Seminer programının konuşmacısı Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya idi.
Rıdvan Kaya, konuşmasının başlangıcında Irak ve Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak mezhepçiliğin yoğun bir şekilde tartışıldığını ifade etti. Mezhepçiliğin kötülüğü hususunda mutabakat olduğunu ancak bu mezhepçiliğin neye tekabül ettiği ve kimin sorumlu olduğu hususunda ihtilaf olduğunu ifade eden Kaya, kötü gavurlar ve akılsız bizimkiler kalıbı ile bir anlamda suçun faillerinin buharlaştırıldığını vurguladı. Her şeyin dışarda planlandığını ve emperyalistlerin mezhep çatışması çıkardığı söyleminin mevcut durumu açıklamadığını ve vahşet ve zulüm gerçekleştirenleri perdelediğini söyleyen Kaya, olgunun netleştirilmesi ve zulüm işleyenlerin ifşa edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kaya, mezhebin bir olgu olduğunu, doğal karşılanması gerektiğini çünkü ihtilaf ve yorum farklılığının doğal olduğunu ancak doğal olmayanın mezhepçilik, asabiyecilik ve taifecilik olduğunu belirtti. Somut sorunlara somut cevaplar ve karşılıklar verilmelidir diyen Kaya, pratikten uzak vahdet söylemlerinin anlamsız olduğunu ifade etti.
Rıdvan Kaya, mezhepçilik tartışmasının İran’ın yayılmacı politikasını gizlediğine ve zalim ile mazlumu eşitlediğine dikkat çekerek, İran’ın Suriye, Irak ve Yemende bu yayılmacı politikayı hayata geçirdiğini belirtti.
Şiiliğin dün ve bugün neye tekabül ettiğine ve ayrışmanın nereden kaynaklandığına bakılmasının gerekli olduğunun altını çizen Kaya, Ashab’ın hukukunu koruma zorunluluğundan dolayı Gadir-i Hum hadisesinin reddedilmesi gerektiğini söyledi.
Rıdvan Kaya, zulme zulüm, zalime zalim dememenin zulüm olduğunu belirterek, emir olunduğumuz gibi dosdoğru olmamız gerektiğini vurguladı
Seminer programı, dinleyicilerin katkıları ve soru-cevap faslıyla sona erdi.
HABER: MURAT YÜRÜKOĞULLARI
FOTO: HAMİT GEÇER