Adem Özköse / Diriliş Postası
Tunus genelinde yaptıkları dâvet, yardım ve siyasî çalışmalarla bilinen ve mutedil Selefîliği temsil eden Islah Partisi’nin Lideri Muhammed Hoca, IŞİD gibi grupların işledikleri cinayetlerle Peygamber Efendimiz’e ihanet ettiklerini söyledi.
Tunus’un başkenti Tunus’da Islah Partisi’nin genel merkezinde bir araya geldiğimiz Islah Partisi’nin Genel Başkanı Muhammed Hoca, Selefîliğin sürekli olarak terörle özdeşleştirilmesini doğru bulmadıklarını ifade ederek IŞİD gibi grupların savaş anlayışıyla İslâm’ın cihad anlayışının uzaktan yakından ilişkisinin olmadığını belirtti.
İslâm’ın cihad anlayışının kendine göre birtakım kural ve sınırları olduğunu söyleyen Hoca: “Evet, İslâm’da cihad vardır; fakat bizim dinimizdeki cihadın kendine göre bazı kuralları da vardır. Cihad birçok şartı, yolu olan bir ibadettir. Bazıları kendilerinin cihadî Selefîler olduklarını iddia ediyorlar. Hem Laihale illallah Muhammedurrasulullah diyeceksin hem de mazlumları, sivilleri öldüreceksin. Bu nasıl bir cihad? Hem Allahuekber diye bağıracaksın hem de Müslümanları katledeceksin. Bu nasıl bir İslâm? Biz bu tür grupları şiddetle reddediyoruz. Bir takım istihbarat örgütleri tarafından yönlendirilen IŞİD gibi gruplar üzerinden İslâm hakkında kötü bir imaj oluşturulmak isteniyor. Bu gruplardan ziyade bu grupların arkasındaki güçler araştırılmalı. Biz insanları barış yoluyla, güzellik yoluyla İslâm’a çağırıyoruz. Kendimize ‘Onları Rabbine güzel bir şekilde çağır ve onlarla hikmetle mücadele et’ âyetini ilke edinmiş bir partiyiz. Peygamberimiz insanları İslâm’a çağırırken kimseyi zorlamamıştır. Bu tür aşırı gruplar Selefî salihinin yolunda değildirler. Onlar hem Peygamberimize hem de İslâm’a ihanet içerisindeler.” dedi.
En Çok Müslümanlar Zarar Görüyor
Tunus’daki terör eylemlerinin arkasında Selefîlerin olduğu yönündeki iddialara da cevap veren Muhammed Hoca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aklı başındaki bir Müslüman bu tür vahşi yöntemler kullanarak insanları katledemez. Dinimiz İslâm bizlere farklı din ve düşüncelere saygı göstermemizi emrediyor. Siz insanları sırf farklı din veya düşünceden diye öldüremezsiniz. İslâm şirki, zulmü, haksızlık, adaletsizlik ve vahşeti sona erdirmek için gelmiş bir dindir. Zulüm karşıtlığı üzerine kurulmuş bir dinin mensupları insanlara bu şekilde zulüm yapabilirler mi? Fakat bu tür sapık grupların işledikleri suçlar nedeniyle başkaları da suçlanmamalı. Çünkü hiç kimse bir başkasının günahından sorumlu değildir. Biz metod olarak siyasî ve barışçıl yolu benimsemiş bir partiyiz. Hak ve özgürlükler için mücadele ediyoruz. Çünkü bizim dinimiz İslâm insanları tevhide, adalete, kardeşliğe, özgürlüğe ve toplumdaki fertlerin birbirleriyle dayanışma içinde olmasına çağırmaktadır. Aşırı gruplar en çok İslâm’a ve Müslümanlara zarar veriyor. Bu tür sapık gruplar nedeniyle tüm Müslümanlar suçlanıyor. Bu da zulmün, terörün bir başka çeşididir.”
Tunus Islah Cephesi ve Muhammed Hoca
Tunus’da devrim öncesi kurulan bir İslâmî hareket olan Islah Cephesi mensupları ülkedeki diktatörlük yıkılana kadar yoğun şekilde baskı altında tutuldular. Yüzlerce mensubu cezaevine atılan, soruşturma geçiren ve yurtdışına kaçmak zorunda kalan Islah Cephesi devrim sonrası faaliyetlerine yeniden başladı. Yurtdışından geri dönenlerin ve hapishanelerden çıkanların önderliğinde Tunus içinde teşkilatlanan Islah Cephesi diktatörlük devrildikten sonra gerçekleşen ilk seçimlere bağımsız adaylarla girdi. Nahda Hükûmeti’nin kurulmasıyla Islah Cephesi’nin partileşme talebi de kabul edildi. Böylece Islah Cephesi Mart 2012’de Islah Partisi’ne dönüştü.
Dönem dönem Nahda’ya eleştirilerde bulunan Islah Cephesi mensupları, seçimlere girmedikleri yerlerde ve sıkıntılı dönemlerde ise Nahda’ya destek veriyorlar.
Islah Cephesi’nin Lideri olan Muhammed Hoca da Türk kökenli bir Tunuslu. Tunus’da Gıda Mühendisliği üzerine üniversite eğitimi gördükten sonra doktorasını Fransa’da yapan Hoca; diktatörlük döneminde Islah Cephesi’nin diğer liderleri gibi hapishaneye atıldı. Serbest kaldıktan sonra ülkesinde ev hapsinde tutulan Islah Cephesi’nin Lideri Tunus’daki mutedil selefiliği temsil eden isimlerden biri olarak kabul ediliyor.