İsrail, elmas madenlerine sahip olmamasına rağmen Afrika ve Rusya'dan tedarik ettiği ham elmasları işleyerek her yıl yaklaşık 9 ila 13 milyar dolar gelir elde ediyor.
AA muhabiri, İsrail'in toplam ihracat gelirinin yüzde 10 ila 15'ini oluşturan elmas sektörüne dair verileri ve ülkenin en büyük ihracat kalemi olan elmas ticaretinin Afrika'dan Avrupa'ya uzanan hikayesini derledi.
İnsan hakları örgütleri İsrail’i, "kanlı elmas" ticareti yoluyla hem çatışma bölgelerindeki silahlı grupları hem de kendi askeri harcamalarını finanse etmekle suçluyor.
İsrail'in özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden aldığı elmasların "kanlı elmas" olduğu belirtilirken Güney Afrika Botsvana, Namibya ve Angola gibi ülkelerden de ham elmas alıyor.
Ham elmas İsrail'de işlenerek dünyaya satılıyor
Tel Aviv ve Ramat Gan bölgelerindeki yüksek teknolojili elmas işleme tesislerinin, İsrail’in elmas sektörünün kalbi konumunda olduğu belirtiliyor. Ramat Gan'da yer alan İsrail Elmas Borsası, dünyanın en büyük ve en etkili elmas borsalarından biri olarak her yıl milyarlarca dolarlık ticarete ev sahipliği yapıyor.
Bu bölgedeki yüzlerce firma, ham elmasları işleyerek ABD, Avrupa ve Hong Kong-Çin gibi büyük pazarlara ihraç ediyor.
İsrail'in işlediği elmasların yaklaşık yüzde 90'ı uluslararası pazarlara ihraç edilirken bu ticaret, ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Ayrıca İsrail'in küresel elmas ticaret ağlarındaki etkinliği, sektörü yalnızca ekonomik bir faaliyet olmaktan çıkararak stratejik bir boyuta taşıyor.
Öte yandan İsrail’in bu sektördeki rolü etik tartışmaları da beraberinde getiriyor. "Kanlı elmas" olarak bilinen, Afrika'daki çatışma ve savaş bölgelerinden çıkarılan ve gelirleri çatışmaları finanse etmek için kullanılan elmasların İsrail tarafından işlendiği ve uluslararası pazarlara sunulduğu iddiaları sık sık dile getiriliyor.
Özellikle Afrika’daki çatışma bölgelerinden gelen ham elmasların İsrail tarafından satın alınması, bu ticaretin insan hakları ihlalleriyle doğrudan bağlantılı olduğu eleştirilerine yol açıyor.
Çatışma bölgelerinden gelen elmaslarının, küresel ticaretini engellemek amacıyla 2003'te oluşturulan uluslararası bir sertifikasyon sistemi olan Kimberley Süreci gibi uluslararası düzenlemelere rağmen İsrail’in bu sistemi aşarak etik olmayan ticaret yaptığı ifade ediliyor.
Uzmanlar, elmas ticaretinden elde edilen gelirlerin, İsrail'in savunma bütçesine dolaylı katkı sağladığına dikkati çekiyor. Yıllık savunma bütçesinin yaklaşık 23 milyar dolar olduğu aktarılan İsrail'de, elmas sektöründen elde edilen gelirlerin 1 milyar doları askeri harcamalara aktarılıyor. İnsan hakları örgütleri ise bu durumun, Gazze ve diğer çatışma bölgelerindeki saldırılara finansal destek sağladığını vurguluyor.
Ayrıca bazı siyonist tüccarların Afrika'daki silahlı gruplarla iş birliği yaparak bu grupların çatışmalarını finanse ettiği ve bu sayede daha uygun fiyatlarla ham elmas temin ettiği ileri sürülüyor.
Son yıllarda Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları gibi küresel ve bölgesel krizler, elmas ticaretinde belirsizliklere yol açtı.
Özellikle, Rusya'nın en büyük elmas üreticisi olan Alrosa şirketine uygulanan yaptırımların, İsrail'in ham elmas tedarik zincirini olumsuz etkileyebileceği ifade ediliyor.
İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarının sigorta maliyetlerini artırıp nakliye risklerini yükseltmesinin, elmas sektöründe yeni zorluklar doğurabileceği yorumları yapılıyor. İsrail elmas sektörü, etik sorunlara ve uluslararası tepkilere rağmen küresel pazardaki gücünü korumaya devam ediyor.