"İslam bize miras olarak kaldığı için değerini bilemiyoruz"

Amasya İHH ve Özgür-Der Temsilciliği'nin organizasyonuyla Gazeteci yazar Adem Özköse’nin konuşmacı olarak katıldığı seminer yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Seminer öncesi “Hidayet öyküleri” konulu program öncesinde Adem Özköse yeni çıkan “Cennete Otostop: Hidayet Öyküleri 2” kitabını okurları için imzaladı. 

Gazeteci yazar ve seyyah Adem Özköse konuşmasının başında resmi izinleri alınmış olan Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Tokat Gaziosmanpaşa İlahiyat Fakültesinde gerçekleştireceği konferansların üniversite kulübü yetkililerine resmî olarak hiçbir izahat yapılmadan Üniversite Rektörleri tarafından iptal edilmesine yönelik tepkisini dile getirdi. 

Yazar Adem Özköse, “Amasya Üniversitesindeki programımız ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesindeki programımızın iptalini üniversite öğrencilerine gönderilen “Görülen lüzum üzerine program iptal edilmiştir” mesajıyla öğrendik. Böyle saçmasapan gerekçeler insanın canını sıkıyor. Aynı zamanda resmî hiçbir dönüş yapılmadığı için bu tutum tamamen hukuksuzdur. Bu tür yasaklara üzülüyorum, öfkeleniyorum ama bu tür yasaklar insanı diri tutan, canlı tutan şeylerdir. Kim olursa olsun düşüncelerini, fikirlerini rahatça ifade edebildiği bir Türkiye için  hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu yasak utançtır. Dün Kemal Alemdaroğlu vardı bugünde ismini anmak istemediğim bu Rektörler tarihe yasakçı olarak geçmiştir. Yarın çocukları, torunları bu Rektörleri yasakçı olarak bilecekler. Bu üniversitelerde festival adı altında her türlü ahlaksızlığa izin verilirken, her türlü fikir ifade edilirken, biz dünyanın farklı bölgelerinde müslüman olmuş insanların Hidayet öykülerini anlatacaktık, buna engel oldular. Allah adildir. Bunun hesabını mutlaka Allah’a verecekler. Türkiye’nin her tarafında konferans verdim. Geçtiğimiz aylarda Sakarya’da Elazığ’da ve Muş’ta eğitim veren üniversitelerde konferans verdim. İlk defa Amasya ve Tokat’ta böyle bir yasakla karşılaştım.” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi. 

Adem Özköse konuşmasının devamında özetle kitabında mühtedi hikayelerinden örnekler vererek şu konulara değindi:

“İslam bize miras olarak kaldı, bu sebeple pek kıymetini bilemiyoruz. Fakat mühtediler İslam'ı bedel ödeyerek kabul ettikleri için İslam'ın değerini daha iyi biliyorlar.” dedi.

'Cennete Otostop’un insanların hayatlarına ve kalplerine dokunduğuna şahit olmak beni mutlu ediyor

'Cennete Otostop’un birinci kitabı Şam’da yaşadığım yıllarda orada tanıştığım mühtedilerle yaptığımız uzun sohbetler sonucu ortaya çıkmıştı. Kitabın kaleme alındığı dönemlerde veya daha sonrasında ikinci bir “Hidayet Öyküleri” kitabı hazırlamak gibi bir niyetim yoktu. Fakat zaman içinde 'Cennete Otostop’un vesile olduğu güzellikleri görüp okurlarımdan da yoğun şekilde böyle bir talep gelince yeni bir kitap için yola koyuldum. 'Cennete Otostop’un birinci kitabında merkez Şam şehriyken ikinci kitabını hazırlarken daha çok İstanbul’da ikamet eden mühtedilerle görüşmeler yaptım.

Kitabı hazırlarken mühtedilerden dinlediğim hikâyeler vasıtasıyla sadece İslam akidesinin dönüştürücü gücüne değil; aynı zamanda modern dönemle birlikte yoğunlaşan anlam arayışı ve huzursuzluğa Tevhid dini tarafından ortaya konulan çözüm yollarına da şahitlik ettim. Özellikle Kuran’ın kalpleri ve zihinleri yeni bir boyutla tanıştıran etkili hitabı, Peygamberimizin pak hayatı ve dünyanın dört bir tarafındaki örnek Müslümanlar insanların İslam’a kavuşmasına vesile oluyorlardı. İslam’a kavuşan insanların hayatlarında iman nimeti yepyeni bir sayfa açarken anne ve babadan Müslüman olan bizim gibi insanların nerelerde yanlış yaptıklarını da kendi kendime sorguladım. Tüm bu sürecin sonunda şartlar nasıl olursa olsun İslam’ın 21 asırda da tüm insanlık için büyük bir umut olduğunu bir kez daha fark ettim.

Bu ülkede gençlik sorunu yok yetişkin sorunu var

Çevremdeki birçok insanın çocuklarından ve gençlerden yakındıklarına şahit oluyorum. Bu anlamda gençliğin sorunlarına yönelik sunumlar, konferanslar gerçekleştiriliyor. Oysa ben Türkiye’de gençlik sorunu olduğuna inanmıyorum. Asıl sorun büyüklerde. Bizler gençlere örnek bir yaşam sunduk mu ki gençlerden şikayet ediyoruz. Gençlere adalet, hukuk, İslami yaşam konusunda ne kadar örnek olabiliyoruz? Bugün Müslümanlar adalet ve hukuk yönünden iyi bir sınav vermiyor. Biri haksızlığa uğrasa benim hakkımı ancak Müslümanlar savunur der mi? Gençler çiçek gibidir. Bizler güzel örnek olursak gençlerimiz çiçek açacaktır. Bu noktada ümitvar olmak durumundayız.

Deist ve ateist zihniyetin panzehiri mühtedi hayat hikayeleridir

Çoğunlukta olmasa da gençlerin deist ve ateist olduğuna şahitlik ediyoruz. Hatta bir kısım muhafazakar ailelerin de çocuklarında bu durumu görmek mümkün. Bunun bir sebebi de gençler ateist veya deist olmayı bir farklılık olarak görüyorlar. Başka bir kesim ise İslam ile müslümanların hatalarını aynı gördüğünden İslam’ı yanlış algılayarak deizm ve ateizme kayıyor. Azınlık bir kesim ise gerçekten buna inanıyor. Bu anlamda gençlerimizi mühtedilerin hayat hikayeleri ile tanıştırabiliriz. Bu insanların hayat hikayeleri birçok insanın hidayete ermesine ve hayatı tekrar sorgulamalarına vesile olabiliyor. Çünkü mühtedilerin çoğu deist ve ateist iken islamla tanışıyorlar, hep bir sorgulamanın sonucunda islamı kabul ediyorlar. Bizler islamı miras olarak aldığımız için imanın pek değerini bilemiyoruz. Oysa mühtediler bedel ödeyerek islamı kabul ettikleri için imanın değerini daha iyi biliyorlar.

Her türlü imkana sahip olmak ruhu doyurmuyor

Mühtedilerle yaptığım röportajlarda şunu fark ettim: “ Zengin olmak, her türlü imkana sahip olmak insanın ruhunu doyurmuyor.”  Çoğu varlıklı oldukları halde hayatlarında hep bir boşluk hissetmiş ve arayışın içerisinde olmuşlar. Batı aydınlanma ile birlikte metafiziği hayattan tamamen dışlayarak hayatı tamamen madde üzerinden okumaya başlıyor. Oysa İslam madde ve mana arasında bir denge ilişkisi kuruyor. Mühtediler islamın bu denge ilişkisinden çok etkileniyorlar. Hayatlarındaki mana boşluğunu islamla dolduruyorlar. Müslüman olduktan sonra İslam hayatlarında belirleyici bir konuma geçiyor.

Yeni çıkan bu kitabımda kimisi papaz, kimisi ünlü bir müzisyen, kimisi misyoner, kimisi uyuşturucu satıcısıyken İslâm ile tanışmış, şereflenmiş bu kişilerle hidayet hikâyelerini konuştum ve bu röportajları yazılarıma dökerek çağdaş bir seyahatname olarak sunmaya çalıştım. Geçtiğim ve gezdiğim ülkelerdeki insanların ilginç hidayet öykülerini kaleme sizler için aldım. Umarım verimli olmuştur.” dedi ve sözlerini sonlandırdı.

Program soru-cevap ve imza etkinliğiyle sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi
Üniversiteli Müslümanlar sabah namazında Fatih Camii’nde buluştu
Fetih Vakfından Suriyeli çocuklara kışlık mont yardımı