Sol düşünce genel anlamda dogmatik ve materyalist bir içerik taşıyor.
Bilimcilik adı altında basit ve çocuksu bir algı ve sisteme sahip.
Stalinist zorbalığı ise ayrı bir mevzu.
Türkiye'deki Sol ise daha facia.
Dünya solundan çok daha fazla dogmatik ve din düşmanı.
Pozitivizm çoktan tarihin çöplüğüne atılmasına rağmen koyu bir şekilde hala pozitivizmi savunurlar.
Bilimcilik putu yıkılmasına rağmen mutlak bilimsellik anlayışını sahiplenirler.
Bütün bunlardan dolayı 19. asra ait bir çizgiyi yansıtan Kemalizmle çok yakındırlar.
Bu sol kafa İslam'a olan düşmanlığını her fırsatta sergilemekten vazgeçmez.
İşte son örneğine Emine Bulut cinayetinde şahit olduk.
Emrah Parlak isimli müptezel bir oyuncu bu vahşi cinayeti bile İslam'a bağlama cüretinde bulunuyor.
Oysa Emine Bulut'u katleden kişi işlediği korkunç cinayeti, aldığı 2 bira ile kutlayacak kadar rezil biri. Ayyaşlığı marifet zanneden bu müptezellerin dünyasından bir kişi.
Başka bir olay daha var ki bu iflah olmaz Sol kafa değişik aralıklarla aynı başlıkta haber yapar:
"İşte şu kadar yılda şu kadar cami açılmasına rağmen bu kadar kütüphane açıldı."
Küçük akıllarınca halkın dindarlık yönelimine karşı propaganda ile saldırıyorlar.
Oysa bu zavallılar örneğin beş yılda açılan kütüphane sayısı ile açılan bar, pavyon başta olmak üzere bilumum fahşa mekanlarını kıyaslasalar içlerindeki kötülük dünyasını şenlendirirlerdi.