HAKSÖZ HABER
Türkiye’de son yıllarda ırkçı saldırganlıklar artışa geçti. Bunun temel sebepleri arasında muhalefetin ve medyanın ırkçı dezenformasyonu yaygınlaştırması yer alıyor. Türkiye toplumunun yıllardır milliyetçi argümanlarla kirlenen zihni ise bu dezenformasyondan kolayca etkilendi!
Netice olarak ortaya ırkçılığın ve ırkçı saldırganlığın olağanlaştığı bir vasat çıktı. Peki, bu durum karşısında asayiş birimleri ve hukuk nasıl önlem aldı? Ne yazık ki esaslı bir hukuki çerçevenin mültecilerin maruz kaldığı zorluklara karşı inşa edildiğini söylemek zor. Asayiş birimlerinin işlevselliği ise oldukça tartışmalı...
Türkiye’de vaziyet böyleyken ABD gibi insani ve hukuki açıdan oldukça vasat durumda olan bir ülke bile ırkçı saldırganlıkları cezasız bırakmıyor. 22 yaşındaki öğrenci Sophia Rosing yurda alkollü bir şekilde girmek isteyince Kylah Spring isimli siyahi öğrenci tarafından uyarıldı. Spring aynı zamanda yurtta görevli bir öğrenciydi. Saldırıya uğrayan Kylah Spring, TikTok'tan paylaştığı videoda, girişte Rosing'i kontrol etmek istediğini ancak kendisi tarafından saldırıya uğradığını söyledi.
Rosing'in kendisine defalarca yumruk attığını ve karnına tekme attığını aktaran Spring, saldırganın kendisine "Dediğimi yap", "Siyah olman benim suçum değil", "Çirkin olman benim suçum değil" gibi ifadeler kullandığını belirtti.
Bu iğrenç sözleri sarf ettiği anlaşılan Rosing toplumun huzurunu bozacak hareketlerde bulunma, saldırma, ahlaka aykırı davranış, polis memuruna saldırma suçlarından kampüs yurdunda tutuklandı. Medya da olayı afişe edince Rosing üzerindeki toplumsal baskı üst düzeye çıktı.
Sonuçta ırkçı saldırganlık cezasız kalmadı. Darısı Türkiye’deki ırkçıların başına!