İskoçya modeli ne demek?

Şahin Alpay

PKK'nın Kandil dağlarındaki bir numarası Murat Karayılan, Hasan Cemal'den sonra (Milliyet, 5-9 Mayıs) Britanya'nın The Times gazetesine konuştu ve şunları söyledi: "Bir dönüm noktasındayız... Kürtler savaşı devam ettirmek istemiyor.

Kürt sorununu daha çok kan akıtmadan çözebileceğimize inanıyoruz. Türkiye'nin sınırları içinde barışçı ve demokratik çözüme hazırız... Britanya, isteklerini kabul ederek İskoçya'ya bir parlamento verdi, Türklerin de aynı şeyi yapmaları gerekir... İrlanda tarihini inceledim ve bu tarihe katılanlarla konuştum. O mücadelenin gelişmesini ve aşamalarını biliyorum. Türkiye, bizim sorunumuzu Britanya'nın o sorunu çözdüğü gibi çözmeli... Savaştan hem Türk, hem Kürt toplumları zarar gördü. İki taraf da birbirini affetmeli. Abdullah Öcalan dahil herkes buna katılmalı. Barış için bağışlama gerekir. Türkler ve Kürtler yeni bir sayfa açmalı..." (26 Mayıs)

Karayılan'ın söylediklerinde dikkate değer olan, elbette ki, sadece ve sadece PKK'nın silahlı mücadelenin, kanın akmaya devam etmesinden başka bir sonuç vermeyeceğini görmüş olması; ayrılıkçılığı terk ettiklerini, barış yapmaya ve bunun koşullarını müzakereye hazır olduğunu açıklaması. Gerisi, ayrıntı... Bu ayrıntılardan biri de Hasan Cemal'e, "Mahalli İdareler Kanunu'nun değiştirilerek, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden" söz ederken, The Times muhabirine Türkiye'nin de sorunu Britanya'nın çözdüğü gibi çözmesinden, İskoçya ve İrlanda'dan söz etmesi. Karayılan'ın bu sözleri Türk medyasına "İskoçya modeli" olarak yansıdı. Bu vesileyle "İskoçya modeli"nin ne olduğuna göz atmakta yarar olabilir. Parlamenter demokrasiyle yönetilen bir meşruti (anayasalı) monarşi olan Birleşik Krallık (BK), toplam nüfusu 61 milyon olan dört parçadan oluşuyor. En büyük parça İngiltere (nüfusu 51 milyon). Onu İskoçya (5 milyon), Galler (3 milyon) ve Kuzey İrlanda (2 milyon) izliyor. K. İrlanda hariç BK'a Britanya deniyor. Her parçanın BK'a dahil olmasının ayrı bir tarihi var. Ancak BK 1990'ların sonlarında kabul edilen düzenlemelerle, etnik bakımdan farklı olan bölgelerine devolüsyon, yani yetki devri yaptı. Yeryüzünde bölgelerine devolüsyon yapan sadece iki ülke var: BK ve İspanya. Devolüsyon, üniter ile federal devlet yapısı arasında, ikincisine daha yakın bir tür idari yapılanma. Devolüsyonla federalizm arasındaki en önemli fark, birincisinde bölgelere farklı ölçülerde özerklik tanınırken, ikincisinde bütün eyaletlerin eşit yetkilere sahip olmaları.

İrlanda Cumhuriyeti 1922'de ayrılıp bağımsızlığını kazanırken, K. İrlanda özerk bir bölge olarak BK'a bağlı kaldı. Özerk statüsü, BK'a bağlı kalmak isteyen Protestanlarla İrlanda'ya katılmak isteyen Katolikler arasında 1968'de patlak veren iç çatışmalar üzerine, 1973'te askıya alındı. 1998'de iki taraf arasında varılan Hayırlı Cuma ya da Belfast Antlaşması ile 1999'da, BK parlamentosuna ayrılan yetkiler dışında geniş yetkilere sahip K. İrlanda Meclisi (Assembly) kuruldu. K. İrlanda, kısaca, bütün partilerin ve toplum kesimlerinin hükümette temsil edilmesi ilkesine dayanan bir iktidar paylaşımı sistemiyle yönetiliyor.

İşçi Partisi lideri Tony Blair, Mayıs 1997'de yapılan seçime, ayrılıkçı akımların teskin edilmesi amacıyla İskoçya ve Galler'e devolüsyon vaadiyle girdi. Eylül 1997'de yapılan referandumlarla her iki bölgenin de Londra'daki iki kamaralı BK (Westminster) parlamentosundan ayrı birer yasama meclisine sahip olmaları kabul edildi. İskoçya Parlamentosu, eğitim, sağlık, tarım, adalet ve ulaştırma konularında yetkili olduğu gibi (bugüne kadar kullanmadığı) ek vergi salma yetkisine de sahip. Yine 1999'da toplanan Galler Meclisi'nin ise vergi salma yetkisi bulunmuyor. İskoçya, Galler ve K. İrlanda'nın hepsi ayrı meclislere sahip oldukları gibi, BK parlamentosuna da temsilci seçiyorlar. Bu "adaletsizliğin" giderilmesi için İngiltere'nin de ayrı bir bölge meclisine sahip olması gerektiğini savunanlar var.

ZAMAN