Yakınlarda islamcılık ve islamcılar ile ilgili iki yazı okudum. Bunlardan birinin yazarı (daha doğrusu konuşanı; çünkü o konuşmuş biri de kaleme almış) islamcıyı şöyle tarif ediyor: 'Namaz kılmadıkları halde İslam'ı savunanlar'.
İkinci yazıda da islamcıların en önemli vasıflarının 'sivil ve muhalif duruş' olduğu ifade ediliyor, şimdilerde ise bu duruşun iktidar ile bütünleşmeye, teslimiyet ve atalete dönüştüğü söyleniyordu.
Bu yazıda birinci anlayış ve anlatışı ele alacağım.
Bazı yazarların islamcılıkla ilgili bir takıntıları, bir dertleri olduğu anlaşılıyor. 'Âkıl adamlar' konusunda 'âkıl' kelimesine takılıp 'onların akıllı olduklarını kim tespit etmiş, başkaları akılsız mı' kabilinden saçma itirazlarda bulunanlar gibi bu yazarlar da 'islamcılık' nitelemesine (bu kelimenin seçilmesine) itiraz ederek tenkide başlıyorlar. Halbuki islamcılar her kimler ise bu kelimeyi onlar seçmediler, başkaları onları bu isimle anmayı tercih etti ve isim yerleşti. Buna itiraz etmenin anlamı kalmadı. Önemli olan mana ve mefhumdur, bu kelimeden neyin kastedildiğidir, içinin ne ile doldurulduğudur.
Okur yazar bir kimsenin kalkıp da 'İslam'ı savunan ama namaz kılmayan kimselere İslamcı denir' demesini 'normal' bulmuyorum; bunun salim bir düşünce ve ilmî bir araştırmaya dayanmadığını düşünüyorum.
Batıcı, Türkçü, Turancı, Osmanlıcı gibi terimlerin ortaya çıktığı bir dönemde 'hayatın bütün alanları için İslam'ı referans olarak almaktan vazgeçmeyen, İslam'ı tebliğ edildiği ve kamil manada yaşandığı çağdaki şekil ve mahiyeti ile anlamak ve yaşamak isteyen, müslüman kalarak çağdaşlaşmayı amaç edinen, İslam medeniyetini bir başka medeniyetle değişmeye karşı çıkan, ümmetin mümkün olduğu ölçekte birliğinden (ittihad-ı İslam'dan) yana olan …' insanlara 'islamcı' demişler.
Her grup, cemaat, mezheb, tarikat… içinde farklılıklar olduğu gibi islamcılar içinde de farklılıklar vardır; ama yukarıda saydığım ve daha başkaları da bulunan unsurlar onların ortak noktalarını teşkil eder. Namaz (inandığı gibi yaşamak) konusuna gelince yine her grup içinde bu konuda da farklılıklar bulunduğu gibi islamcılar arasında da vardır; kimileri ehl-i tariktir, kimileri tarikatlere karşıdır. Kimileri gece namazlarına kadar beş vakit ve nafile namazlar kılarlar, çok secdenin alınlarında sabit izleri vardır, kimilerinin de amelde kusuru vardır. Kim bütün islamcıları teker teker incelemiş de 'namaz kılmadıklarını' tespit etmiş!?
İslamcı teriminin içini dolduran manaya baktığımızda islamcılığı bir döneme ve o dönemde bu isimle anılan şahıslara münhasır kılmamız da doğru değildir. Başka dinlere, ideolojilere, felsefelere, hayat tarzlarına, siyasi tercihlere karşı İslam'ı savunan, fikirde ve fiilde İslam'ı yaşatmak için çabalayan insanları –böyle dertleri ve faaliyetleri olmayan diğer müslümanlardan ayırarak anmak, söz konusu etmek için- her zaman islamcı veya bu maksadı ifade eden bir başka kelime/isim/vasıf kullanılabilir. Bunların da amelde kusurlu olanları da olmayanları da bulunur.
YENİ ŞAFAK