Demokrasilerde, fikri olan konuşacak, düşünce hürriyeti herkese bu hakkı veriyor. Bu sebeple her yerde herkesten, her konuda 'sözde düşünce' açıklamaları vaki oluyor ve tam manasıyla bir açıklama/söz kirliliği âfakı sarıyor.
İslam'da böyle kayıtsız şartsız bir söz hürriyeti yoktur; her konuşan önce düşünecek:
Söyleyeceğim doğru mudur?
Faydası var mıdır?
Bir başkasına veya topluma faydasına denk veya daha fazla zararı var mıdır?
Dine, ahlaka, âdaba aykırı bir tarafı var mıdır…?
Bu soruları sorup dine, hukuka ve ahlaka uygunluk sonucuna ulaşınca sözünü söyleyecek, düşüncesini açıklayacak. Aksi halde kişi, dünyada ve ahirette sözünden de sorumludur, sorgulanır.
Kamuya açık alanlarda konuşanların sözleri kulağımıza çarpıyor; çizmeci daha çok pantolondan, terzi de daha ziyade mühendislikten, doktorluktan, dinden söz ediyor; neymiş 'söz hürriyeti' varmış!
Gelelim sadede:
Televizyonda bir konuşmayı biraz dinledim, konuşmacı tarihçi imiş, konu da demokrasi, çoğulculuk, hak ve hürriyetler çerçevesinde 'farklılar arasında birliğin' hangi bağ/aidiyet ile sağlanacağı.
Konuşmacı diyor ki, 'Başbakan ve çevresindekiler ikide bir de bunun İslam kardeşliği ile sağlanabileceğini söylüyorlar, ama bu fikir artık demode olmuştur, madem İslam sağlıyor da Irak'ta olanlar niçin oluyor. Aidiyet 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı' bile olmamalıdır, çünkü bunu da istemeyenler var, daha kapsayıcı bir kavram bulunmalıdır…?'
İsteyen daha kapsayıcı bir kavramı arasın dursun, bulursa ve buna da herkes razı olursa vakit kaybetmeden ilan etsin ki, bu muazzam keşif zayi olmasın!
Bu ülkede yetmiş milyondan fazla insan yaşyor; diyelim ki bunların az bir kısmı 'İslam kardeşliğ' veya 'TC. Vatandaşlığı' aidiyetine razı olmadılar, peki bunların dediğini yaparsanız o büyük kitlenin hakkı ve rızası nasıl karşılık bulacak? İstenen azınlık dayatması mı?
Dünyanın herhangi bir yerinde sahih İslam, hayatın bütününe hakim bir düzene kaynaklık etti de orada İslam kardeşliği ve –ötekilere yönelik- İslam adaleti toplumda birliği sağlayamadı mı? Buna bir tek örnek verilebilir mi? Ortada İslam'ın adı var, kendisi ya yok, ya eksik. Bir yerde mezhep dinin önüne geçirilmiş, bir yerde 'sözde kardeşlerin' bir kısmı aç ve sefil, bir kısmı lüks, israf ve sefahete boğazına kadar batmış, sözde kardeşler içinden gücü ve adamı olan işini hallediyor, bundan mahrum olana ise 'kardeşlik' yetmiyor…
Yani yetmeyen İslam değil, sahte, içi boş, sözde kardeşliktir!
YENİ ŞAFAK