İstiklal Mahkemesi'nin verdiği kararla 1926 yılında idam edilen İskilipli Atıf Hoca'nın, idam edilmeden önce yazdığı mektupta herhangi bir suçun olmadığını belirttiği ve serbest bırakılacağını düşündüğü ortaya çıktı.
Cihan Haber Ajansının yayınladığı mektupta Atıf Hoca, yazdığı mektupta, eşine hakkındaki iddiaların mesnetsiz olduğunu bildiriyor ve yakın zamanda hapisten kurtulacağını ifade ediyor.
24 Aralık 1925'te yazılan mektup, "Zahidem Muhterem Refikam" diye başlıyor. Mektupta kendisinin, Karadeniz Vapuru ile İstanbul'a getirildiğini bildiren Atıf Hoca, İstiklal Mahkemesi yetkililerinin de beraberinde geldiğini belirtiyor. Giresun'da meydana gelen hadise de 'Frenk Mukallitliği' kitabı dolayısıyla tahrikkar, kışkırtıcı ve alakadar zannedildiğini belirten Atıf Hoca, daha sonra konu ile ilgisi ve alakasının olmadığının anlaşıldığını dile getiriyor.
Atıf Hoca, mektubuna şöyle devam ediyor: "İnşallah buradan da yakın zamanda kurtulurum da kavuşuruz. Bizim talebelerden Hamdi Efendi Vasıtasıyla sizlere bir sepet elma gönderdim. Hamdolsun sıhhat ve afiyetim yerindedir. İnşallah cümlenizde iyisinizdir. Şimdi polis müdüriyetine sevk oldum. Orada yoklarsınız. Kızım Melahat merak etmesin, mektebe devam etsin. İşine dikkat etsin. Semih oğlum (evlatlığı) ne yapıyor. Yaramazlık ediyor mu? Mektebine devam etsin, dersini güzel okusun. İnşallah yakında gelip onu dinleyeceğim. Allah'tan baki sıhhat ve selametinizi eylerim."
ATIF HOCA'NIN KIZINA EMEKLİ VE YETİM AYLIĞI BAĞLANMIŞ
Ortaya çıkan diğer bir belgede ise Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Atıf Hoca'nın asılmasının ardından kızı Ayşe Melahat Koldan'a maddi durumunun kötü olmasından dolayı, emekli ve yetim aylığına bağlandığı belirlendi. 1 Şubat 1954 yılında bağlanan aylığın 47 lira 79 kuruş olduğu ve Sayıştay'ca da tetkik edildiği kaydedildi.