İşgal ordusunun Gazzelilerden güneye gitmelerini istemeleri üzerine ailesiyle birlikte göç yoluna düşen Rantisi 10 Kasım 2023'te Netzarim ekseninde İsrail askerleri tarafından alıkonuldu. İşgal basınında 18 Haziran'da çıkan haberlerde ise Rantisi'nin alıkonulduktan bir hafta sonra siyonist İç Güvenlik Teşkilatı Şin-Bet'e (Şabak) bağlı bir soruşturma merkezinde öldüğü iddia edildi.
Başlarından geçenleri AA muhabirine anlatan acılı aile, doktor Rantisi'nin hangi koşullar altında sorguya çekildiğini, ölümünün soruşturulmasını ve eğer öldüyse de doktorun naaşını teslim almayı istediğini belirtti.
Yeşil önlükle hastaneden ayrıldı
İşgal ordusunun zorlamasıyla Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru göç etmeye karar verdiklerini kaydeden Rantisi'nin eşi Rende Misbah el-Hems, "Evden çıktığımızda eşim, Gazze kentinde yer alan Hasta Dostları Hastanesinde ameliyattaydı, üzerinde yeşil önlükle hastaneden çıktı, önlüğü kanlar içindeydi." dedi.
Eşi, kendisi, üç çocukları, kayınvalidesi ve görümcesiyle güneye doğru yola çıktıklarını aktaran Hems, Netzarim'e geldiklerinde İsrail askerlerinden gördükleri kötü muameleyi, "Çok kalabalıktık, belki de 30 bin kişi göç ediyordu. Durun dediler, durduk ve bizi kameralarla çekmeye başladılar. Sonra yeşil önlüklü sen bize doğru gel dediler, gitti, dizlerinin üstüne çök dediler, çöktü, o esnada biz şok geçirmiş gibiydik. Onu istediklerine inanamadık." şeklinde anlattı.
Eşinin askerler tarafından alıkonmasının ardından ondan haber almaya çalıştıklarını arkadan gelenlere sorduklarını ama net bir bilgi alamadıklarını aktaran Hems, "Yürümeye devam ettik ve Nusayrat'a yaklaştığımızda kontrol noktasına saldırı oldu dediler. Eşin belki o saldırıda ölmüş ya da yaralanmıştır dediler. Bütün ambulanslar Aksa Şehitleri Hastanesine gitti dedikleri için oraya gittim, sordum, aradığım vasıflarda kimsenin hastaneye getirilmediğini söylediler." diye konuştu.
8 ay süren bekleyiş
"Refah'a ulaştıktan sonra asıl sıkıntılarımız başladı. Babasız, eşsiz, kardeşsiz kaldık. O (Rantisi) bizim için her şeydi. Yokluk yolculuğumuz böylece başlamış oldu. Her gün bir umutla beklemeye başladık." diyen Hems, Kızılhaç'a ve yetkili makamlara başvurduklarını ancak 8 ay boyunca hiçbirinden bilgi alamadıklarını söyledi.
Hems, "Kimi şehit oldu diyor, kimi bilmiyoruz diyor. Alıkonulduktan 1 hafta sonra Şabak'ın sorgusu sırasında öldü diyorlar. Kalp krizi geçirdi diyorlar oysa ki eşimin hiçbir rahatsızlığı yoktu. 53 yaşındaydı ama sağlıklıydı." diyerek eşinin ölümü üzerindeki sır perdesinin aralanmasını istedi.
Bütün dünyaya ve insan hakları örgütlerine seslenen Hems, "Eşim öldü mü, başına ne geldi, sorgu altındayken hangi koşullardaydı, alıkonulduktan 1 hafta sonra öldüyse nasıl öldü, bunu araştırsınlar. 8 aydır bana kimse bilgi vermedi, 8 ay sonra çıkıp öldü diyorlar. Her esir grubu salıverildiğinde bunlarla beraber belki o da salıverilir dedim ve 8 ay bekledim." diye konuştu.