HAKSÖZ HABER
Aydınlık gazetesi bugün yayımladığı gazete ekinde, “Sinciang Mucizesi: İnsan hakları ve kalkınma” başlığı altında dezenformasyona başvurarak Çin güzellemelerinde bulundu.
Özgürlüğün ortadan kaldırıldığı, Çin hükümetine sadakatin temel şart olduğu, İslam dininin Çin hükümetinin istediği şekilde var olabildiği, soykırım merkezleri ile Sincan halkının sisteme entegre edildiği, ailelerin parçalandığı, yer yüzündeki en kitlesel apartheidlerden biri haline gelen Çin Halk Cumhuriyeti’ni savunmaktan usanmayan Aydınlık gazetesi ve ekibi, bolca yalanla gerçeklerin üzerini örtmeye devam etti.
Gazete ekinde türlü yalan ve manipülasyonlara başvuran Aydınlık gazetesi, Sincan’da yaşananları ideolojik perspektifi üzerinden ‘hakikat’ olarak pazarlamaya çalıştı.
Çin tarafından finanse edilen özel gezisiyle Sincan’daki soykırım merkezlerini gezen ve bu geziden büyük keyif alan Aydınlık gazetesi, “Sinciang Uygur Özerk Bölgesi mucizesi! Söylenti yok, kanıt var. Dedikodu yok, bilgi var. Yalan yok, gözlemle doğrulanmış hakikat var. ABD emperyalizminin yalan duvarına; birliğin, kardeşliğin, insanlığın, mazlumların balyozunu indiriyoruz. Türkiye’mizi Asya’nın yükselen kuvvetleriyle karşı karşıya getirmek ve yalnızlaştırmak isteyenlerin ezbere dayanan psikolojik savaşını bir kez daha, gerçeklerle yerden yere vuruyoruz!” diye yazdı.
Çin’in soykırımlarına dair tek bir kelam etmeyen, Doğu Türkistan’daki soykırımın belgelerini inkar eden üstelik bu soykırımları ‘uygarlık’ olarak lanse eden bunu yaparken de gazeteciliğin ardına sığınan yalan makinesi Aydınlık gazetesi şu ifadelerle pazarladığı ekinde insanlık ve gazeteciliğinin ideolojik dar kalıpları aşamadığını kanıtladı: “Daha yirmi yıl önce yobaz terör örgütlerinin palalarla insan doğradığı, tren istasyonlarının havaya uçurulduğu ve kent merkezlerinde bombaların patladığı Çin’in en güvensiz bölgesindeki destansı değişimin, güçlenen ortak mutluluk ve ortak refahın şifrelerini çözüyoruz. Dilini, kültürünü, ibadetini sürdürerek çağdaşlaşmanın formülünü anlatıyoruz. Terörü ezip, güvenliğini sağlayan bir halkın kalkınma hamlesini okurlarımızın dikkatine sunuyoruz. Tarihi İpek Yolu’nun doğduğu topraklardaki zenginleşmeye gözümüzü dikiyoruz. Ticaret yolu, kültür yolu, arkadaşlık yolu, paylaşma yolu, uygarlık yolu…”