İslami hükumet, devlet ve bütün dünyaya İslam medeniyeti çerçevesinde öğreticilik.
Devam edeceğim.
YENİ ŞAFAK