İskilipli Atıf Hoca Ankara’da Anıldı

İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal mahkemeleri kararları sonucu şehit edilenler Ulucanlar Cezaevi önünde anıldı.

4 Şubat 1926 Tarihinde Ankara İstiklal Mahkemesi''nce Şapka Kanunu''na muhalefet etmekten yargılanan ve yargılama komedisi neticesinde Ankara Samanpazarı Meydanı''nda asılarak idam edilen, bu vesileyle Cumhuriyet döneminin simge Müslüman isimlerinden İskilipli Atıf Efendi''yi, onunla birlikte idam edilen Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi''yi ve yine Şapka Kanununa muhalefetten idam edilen Erzurumlu Şalcı Bacı''yı (Şöhret Kadın) Ulucanlar Cezaevi önünde anıldı.

İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi'nin yargılandığı ve idamından önce tutuklu olarak kaldığı Ulucanlar Cezaevi önünde toplanan yaklaşık 300 kişilik gurup İstiklal Mahkemeleri zabıtlarının günümüz Türkçe'si ile yayımlanmasını ve Şapka Devrimi bahane edilerek asılan İskilipli Atıf Hoca, Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi ve Erzurumlu Şalcı Şöhret Bacı şahsında İstiklal Mahkemeleri tarafından katledilen bütün mazlumlar için İade-i İtibar istedi. Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal'ın basın açıklamasından sonra İskilipli Atıf Efendinin mezarını Kimsesizler Mezarlığında bulan eski Milletvekili Mehmet Sılay yaptığı konuşmada mezarın bulunduğu parkın adının İskilipli Atıf parkı olarak değiştirilmesini istedi. Türkiye Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan ise yaptığı konuşmada Yenimahalle Belediyesinin bir parka İstiklal Mahkemesi üyelerinden Ali Çetinkaya'nın adının verilmesini eleştirerek bu ismin bir an önce değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Son olarak söz alan Mazlumder Genel Başkanı Faruk Ünsal ise gerek Kimsesizler Mezarlığının bulunduğu parkın adının, gerekse Yenimahalle Belediyesinin Ali Çetinkaya adını verdiği parkın isimlerinin değiştirilmesi için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları ile ilgili belediyeler nezdinde girişimlerde bulunacaklarını açıkladı. Eylem İskilipli Atıf Hocanın mezarının bulunduğu yerde Kimsesizler Parkında fatiha okunarak sona erdi. MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL'ın yaptığı basın açıklaması aşağıdadır.

Basın Açıklamasının Tam metni:

GEÇMİŞLE HESAPLAŞMADAN HELALLEŞME OLMAZ

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu’da toplanan imparatorluk bakiyesi halkların ortak iradesini temsilen direniş temsilcileri ve Meclis-i Mebusan üyelerinden oluşan Büyük Millet Meclisi 1921 Anayasası’nı kabul etmiş ve birlikte yaşamanın koşullarını belirlemişti. Lozan süreciyle birlikte “otoriteye bağlılık” esasına dayalı olarak atama usulüyle yeni Meclis teşkil edilmiş, bu Meclis 1921 Anayasası yerine 1924 “Ulus Devlet” Anayasasını kabul etmiştir. 

1921-1924 Anayasaları arasındaki paradigma yarılması sadece anayasal metinler üzerinde kalmamış, sosyal ve kültürel hayattan, yaşamın bütün alanlarına sirayet eden topluca bir değişikliği beraberinde getirmiştir. Bu değişiklik içselleştirilmiş oryantalizmdi. Söz konusu değişikliğe herhangi bir nedenle uyum sağlayamayan ve/veya değişikliğe itiraz edenler en acımasız zor yöntemleriyle susturulmuş, böylelikle oluşturulmak istenen “Ulus Devlet”  korku, baskı ve tehdit temelleri üzerine bina edilmiştir.

Yaklaşık otuz yıl aktif olarak süren bu yeni devlet/millet modeli, arkasında pek çok mağdur bırakmış, hukuksuz uygulamalar devlet ile vatandaş arasında güven bağlarını parçalamıştır. Gücünü kaybetmiş olsa da bu yeni devlet/millet modelinin uzantıları günümüze kadar varlığını korumuştur.

İskilipli Muhammed Atıf Efendi bu dönüşüm sürecinin en önemli simge isimlerinden biridir. Atıf Efendi yeni devletin, batılılaşma etkisinde kaldığını fark ederek başta Sebil-ür Reşad olmak üzere Alemdar, Beyan-ul Hak ve Mahfil gibi gazete ve dergilerde İslam’ı esas alan yazı ve makaleler yazmıştır. Bu yazıların bir kısmını 1924 yılında ‘Frenk Mukallitliği ve Şapka’ adıyla kitaplaştırmıştır.

1925 Yılında ‘Şapka Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle şapka giymeyi reddeden Müslüman ahali üzerine sürek avı başlatılmış, bu çerçevede başta Şalcı Bacı olarak bilinen Erzurum’lu Şöhret Kadın olmak üzere, ülke çapında İstiklal Mahkemeleri marifetiyle birçok insan idam edilmiş, Rize denizden bombalanmış, kimi vilayetlere tenzil-i rütbe uygulanmış ve devlet yardım ve yatırımları yıllarca bu vilayetlerden ve ahaliden esirgenmiştir.

İskilipli Atıf Hoca, Şapka Kanunundan 1,5 yıl önce yazdığı kitap nedeniyle tutuklanarak Ankara’ya getirilmiş, 26 Ocak 1926’da Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanmış, kendisine müdaafası için bir gün süre verilmiş, ancak Atıf hoca bu düzmece mahkeme heyetine “Müdafaaya gerek yoktur.” diyerek müdafaadan sarfı nazar etmiştir. Savcının 3 ila 15 yıl arasında hapis istemine rağmen Mahkeme İskilipli Atıf Hoca’ya ve birlikte yargılandığı Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi’ye idam cezası vererek hukukun evrensel prensibi olan, “makabline şamil ceza olmaz” ilkesini de idam etmiştir.

Hüküm 4 Şubat 1926 tarihinde eski Meclis bahçesinde infaz edilmiş, mahkeme heyeti infaz sırasında Atıf Hoca’nın sarığını çıkartarak fötr şapka giydirmiş, devlet kibrinin, “tanrı devlet” mitinin insanlığın gözlerini nasıl kör edebileceğinin örneğini sergilemiştir.

Şapka Devrimi katliamı Cumhuriyet döneminin bütün katliamları gibi örtbas edilmeye çalışılmış, ancak dönemin kimi ehl-i vicdan yazarlarının gerek ölümlerinden sonra yayımlanan hatıratlarında gerekse ailelerine bıraktıkları günlüklerinde değinilmiş ve daha da önemlisi yerli ahali bu ve buna benzer zulümleri unutmayarak nesilden nesle aktarmıştır.

Birkaç yıl öncesine kadar mezarının nerede olduğu dahi bilinmeyen İskilipli Atıf Efendi’nin mezarı 2009 yılında bugün Şafaktepe Parkı olarak bilinen yerde bulunmuş ve ailesinin isteği üzerine İskilip’e nakledilmiştir.

Sürekliliğin esas kabul edildiği devlet denilen mekanizma, kuruluş sürecinde her ne nedenle işlenmiş olursa olsun devlet adına işlenen her cürümden sorumludur ve bu cürümlerin sonuçları nedeniyle mağdur ettiği herkesten özür dilemeli, iade-i itibar sağlamalı ve zulme uğrayanların ailelerine tazminat ödemelidir.

Başta İskilipli Muhammed Atıf Efendi, Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi ve Şalcı Bacı olmak üzere İstiklal mahkemeleri tarafından katledilen bütün mağdurlara yeniden muhakeme yolu ile itibarları iade edilmeli ve devletin ve halkların geçmişle hesaplaşabilmesi için İstiklal Mahkemeleri zabıtlarının günümüz Türkçesiyle hemen yayınlanması sağlanmalıdır.

Geçmişle hesaplaşmadan gelecek kurulamaz.

Ahmet Faruk ÜNSAL

MAZLUMDER Genel Başkanı

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı