Irkçıların “Türk kaçmaz, savaşır!” retoriği ne kadar gerçek?

Afganistan'dan gelen görüntüler kimi çevreler tarafından dezenformasyon malzemesi olarak kullanılıyor!

HAKSÖZ HABER

Afganistan’dan gelen görüntüler ve mültecilerin Türkiye’deki varlığı kimi çevrelerin ırkçı söylemlerini artırmasına sebep oldu. Dezenformasyondan beslenen ırkçılar katliam veya açlık sebebiyle ülkesini terk eden insanlara “hainlik, korkaklık vb.” sıfatlar yakıştırıyorlar.

Muhatap olduğu insan kitlesini fobik temsil ögesi olarak gösteren ırkçılar az evvel zikredilen sıfatların yanına bir de “anlı, şanlı tarihimiz” hamasetini ekleyerek kendilerince üstün ırk algısını pekiştiriyorlar. Kısaca herkes korkup kaçarken Türkler hep ileri atılıyor, savaştan bir an bile geri durmuyorlar...

Irkçıların dezenformasyondan beslendiğini zaten belirtmiştik. Afganlar veya Suriyeliler söz konusu olduğunda ortaya konulan hamaset de -her hamaset biçimi gibi- gerçeklerin çarpıtılması veya göz ardı edilmesiyle mümkün oluyor.

Türkiye’de çıkartılan ilk kanunun “Hıyanet-i Vataniye” olduğunu hatırlatmak belki de başkalarına yöneltilen acımasız ithamlar ve yalanların ne kadar içi boş olduğunu ortaya çıkartacaktır. “Savaşırız, kaçmayız” palavralarının ırkçı hamasetin kuyruklu yalanlarından olduğunu anlamak için Osmanlı’nın son dönem savaşlarına bakmak bile yeterli halbuki!

Şair-yazar Hakan Arslanbenzer’in konu hakkında yaptığı paylaşım ırkçıların bu söyleminin tarihsel gerçeklerle uyuşmadığını gözler önüne seriyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!