Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin 45'inci oturumu devam ediyor.
Pakistan'ın BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Halil Hashmi, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), adına 47 üyeli Konseye hitap etti.
Cammu Keşmir'deki insan hakları durumuna dikkati çeken Hashmi, "İİT, işgal altındaki Cammu Keşmir'de insan hakları durumundan endişe duymaya devam ediyor ve ilgili herkesi, buradaki insanların temel haklarının ve temel özgürlüklerinin korunmasını sağlamaya çağırıyor." dedi.
Hashmi, Konseyi, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin (OHCHR) Cammu Keşmir'e ilişkin yayımladığı iki raporunda yer alan tavsiyeleri uygulamaya davet etti. Büyükelçi Hashmi, ayrıca İİT'nin uluslararası topluma Keşmir ile ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasının sağlanması ve Keşmir halkına verilen sözlerin yerine getirilmesi çağrısını yineledi.
Ermenistan saldırganlığına vurgu
Konuşmasında Dağlık Karabağ sorununa da değinen Hashmi, İİT'nin Ermeni "saldırganlığından" kaynaklı 1 milyon Azerbaycanlının yerinden edilmesinden büyük rahatsızlık duyduğunu vurguladı.
Hashmi, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'i kendi topraklarında mülteci durumuna düşen Azerbaycanlıların insan haklarının yeniden tesis edilmesini sağlamak için ilkeli bir tutum almaya çağırdı.
İİT'nin, Afganistan'da yıllardır devam eden savaşı sonlandırmak amacıyla Taliban ile Afganlar arası müzakerelerin, 12 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da başlamasını da memnuniyetle karşıladığını aktaran Hashmi, ülkede ve bölgede kalıcı barış ve istikrarı destekleyen her türlü girişimi desteklediklerini kaydetti.
Kur'an-ı Kerim yakılmasına sert tepki
Hashmi, İİT'nin saygı duyulan dini kişiliklerin ve sembollerin aşağılamasına neden olan artan yabancı düşmanlığı ve İslamofobiden derin endişe duyduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Dini metnin yakılması ve dini şahsiyetlerle alay edilmesi gibi son olaylar, şiddet olaylarının fitilini ateşler. İfade özgürlüğü kisvesi altındaki bu tür önceden tasarlanmış eylemlerin için hiçbir gerekçesi olamaz. İİT, tüm paydaşlarını, uluslararası insan hakları hukukunda hiçbir temeli olmayan bu tür kasıtlı provokasyon eylemlerine karşı sesini yükseltmeye çağırıyor. Bu tür eylemlerin arkasındaki suçlulardan hesap sorulmalı ve bu kişiler adalet önüne çıkarılmalıdır."
Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonu
Danimarka’dan İsveç’in Malmö kentine gelen ırkçı parti Stram Kurs lideri Rasmus Paludan'ın yandaşları, geçen ay polisin gösteri izni vermemesine rağmen Kur'an-ı Kerim yakmıştı.
Geçen hafta da Paludan'ın yandaşları Türklerin ve Müslümanların kalabalık yaşadığı İsveç'in başkenti Stockholm'ün Rinkeby Mahallesi'nde gizlice Kur'an-ı Kerim yakarak sosyal medyada paylaşmıştı.
İki yıl boyunca İsveç'e giriş yasağı getirilen Paludan, iki hafta önce İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakma eylemlerine devam etmek için bu ülkenin vatandaşlığına başvuruda bulunmuştu.