Resul Tosun tarafından kaleme alınan ve bugün Star gazetesinde “16 Masumu Kurşuna Dizdiler” başlığıyla yayımlanan yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:
1976 yılında Siyonist devletin el-Celil bölgesindeki Arraba, Sıhnin, Deyri Hanna ve Arabussevaıdi köylerinde Filistinlilerin, 21 bin dönümlük arazilerine el koymasına tarihi bir tepki verilmesinin kısa adıdır Toprak Günü.
Şöyle ki, İsrail çıkardığı bir kararname ile Filistinlilerin arazilerini müsadere etmiştir.
Siyonistlerin ‘El celil ıslahı’ adını verdikleri kararnameye Filistinliler ‘el-Celil işgali’ diye anar.
Çünkü bu kararnamenin amacı ıslah ya da geliştirme değil el-Celil bölgesinin Yahudileştirilmesidir.
***
İsrail 1948 yılında işgal ile müsadere ettiği milyonlarca dönümlük arazinin yanı sıra 1948-1972 yılları arasında da el-Celil’de Filistinlilerin bir milyon dönümü aşkın arazisine el koymuştur.
Bu işgalci zorbalığına karşı 21 Şubat 1976 tarihinde Filistinlilerin bölgesel temsilcileri bir toplantı yaparak müsadere politikasını protesto için 30 Mart günü umumi bir boykot kararı aldılar.
Bu karara İsrail ordusunun tepkisi çok sert oldu. Tanklarla zırhlı araçlarla Filistin köyleri basıldı ve hedef gözetilmeksizin sağa sola ateş edildi. Araba köyünden Hayr Yasin şehit oldu.
Bunun üzerine Filistinliler 30 Mart’ta büyük bir yürüyüş düzenlediler. Orada da 5 şehit verdiler.
***
İşte bu nedenle Filistinliler her 30 Mart’ta kimliklerini korumak ve arazilerine sahip çıkmak için ‘Toprak Günü’ adı altında yürüyüş düzenleyip işgale direniyorlar ve işgal güçleri de her defasında şiddet uygulayarak Filistinlilere saldırıyor, vuruyor, kırıyor, gözünü kırpmadan öldürüyor.
İki gün önce de işgal güçleri tank ve tüfeklerle yaptığı saldırıda 16 Filistinliyi hunharca katletti ve bin 400 civarında göstericiyi yaraladı.
***
Kuveyt’in girişimiyle BM konuyu görüşmek için acil toplandı.
Netice malum.
Kuru laf kalabalığı.
Beyefendiler endişeliymiş, orantılı güç kullanılmalıymış, uluslararası hukuk ihlal ediliyormuş, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma açılmalıymış vesaire vesaire.
Sonuç olarak ortada bir yaptırım yok. İsrail’in bu hukuksuzluğunu durduracak hiçbir adım yok.
Bildik BM faaliyeti.
BM’nin bir çözüm üretmediği çözüm kararlarını da uygulamadığını biliyoruz.
BM denen örgüt mazluma karşı zalimi koruyan bir misyon üstlenmiş maalesef.
***
Güçlü olan karar marar dinlemiyor, dilediği gibi at oynatıyor.
İsrail BM kararlarını uygulasaydı bugün Filistin’i konuşuyor olmayacaktık.
Ama ne İsrail ne ABD ne de diğer emperyalist güçler BM’nin kararlarına değil kendi çıkarlarına bakıyorlar.
Zarar gören taraf Müslüman olunca emperyalistlerin tavrı timsah gözyaşından ibaret.
Şu Fransa’nın yediği naneyi görüyorsunuz. İsrail kameralar önünde insanları katlederken İsrail’e arabuluculuk teklif etmiyor, kalkmış terör örgütü PYD/PKK’ya aracılık teklif ediyor.
***
Mısır’da Mursi’ye karşı darbeyi alkışlayan emperyalistlerin elindeki BM, İsrail’i neden engellesin ki? Sisi’yi Filistin’e rahat müdahale etsinler diye getirdiler Mısır’ın başına.
İkinci hedefleri emperyalizme kafa tutan Erdoğan’dı. FETÖ maşasını bu ülkeye boşuna musallat etmediler.
Bu millet 15 Temmuz’da yazdığı destan ile muhtemel ‘Toprak Günleri’nin de önüne geçmiştir.
Filistinlilerin Toprak Günü etkinlikleri de işgale ve emperyalizme direnmenin bir başka boyutu olarak insanlığa önemli mesajlar içeriyor.
Anlayana tabii ki.