İslam modern insanın sorunlarına çözüm üretebilecek tek alternatif!

M. A. Kholwadia haccın mahiyetini incelediği yazısında “hatalarımızı düzeltmek ve insanlık için yeni bir yol açmak için milyonları barış içinde bir araya getiren Hac'dan ilham almalıyız.” diyor.

Şeyh M. A. Kholwadia / Al Jazeera

Hac, dinin barışa ilham verebileceğini kanıtlıyor

Hac - kutsal kabul edilen bir yere doğru yolculuk etme ve orada topluca ibadet ve inanç eylemlerinde bulunma şeklindeki adanmışlık ameli - çok eski zamanlardan beri insan deneyiminin temel bir parçası olmuştur. Birçok dinde yaygın ve önemli bir uygulamadır. Hindular, Budistler, Sihler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanların hepsi dini ibadetlerinin bir parçası olarak hacca gitmektedir. Ortak amaçlar için bir araya gelme hakkı ve ihtiyacı gerçekten de doğuştan ve özünde insani bir eylemdir. Amerikan Anayasası bile Birinci Değişikliğinde toplanma hakkını gerekli bir yasal ve temel hak olarak görmektedir.

Binlerce - ve bazen milyonlarca - insanı tek bir alanda bir araya getiren hac ziyaretleri genellikle tamamen barışçıldır. Spor müsabakaları ve müzik festivalleri gibi benzer büyük seküler toplantıların katılımcılarının aksine, adanmış hacılar nadiren şiddete başvurur veya çevrelerine zarar verirler. İnsanları sözde dini amaçlar için bir araya getiren ve onları şiddet kampanyalarına teşvik eden bazı fanatikler olduğuna şüphe yok, ancak onların eylemleri hac ziyaretlerini ya da herhangi bir dinin temel değerlerini temsil etmiyor.

Bugün dünyamız savaş, şiddet, cinayet, tecavüz, hırsızlık, ırkçılık, aile içi şiddet, çocuk istismarı, uyuşturucu bağımlılığı, seks ticareti, açlık, evsizlik, her sektörde dolandırıcılık, kurumlarda ve hükümette yolsuzluk, akıl sağlığı krizleri ve giderek artan bir iklim acil durumuyla boğuşuyor. Çoğu hizmet ve endüstri otomasyona geçip Cesur Yeni Dünya'da olduğu gibi makinelerin egemenliğine girdikçe insan hayatının ve emeğinin değeri unutuldu. Bu arada, seküler toplanma ve örgütlenme biçimlerinin çoğu birlik ve barış için değil, nefret, zarar ve kaos için reçete olduklarını kanıtladılar.

Bu bağlamda, barışçıl insan etkileşimini yeniden canlandırmanın ve insanlık için yeni, barışçıl bir yol açmanın bir yolunu bulmak için belki de dini haclara dönmeliyiz.

Patrick Deneen'in 2018 tarihli kitabı Liberalizm Neden Başarısız Oldu'da belirttiği üzere, modernitenin ve liberal toplumun bireysel özgürlük ve hürriyete dayalı barışçıl bir dünya yaratma misyonunun büyük bir başarısızlık olduğu kanıtlanmıştır.

Bu nedenle, Adem kadar eski olan geleneklere yeni bir bakış bizim için günü kurtarabilir. Belki de modernite, gerçek anlamda antikite ile değiştirilebilir ve değiştirilmelidir!

İnsanların ibadet için toplanma ve ibadet yerlerini koruma hakkı Kur'an'da vurgulu bir şekilde dile getirilmiştir:

Onlar, haksız yere, sırf, “Rabbimiz Allah’tır” demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah’ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. (Hac Suresi 22: 40)

Müslümanlar için bu ay, evrensel olan Hac ayıdır. Kesin niyet  anlamına gelen Hac, Mekke'deki Allah'ın Evi'ne yapılan ziyarettir. Kâbe olarak adlandırdığımız bu ev, üç önemli dinin, yani İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlığın kurucusu olarak kabul edilen İbrahim tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bu üç dinin mensupları da İbrahimi inancın temsilcileri olduklarını iddia etmektedirler. Son zamanlarda İbrahimi geleneğin mensuplarını bir araya getirmeye yönelik yenilenen bir ilgi söz konusudur. Bu asil bir girişim gibi görünmektedir ve gerçekten de Kur'an'ın çağrıda bulunduğu bir girişimdir:

De ki: “Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah’a ibadet edelim. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.” Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: “Şahit olun, biz müslümanlarız.”(Ali İmran Suresi 3: 64)

İbrahim (as) aynı zamanda "Manasik" olarak bilinen Hac ritüellerinin temellerini atan peygamberdir. İbrahim'in soyundan gelenler Manasik'i uzun süre doğru bir şekilde uyguladılar, ancak sonunda kuralları yozlaştırmaya ve birçok ritüeli değiştirmeye başladılar. Muhammed (sav) doğduğunda, Hac ibadeti orijinal güzelliğini kaybetmiş ve zar zor tanınır hale gelmişti. Hz. Muhammed, Haccını gerçekleştirdiğinde Manasik'i orijinal bozulmamış İbrahimi geleneklerine geri döndürdü - ki bu bugün tüm Müslümanların gerçekleştirdiği Hacdır.

İbrahimi geleneğe sahip insanları birleştirmek, inananların İbrahim'in teşvik ettiği ve uyguladığı Medeniyet Değerlerine (Millah olarak bilinir) bağlı kalmalarını gerektirecektir. Medeniyet değerlerinin çoğu Müslümanların Hac ibadetinde temsil edilmektedir. Müslümanlar hac kıyafetlerini giydikten sonra tartışmalarına, çekişmelerine ve kavga etmelerine izin verilmez. Bu durumdayken sinek öldürmelerine kadar kan akacak şekilde kendilerini kaşımaları veya hayvan avlamaları yasaktır. Kendilerine veya başkalarına zarar vermelerine izin verilmez; aksi takdirde ağır bir ceza ödemeleri gerekir.

Kur'an, Kâbe'nin etrafındaki Harem olarak bilinen bölgenin bir sığınak, emniyet ve güvenlik yeri olduğunu belirtir. Zarar verecek işler orada var olamaz. Her yıl iki milyondan fazla Müslüman bu kurala uymaktadır. Hac sırasında istisnai olarak çok az kavga, soygun ya da taciz vakası yaşanır. Hiçbir insan topluluğunda görülmeyen bir birlik havası vardır.

Malcolm X'in 1964 yılında Mekke'den yazdığı mektubu hatırlayalım:

"İbrahim'in, Muhammed'in ve Kutsal Kitap'ın diğer tüm Peygamberlerinin evi olan bu kadim Kutsal Topraklarda, her renkten ve ırktan insanın sergilediği kadar içten bir misafirperverliğe ve gerçek kardeşlik ruhuna daha önce hiç tanık olmamıştım. Geçtiğimiz hafta boyunca, her renkten insanın etrafımda sergilediğini gördüğüm nezaket karşısında nutkum tutuldu ve büyülendim.

Dünyanın dört bir yanından gelen on binlerce hacı vardı. Mavi gözlü sarışınlardan siyah tenli Afrikalılara kadar her renkten insan vardı. Ama hepimiz aynı ritüele katılıyor, Amerika'daki acı deneyimlerim sebebiyle beyaz ve beyaz olmayanlar arasında asla var olamayacağına inandığım bir birlik ve kardeşlik ruhu sergiliyorduk.

Burada, Müslüman dünyasında geçen on bir gün boyunca, gözleri mavinin en mavisi, saçları sarının en sarısı ve tenleri beyazın en beyazı olan Müslüman kardeşlerimle aynı Tanrı'ya dua ederken aynı tabaktan yemek yedim, aynı bardaktan içtim ve aynı kilimin üzerinde uyudum. Beyaz Müslümanların sözlerinde ve eylemlerinde Nijerya, Sudan ve Gana'nın siyah Afrikalı Müslümanları arasında hissettiğim samimiyetin aynısını hissettim."

Tek olan Allah'a ibadet yoluyla birlik, tüm insanların kardeşliği ve güven dolu bir ortam Hac'daki Müslüman topluluğunun özüdür. Bu, Muhammed (sav)'in mesajında yer alan İbrahimi geleneğin kodudur. Dinlerden ve İslam'dan hoşlanmayanlar bu evrensel takdire bir kez daha bakmak isteyebilirler! Dünyayı hastalıklı ideolojilerden ve insan eliyle yaratılmış sorunlardan kurtarmak isteyen vicdan sahipleri, Rahman ve Rahim olan yaratıcıdan vahyedilen merhamet dolu esasları yeniden inceleyerek işe başlayabilirler...


Al Jazeera'de yayımlanan makale Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası