İşgalci Rusya Uşağı Esed’i Gözden mi Çıkardı?

Son zamanlarda çeşitli zeminlerde dillendirilen Rusya’nın Esed’i gözden çıkardığı iddiasını değerlendiren Mehmet Koçak, İran’ın Suriye’deki nüfuzunun soruna dönüştüğünü ve Rusya’nın Esed’i gözden çıkaracağını öne sürdü.

Mehmet Koçak’ın Yeni Akit gazetesinde yayımlanan yazısını (16 Mayıs 2020) ilginize sunuyoruz:

İran’ı Suriye’den Çıkarma ve Esed’siz Dönem Hesapları

Şam diktatörü Beşşar Esed, art arda gelen darbelerle sarsıldıkça sarsılıyor.

İdlib’de Türkiye’nin karşısında hezimete uğrayan ve son zamanlarda Rusya’nın yerine alternatif arandığı hakkında ortada dolaşan bilgiler, medya organları ve sosyal medya platformlarında ayyuka çıkan aile içindeki benzeri görülmemiş çirkeflikler, yolsuzluklar ve köklü anlaşmazlıklarla sarsılan otoritesi yüzünden Beşşar Esed, gerçekten çok zor bir sürecin içindedir.

Bütün bu krizlerin yanında şimdi de Şam diktatörünün başını ağrıtan bir diğer konu ise İran ve İran’ın desteğindeki Hizbullah terör örgütü’nün Suriye’deki varlığı nedeniyle artan ağır baskılardır.

Rusya, “Ya İran ve onun güdümündeki Lübnan Hizbullahı, ya biz” restiyle Beşşar Esed’i zor bir tercihle karşı karşıya bıraktı.

İran ve Hizbullah’ın Suriye’deki kamplarına yönelik saldırılar düzenleyen İsrail ise “İran ve desteğindeki Hizbullah Suriye’den çıkana kadar, Suriye’deki operasyonlarımızı artırarak sürdüreceğiz” tehdidinde bulunuyor.

Şam yönetiminin hamisi Rusya, İrail’in tehditlerine karşı sessiz kalıyor. Aslında bu sessizlik, İran karşıtlığı girişimlere destek anlamına gelmektedir.

ABD ise, Rusya ve İsrail’in İran ve Hizbullah üzerinden Şam yönetimiyle karşı karşıya gelmelerinden son derece memnun.

İRAN YANLIŞLARININ BEDELİNİ ÖDÜYOR.

Mezhebi bir yaklaşım içinde Şam yönetimine destek verenve fiilen de iç savaşta taraf olup toplu katliam operasyonlarında yer alan İran ve güdümündeki Lübnan Hizbullahı, bir yandan muhalif silahlı güçler karşısında diğer yandan ise İsrail’in kamplarına yönelik ağır saldırıları sonucu Suriye’de çok büyük kayıplar verdi, veriyor.

Sadece milis güçlerini değil, kanlı eylem ve operasyonları yöneten önemli komutanlarını da kayıp verdi.

İran’ın Orta Doğu’daki stratejik yayılmacı politikasının mimarı olarak bilinen Kasim Süleymani’nin öldürülmesi ise İran’ı sarsmıştı.

Çünkü o, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’deki Şii milis güçlerinin tamamını eğiten ve yönlendiren İran Mollaları rejim taraftarlarına göre efsane komutandı.

Kudüs Tugayları’nın komutanı General Kasım Süleymani’nin Iraklı Şii milis grup olan Haşdi Şabi’nin eylem planlarını değerlendirmek üzere Bağdat havalimanı yakınlarındaki bir askeri üsse girerken “İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı yönünde ABD güçlerinin özel operasyonuyla öldürülmüştü.

3 Ocak 2020 tarihinde, emrindeki İslami Cihat ve Hizbullah ile Haşdi Şabi’nin üst düzey komutanlarıyla birlikte Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra şimdi de İran, Suriye’deki İran Devrim Muhafızları’nı yöneten Molla Ebu el-Fadi Serlak’ın Suriye’de Hama ve Halep arasındaki kırsalda öldürülmesi haberiyle benzer bir sarsıntıyı yaşıyor.

Bu bombalı suikast sadece İran’ı değil, aynı zamanda Şam yönetimini ve Suriye’deki İran ve Lübnan Hizbullahı ‘milis güçlerini’ de derinden etkiledi.

Şimdi birbirini takip ederek gelen ağır darbeler sonrası “İran, Suriye’den çekilir mi?” sorusuna cevap aranıyor.

Zira Uluslararası Toplumun baskıları, İsrail’in Suriye’deki İran ve Hizbullah kamplarına yönelik hava saldırıları ve yaşanan suikastlarla İran ve güdümündeki Hizbullah güçleri gerçekten ağır kayıplar veriyor.

Madalyonun diğer yüzünde ise İran’ın iç sorunları var. İran içteki muhalefetin karşı çıkışları ile ABD yaptırımlarının etkisiyle çökme noktasına gelen ekonomisiyle İran bir çıkmazın eşiğinde.

Nitekim İran halkı, Şii İmparatorluğu hayali ile başlatılan yayılmacı politikaları sonucu İran dışında gereksiz savaşlara taraf olmak, ayrıca Nükleer güç olma hevesleri uğruna ülkenin büyük imkânlarının heba edildiğine inanıyor.

İranlılara göre İran Mallar Yönetimi Suriye ve Yemen bataklığına saplanması büyük bir hata. Bu yanlıştan dönülmez ise İran rejimi yıkılmaya mahkûm olacak.

Şam diktatörü en büyük destekçisi Rusya ile kavgalı olduğu bir dönemde İran ve Hizbullah’ın ağır kayıplar vermesiyle Suriye’den çekilme ihtimali karşısında ciddi anlamda endişeli.

Kısacası, artık ok yaydan çıktı.

Sadece Suriye’de değil, dünya başkentlerinde de bir yandan “Esed hanedanlığı yıkılıyor” yorum ve tartışmaları sürerken, diğer yandan Beşşar Esed sonrası hesapları yapılıyor.

Bu yöndeki beklentiler Suriye’deki aktörleri Beşşar Esed sonrası hazırlıklar çerçevesinde Moskova, Washington ve Ankara arasında Suriye’nin geleceği adına farklı ilişkiler ve arayışların sürdüğü artık gizlenmiyor.

Moskova kendi kazanımlarını kalıcı hale getirmek için sadece Nusayrileri (Suriye Alevileri)’in temsil edildiği bir yönetim yerine her kesimin içinde olduğu bir yönetim istiyor.

Çünkü Rusların yaptırdığı anketlerde 2021 seçimlerinde Beşşar Esed’in en fazla % 30 oy alabilecek.

Bu gerçeği öğrenen Devlet Başkanı Putin, Türkiye ve ABD ile ortak bir çalışma için en yakınlarına talimat verdiği haberleri Rus basınında yer aldı.

Moskova görüşmelerde kendi kazanımlarının kalıcı kılınması şartıyla 2021 seçimleri öncesi Beşşar Esed’siz bir yönetime geçilebileceği ve Türkiye’nin ‘Esed’siz bir geçiş dönemi’ önerisine ABD’den sonra Rusya’nın da destek verebileceği Moskova kaynaklı haberlerde belirtiliyor.

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası