HAKSÖZ-HABER
Kemalist camiayı antik dönem hurafeleriyle dolmuşa bindirip İslam'a ve Müslümanlara karşı kışkırtan ekip içinde sembolik bir yeri bulunan Muazzez İlmiye Çığ'ın kafir olduğu aşikarken, tuhaf bir biçimde hem helallik alınıp hem de cenaze namazının kılınması Türkiye'deki ateist-deist çevrelerin derin çelişkileri için yeni bir misal oldu.
Zaten cenaze namazı hem içerik olarak hem de şekil olarak öylesine ucuz ve basit bir tiyatroyu andırıyordu ki, bir taraftan güldürüyor diğer taraftan da sinirleri geriyordu. Laiklik savaşçısı, aydınlanma militanı, Kemalist kadınların öncüsü gibi pek çok sıfatla sık sık anılmasına rağmen insanlık namına ortaya hiç bir değer koyamamış Muazzez İlmiye Çığ'ın arkasından helallik almak, cenaze namazı kılmaya kalkışmak ve Müslüman mezarlığına gömmek başlı başına büyük bir terbiyesizliktir.
Tabii ki Çığ'ın cenazesini bir cami avlusuna sokamamış olmaları yaşanan vahameti bir nebze olsun hafifletmiştir. Fakat Türkiye'deki ateist-Şamanist-Kemalist cenahın İslami değer ve semboller karşısındaki bitip tükenmek bilmeyen riyakarlığına yeni bir örnek sayılacaktır Mersin Akbelen Mezarlığı'nda tertip edilen çadır tiyatrosu. Ömrünü Kemalizm, Şamanizm veya sosyalizm hesabına, İslam ve Müslüman düşmanlığı üzerine kuran kişilerin cenazeleri neden cami avlusuna getirilir ki? Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın kitabı ve Resülleri'ne karşı savaş açan, İslam'ın değer ve sembollerini kamusal hayattan kazıyıp atmaya tahsis eden kişilerin cenaze namazıyla, helallik alımıyla, duayla ve Müslüman mezarlığına defnedilmekle ne alakası olabilir?
Hayattayken savaş açtıkları İslam'ın öldükten sonra onlara bir faydası olacak mı sanıyorlar acaba? Ne büyük bir yanılgı, ne derin bir çelişki!!