Irkçılar mültecileri her yerde tehdit ediyor!

Lübnan'daki Suriyeli mülteciler artan baskılar ve sınır dışı edilmeyle karşı karşıya...

Shirin Jaafari / The World

Lübnan'daki Suriyeli mülteciler artan baskılar ve sınır dışı edilmeyle karşı karşıya

Maha Rahma annesini alzheimer hastalığından kaybettiğinde 7 yaşındaydı.

O zamandan beri nöroloji üzerine çalışmayı ve bu hastalığın annesini neden öldürdüğünü bulmayı hayal ediyor.

"Diğer insanların bu hastalıktan kurtulmasına yardım etmek istiyorum" diyor.

Ama hayatın onun için başka planları vardı. Dokuz yaşındayken Suriye'de savaş patlak verdi. Rahma'nın şehri Humus kuşatma altına alındı ve hükümet güçleri iki yıldan uzun bir süre boyunca şehri dış dünyadan kopardı. Sürekli bombardıman ve keskin nişancı ateşi olduğunu ve insanların açlıktan öldüğünü hatırlıyor.

Rahma'nın ailesi kaçmayı başarmış. 2013'ün soğuk bir Aralık gününde amcasının arabasına doluşup Lübnan'a gitmişler. Rahma'nın söylediğine göre birkaç kontrol noktası varmış ama geçmekte sorun yaşamamışlar.

Rahma'nın ailesi, yaklaşık 5 milyon nüfuslu Lübnan'a kaçan 1,5 milyon Suriyeli arasında yer alıyor.

Suriye'deki savaşın başlamasının üzerinden on üç yıl geçmesine rağmen Lübnan yaklaşık 1,5 milyon kişiyle dünyada kişi başına düşen en büyük Suriyeli mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam ediyor.  Son yıllarda ise Lübnanlı politikacılar Suriyelilerin evlerine gönderilmesi gerektiğini söylüyor. Birçok işveren Suriyelileri basit işler için işe almayı bıraktı. Son haberlere göre belediyeler de yeni kısıtlamalar getirdi, hatta Suriyeli kiracıları tahliye etti.

Rahma için Lübnan'da hayat hiç de kolay olmamış.

O ve ailesi ülkeye taşındıktan sonra haftalarca Rahma kafasının içinde bombardıman sesleri duydu. Gecenin bir yarısı dehşet içinde uyanıyor ve hala Humus'ta olduğunu düşünüyordu.

Rahma'nın ailesi yavaş yavaş Lübnan'ın merkezindeki Bekka Vadisi'nde kendilerine bir hayat kurmaya başladı. Babası demirci olarak iş bulmuş. Üvey annesi bir hayır kurumunda gönüllü olarak çalışıyordu.

Rahma okula gitti.

"Zordu," diye hatırlıyor. "Lübnan eğitim sistemi birbiri ardına engeller çıkarıyordu."

Bir yıl geri dönmek zorunda kaldığını, çünkü kredilerini transfer etmediklerini söyledi. Sonunda Rahma yeterlilik sınavlarını geçmeyi başardı ve 23 yaşında şimdi Lübnan'da özel bir üniversiteye devam ediyor.

Bu üniversitede nörolojinin bir seçenek olmadığını söyledi, bu yüzden mevcut en yakın alanı seçti: Biyokimya. Birkaç yıl boyunca Rahma diplomasını almaya gittikçe yaklaşıyor gibi görünüyordu. Ta ki ikamet belgelerini yenileme zamanı gelene kadar.

Bunun için Suriye'den aldığı okul sertifikasını Lübnan'da onaylatması gerektiği söylendi. Ancak bunu her denediğinde daha fazla bürokrasiyle karşılaşmış.

"Sanki dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz" diyor.

İkamet belgeleri yenilenmediği için Rahma eğitimine devam edemiyor. Ve yalnız da değil. Suriyeli sınıf arkadaşlarının çoğunun benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi.

'Geri dönmek zorundalar'

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler mülteci ajansı sözcüsü Dalal Harb, 2019'dan bu yana Lübnan'da Suriye karşıtı duygularda bir artış olduğunu söyledi.

Harb, "Lübnan modern tarihinin en kötü ekonomik krizini yaşıyor ve bu hiç de kolay bir durum değil" dedi.

Yardım grupları, geçtiğimiz yıl yaklaşık 14,000 Suriyelinin Lübnan ordusu tarafından gerçekleştirilen sınır dışı etme ya da geri itme operasyonlarına maruz kaldığını ve bunun bir önceki yıl belgelenen 1,500 vakaya kıyasla dramatik bir artış olduğunu söylüyor.

Harb, yakın zamanda Hıristiyan bir siyasi figür olan Pascal Sleiman'ın öldürülmesinin Lübnan'daki Suriye karşıtı duyguları arttırdığını söyledi.

Süleyman 7 Nisan'da kaçırılmış ve öldürülmüştü. Bir gün sonra cesedi Suriye'de bulundu. Lübnan ordusu Sleiman'ın öldürülmesinden Suriyelileri sorumlu tuttu.

"Burada kalmaları için yer yok. Suriye'ye geri dönmek zorundalar" diyen Lübnan'daki Hıristiyan bir parti olan Özgür Yurtsever Hareketi'nin başkan yardımcısı Naji Emile Hayek, Suriyeli mültecilerin Lübnan'a geri dönmesi gerektiğini söyledi.

Hayek, Lübnan'a gelen Suriyeli mültecilerin Suriye'deki iç savaştan kaçtıklarını iddia ettiklerini ama aslında bunun ekonomik bir istila olduğunu söyledi.

Hayek, "Suriye'ye geri dönemeyeceklerini iddia ediyorlar ama işin aslı, buraya genellikle ekonomik nedenlerle geliyorlar çünkü burada daha fazla para kazanabiliyorlar" dedi. "UNHCR ve bazı Avrupa ülkeleri size 'Lübnan'da kalırsanız size ayda 100, 200 dolar veririz' diyorlar. Böylece geliyorlar."

Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmaların tüm zamanların en yüksek seviyesinde olduğunu, dolayısıyla Lübnan'ın Suriye'den çok daha güvenli olmadığını ekledi. Suriyelilerin ülkelerine dönmelerinin daha iyi olacağını söyledi.

Ancak Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütleri, Suriye güvenlik güçlerinin geri dönen mültecileri gözaltına aldığı, işkence ettiği ve öldürdüğü vakaları belgeledi.

"İnsan hakları örgütleri oybirliğiyle hemfikir: Suriye'nin hiçbir bölgesi mültecilerin geri dönüşü için güvenli değil. Lübnan makamları, mültecileri ihlal riski altında oldukları bir yere aceleyle sınır dışı etmekten vazgeçmeli, kısıtlamaları kaldırmalı ve mültecilere karşı yürüttükleri kışkırtıcı kampanyaya son vermelidir. Benzer şekilde AB ülkelerinin de Lübnan'a göçmen taşıyan tekneleri zorla geri çevirmekten kaçınmak gibi yasal ve ahlaki bir yükümlülüğü bulunmaktadır."

UNHCR'den Harb, Lübnan'daki Suriyeli mültecilerin çoğunun Suriye'ye dönmek istediklerini ancak kendilerini güvende hissetmeleri ve barınma ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlara erişebilmeleri gerektiğini söylediklerini açıkladı.

"Harb, "Suriyeli mültecilerin Lübnan'daki varlığı burada kendilerine sağlanan yardımlardan kaynaklanmıyor, Suriye'deki durumdan kaynaklanıyor" dedi.

'Yaşamak istediğim bir hayat değil'

2014'te Suriye'den Lübnan'a kaçan Abed Ali İbrahim, kendisinin ve ailesinin yakında tekrar yerlerinden edilmesinden endişe ettiğini söyledi.

İbrahim, eski işvereni ikametine kefil olmayı reddettiği için yaklaşık dört aydır işsiz.

Ailesiyle birlikte Beyrut'un batısında kiraladıkları küçük daireden "Durumum çok kötü," diyor.

"İşsizim ve hala kira, elektrik ve diğer her şeyi ödemek zorundayım. Bazen aç kaldığımız da oluyor."

İbrahim'in ikisi Lübnan'da doğmuş altı çocuğu var. Hiçbirinin oturma izni olmadığını söyledi.

İbrahim, Suriye'nin onlar için güvenli olmadığını söyledi: "Ya hükümetin ya da muhalefetin tarafında olmak zorundasınız. Çocuklarım için güvenli değil."

Şimdilik belirsizlik içinde yaşadığını ve ne yapacağını bilemediğini söyledi. Geçerli ikamet belgeleri olmadan çalışamıyor.

Çok az seçeneği kalan İbrahim, bir tekneyle Avrupa'ya güvenli olmayan bir yolculuk yapmayı düşündüğünü söyledi.

İbrahim, "Bu yaşamak istediğim bir hayat değil," dedi.


The World'de yayımlanan makale Haksöz Haber tarafından tercüme edildi.

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...