Kenan Alpay gündemi yorumluyor:
Düşürülen savaş uçağını takiben Rusya’nın Türkiye’den duymak istediği ‘yeni şey’ resmen belli oldu. Rusya, Türkiye’den bir daha uçağını düşürmeyeceği garantisi, özür, tazminat ve sorumluların cezalandırılmasını talep etti. Gerilim yükselmesin, iki ülke de ekonomik kayba uğramasın ve birçok komşusundan sonra Rusya’yı da kaybetmesin diye hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hem de Başbakan Davutoğlu’na çağrılar yapıldı.
Rusya’nın askeri gücü, dozu sistematik olarak artan tehditleri sürekli gündemde tutuldu. Hükümeti Suriye’de zirve yapan ‘ekseni kaymış’ dış politikasından bir an önce dönmeye, nedamet getirmeye çağıran konuşmalar yapıldı, yazılar yazıldı, eylemler yapıldı. Bütün bunlar Erdoğan-Davutoğlu siyasal çizgisinin yanlışlığı hatta gayrı meşruluğu üzerine oturtulurken her durumda karşı tarafın tezlerine haklılık kazandırarak yapıldı. Epey öncelerden tanıdığımız AB ve ABD karşısında sergilenen bu pozisyon alış tarzı giderek olgunlaştı ve kendini tutamaz bir hale geldi ve PKK-PYD için de Esed rejimi, İran ve Rusya için de tekrarlanır oldu.