HAKSÖZ-HABER
Toplumu zorla Batılılaştırmak amacıyla çıkarılan Şapka Kanunu'ndan 18 ay önce yazdığı kitap sebebiyle İstiklal Mahkemelerinde yapılan göstermelik bir yargılama sonucu idam edilen İskilipli Atıf Hoca'nın, idamdan önceki son fotoğrafları yayımlandı.
Milli Gazete'den Musta Kılıç'ın ulaştığı fotoğraflarda Atıf Hoca ve beraberindeki tutuklular İstanbul'dan Ankara'ya götürülürken 26 Aralık 1925'te ve 3 Şubat 1926'da Ulucanlar Cezaevi'nin bahçesinde görülüyor.
İKİ İDAMLIK YAN YANA
Devlet arşivlerinden alınan fotoğraflarda idam edilen İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi yer alıyor.
3 Şubat 1926’da çekilen fotoğraf Ulucanlar Cezaevi’nin duvarı önünde çekilmiş. Fotoğrafta İskilipli Atıf Hoca, birlikte idam edildiği Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi’yle yan yana bulunuyor. Fotoğrafta bir jandarma görevlisi yer alıyor. Evraklarda yer alan Atıf Hoca’nın idam yolculuğuna ait bilgilerde Ankara’ya birlikte götürülen kişilerin isimleri de yer alıyor.
Şehit Atıf Hoca'nın trendeki yol arkadaşları arasında yer alan bir isim de Mehmet Akif Ersoy'un damadı Ömer Rıza.
Trendeki tutuklularının tamamı şu şekilde not edilmiş: "Sabık Müftü Ali Rıza, İskilipli Atıf Hoca, Kitapçı Aziz, Kitapçı Mihran, Ömer Rıza, Fatih Türbedarı Hoca Hasan Tahsin, Yüzbaşı Hızır, Ahıskalı Şeyh Ali Haydar, Şeyh Salman, Hacı Nafiz, Akreboğlu Osman, Abdulgafur, Mesut Mevlevi, Seydişehirli Hasan Fehmi, Tahirul Mevlevi, Yağlıkçı Mustafa ve biraderi Hüseyin, Aziz Mahmut ve Zühtü Efendiler, Berber Mustafa.
TREN CAMINDAN SİMİT PEYNİR ALDILAR
Fotoğraflarla birlikte evraklarda sabahın erken saatinde Ankara’ya götürülmek için yola çıkarılan İskilipli Atıf Hoca ve beraberindekilerin ne yediklerine ait bilgiler de devlet arşivlerinde bulunuyor. Trenin kalkmasına az bir süre kala İskilipli Atıf Hoca ve birlikte olduğu tutukluların yolculuk sırasında karnını doyurmak için tren camından simit ve bir miktar peynir satın aldığı bildiriliyor.
Atıf Hoca trene bindirilmeden son bir kez ailesiyle burada görüştüğü de devlet arşivlerindeki evraklara not edilmiş. Tutukluların fotoğraf çektirmek istemediği, fakat fotoğraflarının vagon camından camından alış veriş yaparken gizlice çekildiği bilgisi de yer alıyor.
Evraklarda İdamla yargılanmak için götürülen tutukluların 3. Sınıf vagona bindirildiği ifade ediliyor. Atıf Hoca ve beraberindekileri Ulucanlar Cezaevine getirmek için başlarında resmi kıyafetli 13 polis memuruyla birlikte trende 13 tane de gizli sivil polisin bulunduğu anlatılıyor. İskilipli Atıf Hocanın fotoğraflarında en dikkat çeken ayrıntılardan biri de yargılanma sürecinden idam edilişine kadar başındaki sarığını hiç çıkarmaması.
İSKİLİPLİ ATIF HOCA'NIN DAVA SÜRECİ
İskilipli Atıf Hoca da Şapka Kanunu çıkmadan önce yazdığı kitaptan dolayı 9 Aralık 1925’te tutuklandı. Ardından gemi ambarında Giresun’daki İstiklâl Mahkemesi’ne gönderildi. Burada beraat eden İskilipli Atıf Hoca tekrardan İstanbul’a götürüldü. Fakat İstiklal Mahkemeleri’nin üyeleri peşini bırakmadı.
Bu sefer de Ankara İstiklal Mahkemeleri’nde yargılamak için İstanbul’da gözaltına alınarak tutuklanıp Ankara’ya getirildi. Ankara İstiklâl Mahkemesi Hakimi Kılıç Ali, İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi hakkında karardan kısa bir süre önce gazetecilere ‘masum’ olduklarını söylediği halde 4 Şubat 1926’da idam kararı verdi.