“İslam Dünyası, Filistin’in Yardımını Bekliyor!”

İşgalci İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlalleri ve Filistinlilerin bu ihlallere gösterdiği direnişe dikkat çeken Hakan Albayrak, Aksa’yı savunmanın tüm Müslümanların görevi olduğunu vurgulayarak Filistinlilerin yalnız bırakıldığından dem vuruyor.

İslam Dünyası, Filistin’in Yardımını Bekliyor!

Hakan Albayrak / Karar

İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa’nın kapısına kurulan metal arama dedektörlerini kaldırmaya karar vermiş...

İşgal rejiminin Kudüs’teki polis şefi (Yoram Ha-Levy) ve belediye sorumlusu (Nir Berekat), dedektörlerin kaldırılmasını müsbet karşılamış...

Haber doğruysa; bu, söz planında kalan uluslararası tepkilerden ziyade -belki de sadece- Filistinlilerin estirdiği yeni intifada rüzgârından mütevellit bir gelişme olsa gerek.

Bazı İsrailli güvenlik uzmanları, metal arama dedektörlerinin Filistinlileri kışkırtarak şiddeti beslediği uyarısında bulunuyordu.

***

Doğru, Kudüs’ün işgal altında olması ve Mescid-i Aksa’nın saldırıya uğraması sadece Filistinli kardeşlerimizin değil bütün Ümmet-i Muhammed’in meselesi.

Öyle olmasına öyle de, bu meseleyi çözmek için elini taşın altına koyanlar yine sadece Filistinliler oluyor.

Siyonist işgal rejiminin zulmüne canla başla direnerek yeni bir intifada rüzgârı estiriyor Filistinliler.

Ümmet-i Muhammed’in namusunu bir başlarına savunmak için öne atılıyorlar yine.

1992-95 yıllarındaki Bosna-Hersek Savaşı’nın orta yerinde, efsanevi Ljljan (Zambak) dergisi, Boşnakların kitleler halinde katledilmesini dehşetle seyretmenin ötesine geçemeyen dünya kamuoyuna şöyle bir ‘kapak’ yapmıştı: “Dünya Bosna’nın yardımını bekliyor!”

Filistin’deki durum da böyle.

Namusumuzun korunması için Filistinlilerin çıplak azmine bel bağlamış durumdayız.

***

Ne zaman bir intifada rüzgârı esse, ABD’li devrimci Marilyn Buck’ın 1988’de hapishanede yazdığı “A Story in Celebration Of the Intifada” (İntifada’nın Yıldönümü Münasebetiyle Bir Hikâye) şiirini hatırlarım:

İsrailoğullarından Davut, bir taşla devirdi Calut’u
Şaşkın şaşkın gülümsedi sonra
‘Ben küçücüğüm, o kocaman. Nasıl oldu bu?’
Ve Calut’un evine yerleşti İsrailoğulları
Onun ayakkabılarını giydiler
Onun sofrasında yediler
Zamanla Calut’a dönüştü onlar da
Açgözlülükle, arsızca, acımasızca
Saldırdılar zeytin bahçelerinin ve çölün kadîm halkına.
Unuttular hatırlamayı
Bir zamanlar küçük olduklarını.
Filistin’in çocukları fakat
Unutmuyorlar
Bir taşın sadece bir taş olmadığını
Yıkılan evlerinin enkazında
Bir füzeye dönüşüyor taş
Bir kurtuluş fırtınası koparıyor
Direnişin başladığını haykırarak.

***

Bir faydası yok, biliyorum, yine de mücahit Filistin halkının karşısında un ufak olduğumun bilinmesini isterim.

Yorum Analiz Haberleri

2024 senesinde coğrafyamızdaki siyasi olaylar
Birleşmiş Milletler neden yeni Suriye'de rol almamalı?
Suriye Devrimi'ne Kur’an penceresinden bakış
İran kendi ipini çekiyor…
Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...