Batman Özgür-Der'in bu haftaki alternatif eğitim seminerinde “Islah-İfsat Kavramları ve Günümüz Yansımaları” konulu seminer Hamza Şat ve Mahmut Batuk’un sunumuyla gerçekleşti.
İlk olarak sözü Hamza Şat aldı. Sunumuna ifsat kavramını etimolojik olarak açıklayarak başladı. İfsat kavramının "F-S-D" kökünden gelen Arapça bir kelime olduğunu söyledi. Kelime olarak yiyecek, içecekler için "bozulma, kokma" ameller için "geçersiz olma, hükmü olmama" bunların dışında ise her türlü bozulma, sapma durumunu ifade ettiğini belirtti. Yani genel bir ifade ile ilişkilerin, olayların, olguların Allah’ın istediği mecradan çıkması olarak tanımlanabileceğini ifade etti.
Dünyadaki ifsadın insanların tevhit akidesindeki bozulmadan kaynaklandığını belirtti. İnsanın hem ifsada hem ıslaha meyilli bir varlık olduğunu belirten Hamza Şat, bunu Hz. Adem kıssasından örnekler vererek açıkladı. Şu yaşadığımız çağda ifsadın bu denli fazlalaşmasının nedenini ıslah çabası içinde olan ıslahçıların meydanlardan çekilmiş olmasına bağladı.
Daha sonra Kur’an kıssalarından ifsat içerisinde olan toplumlarla ilgili örnekler vererek sunumuna devam etti. Hud kavminin yüksek binalar yapıp müstağnişelerek ifsada sürüklendiğini, aynı şekilde Semud kavminin de mağaraları oyup görkemli binalar yaparak müstağnileşip ifsada sürüklendiğini, Lut kavminin eşcinsel ilişkiler içerisine girip ve yol kesip yağma yaparak ifsada sürüklendiklerini, Şuayb peygamberin gönderildiği Medyen halkının ölçü ve tartıda hile yapıp insanların mallarına el koyarak ifsada sürüklendiğini, Firavun ’un halkını fırkalara bölerek kadınları sağ bırakıp erkekleri öldürerek ifsada sürüklendiğini, Karun’a Allah tarafından verilen nimetleri kendisinden bilmesi ile ifsada sürüklendiğini belirtti.
Son olarak günümüz ifsat çeşitlerini 5 ayrı başlık altında değerlendirdi:
1- Bireysel İfsat; Ahlaki ifsat, aile kurumunun ifsadı konularına değindi.
2- Toplumsal İfsat; Rabbimizin de Kur’an’da belirttiği gibi ekin ve neslin ifsadı çerçevesinde değerlendirildi.
3- Siyasi İfsat; Geçmişte firavun ve avanesinin yaptığı gibi bugün de küresel emperyalist güçlerin toplumları nasıl sömürmek için ifsat tohumları ektiğini belirtti.
4- Ekonomik İfsat; Bugün ekonomilerinin temelini silah satışı ile elde ettikleri kazançların oluşturduğu ülkelerin, bu gelirin kesilmemesi için toplumları nasıl ifsada sürükleyip fitneler çıkartarak savaşları körüklediklerini söyledi.
5- Çevrenin İfsadı; Başta tohum ihracatında üst sıralarda yer alan İsrail ve emperyalist ülkelerin GDO’lu yiyecekler ihraç ederek hem nesli hem de ekini ifsat ettiğini belirterek konuşmasını tamamladı.
Daha sonra Mahmut Batuk sözü alarak ilk önce ıslah kavramını etimolojik olarak açıkladı. Islah kavramının "S-L-H" kökünden gelen Arapça bir kelime olduğunu, lügatta düzeltmek, onarmak, iyileştirmek, barıştırmak, işe yarar ve elverişli duruma getirmek anlamlarında kullanılırken; terim olarak da bozulanı yeniden fıtrat ve vahiyle buluşturma kararlılığı anlamına geldiğini belirtti.
Islah kavramı hakkında Kur’an’dan örnekler veren Mahmut Batuk; savaş halindeki iki Müslüman toplumun ıslahı, çocukların ıslahı, yetimlerin ıslahı, insanların ıslahı, karı kocanın ıslahı vb. konulara değindi.
Kur’an’da mutlak muhlisin Allah olduğunu, insanların ıslah işiyle sorumlu olanların ise öncelikli olarak peygamberler, âlimler, adaleti uygulayan yetkililer, din adamları olduğunu ve dünyada insanlara faydası dokunan yararlı işler yapabilen herkesin bu kavramın sınırları içinde yer aldığını belirtti.
Peygamberimizin vefatından sonra ilk olarak siyasi ölçülerde ve giderek tevhidi eksende sosyal, kelami konularda kopma ve bozulmalar yaşandığını söyledi. Emevi ve Abbasi saltanat sistemlerinin haksız yapısına, bozguncu zihniyet ve uygulamalarına karşın ümmet coğrafyasında merkezi iktidara boyun eğmeyen önemli kıyam ve sosyal örgütlenme çabalarının hep olduğunu ve bunlarla ilgili Abdullah bin Mesut, Hüseyin bin Ali, Hasan Basri, Geylan Dimeşki, Ebu Hanife gibi ıslah öncülerinin örnekliklerinden bahsetti.
19. yüzyılın son çeyreğinde ise; "İttihadı İslam" stratejisi doğrultusunda ümmeti yeniden uyandırma ve ıslah etme çağrısının taşıyıcısının Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh öncülüğündeki "Urvetul Vuska" hareketi olduğunu belirtti. Ayrıca Türkiye’deki Kur’an’a ve Kur’an bütünlüğüne yönelme, vahyi kavramları ve Muhammedî sünneti tahkik, sorunlarımızın çözümünde usuliddini önceleme, vahyi bilinçlenme, ümmeti yeniden uyandırma ve inşa etme çabalarımızın ıslah öncülerinin ve hareketlerinin birikimiyle bütünsel olarak ilgi kurmaya başladığımız 1970'li yılların ortalarından itibaren başladığını belirtti.
Ve son olarak; Urvetul Vuska üzerinde kanaati olan veya telif eserleri olan tüm dirayet ehlinin ve nesnel yaklaşım sahiplerinin ortak tespitine göre bu ıslah ekolünün 19.yy sonunda 20.yy ıslah önderlerine ve İslami hareketlerine 5 maddelik program olarak takip edilen bir miras bıraktığını söyledi. "Bunlar;
1. Yeniden Kur'an'a ve Muhammedî sünnete dönmek.
2. Yaşadığımız çağdaş sorunları cevaplamak için İçtihad kapısını yeniden açmak.
3. Tevhit ve akaid algımızı bidat ve hurafelerden arındırmak.
4. Sömürgecilere karşı direnmek.
5. İstibdat (despotluk, keyfi yönetim) yönetimlerine karşı şu’ra yönetimine yönelmek." diyerek sunumunu tamamladı.
Seminer konukların katkılarının ardından sona erdi.