HAMZA TÜRKMEN yazdı:
Islah Projemiz ve Sorumluluk
Ötekiler bizlere ‘İslamcıların ekonomik projeji var mı?’ diye soruyorlar.
Kapitalist imparatorluğun askeri, kültürel ve finansal tüm savaş aygıtlarıyla kurduğu küresel hakimiyet içinde, asırlardır kaybettiğimiz ‘nimet’i hemen ete-kemiğe büründürmemiz tabii ki kolay değil.
I. Wallerstein, ‘Liberalizmin Sonu’ adlı kitabında küresel kapitalizme karşı alternatif olabilecek muhaliflerden bahsediyor.
Ekonomik kaynaklar ve pazar itibariyle kapitalist-liberal sistem tıkanmakta ve yaşadığı krizlerle çaresizlik periyodu içine girmektedir. Wallerstein ve benzeri siyasi analizciler, ‘yeni bir dünya tasavvuru’ üretebilecek potansiyelin, yaşadığımız süreçlerde var kalmayı başarabilen muhaliflerden oluşabileceğine işaret ediyorlar. Bir tarafta varoluşçu anarşist eğilimliler ve örgütlenebilme ihtimalleri, ama daha çok modernizm karşıtı İslami hareketlerin varlığı. Bu tür analizlerin ortaya koyduğu gerçeklik, küresel kapitalizmin İslamofobi’sini daha çok çoğaltmaktadır.
Ekim 2013’te yapılan İstanbul Küresel Forumu’nda Tayyip Erdoğan’ın ‘Batı artık dünyanın tek merkezi değildir’ ve ‘Dünya beşten büyüktür’ hitabı, ‘Adil Gelecek’ arayışıyla ilgili başlıklarla bütünleşiyordu. Ama Mısır, Yemen, Tunus, Libya, Suriye devrim süreçlerinin vesayetten kopmaya yetmemesi nedeniyle olsa gerek, İKF içeriği geliştirilemedi.
Çare, hala çağdaş medeniyet seviyesi içinde aranmaktadır. Oysa verili olan bu yol kapitalizmin otobanıdır. Ancak reelde, küresel ekonomik vesayeti aşmanın yakın vadeli alternatif bir yolu da gözükmemektedir.
Vesayetten kurtulmak isteyen, kitlelerin ihtiyacını da gözetmeye mecburdurlar. Kitlelerin zorunlu ve çoğu öğretilmiş ihtiyaçlarını cevaplamadan, vesayet sistemini aşmak ve gelecek yürüyüşümüz için özgürlük alanları oluşturmak çok olası değildir. Bu husus Kureyş Sûresi’nde de gösterilen bir toplumsal gerçekliktir.
Ayrıca tutarlı gelecek hedef ve stratejilerinden mahrum olmak, mevcut işleyişin kimliğine eklemlenmeyi ya da ütopik ruhi hastalıklara duçar olmayı getirir. (...)