Almanya'da faaliyet gösteren İrşad kitapevinde 20.03.2011 Pazar günü Saliha Erdim tarafından ''İslam'da aile hayatı ve gençler ile olan iletişim'' konulu seminer verildi. Seminere çok sayıda kişi katıldı, seminerden sonra düzenlenen kermeste misafirlere çeşitli yiyecekler ikram edildi.
Saliha Erdim selamlama konuşmasından sonra şöyle devam etti ''Allah kadın ve erkeği en iyi düzeye çıkacak donanıma sahip bir şekilde yaratmıştır, kulların bir kısmı bu donanımı iyi kullanarak yararlı, örnek bir insan olurken, maalesef pek çoğunun bu donanımdan haberi bile yok. İyi ve güzel örneklilik sergileyen kişilerin çok olduğu yerlerde, iyi ve yararlı insanların daha çok olduklarını müşahede ediyoruz. Bundan dolayıdır ki hem kendimizin hem de çocuklarımızın iyi insanlarla arkadaşlık yapması lazım, bana arkadaşını anlat ben senin kim olduğunu söyleyeyim sözü bu durumu çok iyi anlatır. Anne ve babalar genellikle çocukların aynasıdır, çocukların ilk örnek aldıkları kişi ebeveynleridir.
Günümüzde ailelerin pek çoğu mutsuzdur bunun sebebi, eşlerin hayatında din'in yerinin ne kadar olduğuyla eşdeğerdir, eğer bir ailede Allahın gönderdiği halis din anlaşılmışsa o ailede huzur vardır, mutluluk vardır, saygı ve sevgi vardır. Ebeveynler seyehat esnasında molalarını namazlarına göre ayarlarlarsa, namaza ve diğer din değerlerine gereken önemi verirlerse o ailede yetişen çocuklara ''namazını kıldın mı?'' diye sormaya gerek yok ama namaza ve diğer değerlere gevşek olan ailelerin çocukları namaz kılmakta zorlanırlar. Sabah namazına uykuları bozulmasın diye çocuklarını kaldırmayan anne ve babalar acaba çocuklarının cehenneme girişlerine nasıl dayanacaklar? Dini hurafelerle karıştıran anne ve babalar maalesef nasıl sağlıklı iletişim kuracağını bilmiyorlar çocuklarıyla. Türkiye'de insanları dinden soğutanlar açıktan açığa dine karşı olanlar olmayıp, dini yanlış algılayan ve yaşayan güya dindar takımdır, İslam'a ve müslümanlara en büyük engel yine müslüman gibi gözüken insanlardır.
Eşlerin biribirleriyle iyi iletişim kurmaları hem diğer insanlara hem de kendi evlatlarına güzel örneklilik teşkil eder, mesela eşler biribirlerine yapılan güzelliklerden dolayı teşekkür etmelidir, yapılan hatalardan dolayı özür dileyebilmelidir, yirmi yıllık eşler tanıyorum ki biribirlerine teşekkür bile etmemişler ama bir hatalarını gördüler mi hemen tenkit ederler oysa tenkit tüketir taktir üretir. Eşler bu senin işin bu benim işim deme yerine, ellerinden gelen yardımı biribirlerine yapmalıdırlar. Aile biribirlerini üzen, tüketen, sıkıntılara sevk eden değil, güzellikler üreten bir müessese olmalıdır. Sevgisiz ve saygısız bir aile karanlıkta kalmaya, hasta olmaya mahkumdur çünkü sevgi ve saygı bir çiçeğin suyu gibidir nasıl ki çiçekler susuz yetişmez sevgi ve saygıdan mahrum ailelerde de buram buram mutluluk kokmaz. Babalar ciddi olmak ve çocuğu okşamak arasındaki ince çizgiyi çok iyi ayarlamalıdırlar aksi taktirde çocuğu ya çok şımartarak yada çok sıkarak evden uzaklaştırırlar ki evden uzaklaşan bir çocuğun tekrar eve gelmesi hiçte kolay değildir. Eşler olarak bize üzerimize düşeni yapmak düşmektedir ve sonra Rabbimize dua etmeliyiz ama duada ne dediğimize dikkat etmek zorundayız, mesela hoş olmayan tutumlar karşısında '' Rabbim bana sabır ver '' yerine '' Rabbim bu hoşnutsuzluğu eşimden gider '' diye dua etmeliyiz zira sabır talebi eşim ne kadar yaparsa yapsın bana dayanma gücü ver gibi olur, oysa o hoşnutsuzluk kalksın diye dua etmek daha isabetlidir.
İyi eşler biribirlerine sanki arkalarında bir ordu gücü varmış gibi güvenirlerken, anlaşamayan eşler kendilerini yalnız hissetmeye mahkumdurlar, eşler kendilerinin Allah katındaki değerlerini bilmeli ve biribirlerini rencide etmemelidirler, yapılan hataları kulluk bilinciyle af etmeli ve kulların Allaha karşı yaptıkları hataları düşünmelidirki Rabbimiz bu kadar hatalı kullarına rızıklarını hala veriyor. Hanımlar kocalarına beyefendi diye hitap etmelidirler ki, kocalarından hanımefendi kelimesini duyama hakkını elde etsinler.
Gençlerimiz gelecek neslin temellerini atacak olmalarından dolayı akıllı ve aklını geliştirmiş, asil ve her halinde kızmadan cevap veren , az bilgisi olsada samimi olmalıdırlar, gençlerimiz iyiliklerde anne ve babayı mutlaka geçmelidirler, güzel konuşma yeteneğini elde etmelidirler çünkü ağızdan çıkan söz kalbin kisvesini taşır. Şunu unutmayalımki herkes kendi hayatının mimarıdır eğer bizler bu mimarlığı vahyin ışığında inşaa edersek kurtuluşa ereriz.
Gençlerimiz çok dikkatli olmalıdırlar, teknoloji çağında internetten tanişarak başlayan ilişkiler çok kısa bir zaman sonra hezeyanla sonuçlanıyor ve hata yapan gençlerin aileleri perişan oluyor, bu olaylar genellikle televizyondaki dizilerden dolayı oluyor, dizilerde çok edepsiz ilişkiler gösteriliyor, amcanın hanımıyla yiğen ilişkisi, baldızla enişte ilişkisi, kocasını aldatan kadınlar, karısını aldatan erkeler, gayrimeşru ilişki sonucu doğan çocukların kürtajla aldırılmaları, kelle kesmeler, sarhoşlar... bu tür diziler türkiyedeki aileyi olumsuz yönde çok etkiliyor ve her gün huzursuzluk ve boşanmalar katlanarak artıyor. Kızlar giyinişlerine dikkat etmek zorundadır, genç erkeklerde müslümana yakışır şekilde giyinmeli ve sorumluluk taşımalıdırlar. Gençlerimiz asla keyfi ve zevki yanlış yerlerde aramamalı helal dairesinde aramalıdırlar çünkü helal dairesi keyfe kafidir, yanlış başlayan ilişkilerden doğru bir sonuç alınması neredeyse mümkün değildir zira insanın başına gelen ya niyetinin ya yaptıklarının neticesidir. Kızlarımızın eğlenceleri kendi aralarında olmalıdır, erkeklerin olduğu yerlerde kızlarımızın oynaması mümine bir kızla, edepli bir kızla, ahlaklı bir kızla bağdaşmaz, kızlarımız kendilerini müslümanca yetiştirmeliki neslimiz selamete erişsin''.
Saliha Erdim'in semineri soru ve cevaplardan sonra sona erdi.
Haber: Lokman ihtiyar