Irkçılar dünyanın her yerinde aynı yalanlarla insanları hedef alıyorlar!

İsmail Kılıçarslan, İngiltere'deki ırkçıların söylemleriyle Türkiye'dekilerin söylemleri arasındaki benzerliğe dikkat çekiyor.

İsmail Kılıçarslan / Yeni Şafak

İngiltere iç savaşı ve ellerini ovuşturan Ümit Özdağ

İngiltere’de yaşanan ve pek çok insanın adını “iç savaş” olarak koyduğu olaylarla ilgili sosyal medyada karşıma çıkan onlarca gönderiden biri şu: “İngiltere, MOSSAD ve Birleşik Krallık Güvenlik Servisi Ajanı Stephen Christopher Yaxley-Lennon’dan ilham alan ayaklanmaların ardından bir iç savaşa uyandı.”

Lennon ya da kendisine sonradan verdiği isimle Tommy Robinson, 1982 doğumlu bir aşırı sağcı. Ona, “aşırı sağcı” da denilmez aslında. Zira kurduğu English Defence League’nin temel amacını “İslam karşıtlığı” olarak belirliyor. Her ne kadar çeşitli süreçlerin ve iddiaların ardından EDL’den ayrılmış olsa da sonrasında benzer fikirlerle yola çıkan Hearts of Oak’ı kurdu. HOK’un ilk faaliyetlerinden biri ne oldu dersiniz? İngiltere’deki tecavüz ve taciz suçlarından bütünüyle Pakistanlı göçmenleri sorunlu tutan bir kampanya yapmak. Peki, gerçek neydi? İngiltere’deki taciz ve tecavüz olaylarının yüzde seksen beşinin “beyazlar” tarafından işleniyor olması.

2015’e gelindiğinde Lennon, birkaç kez hapis yatmış, birkaç kez konuşması ve eylemlere katılması yasaklanmış bir isimdi. Yine de bu, İslam ve mülteci karşıtı İngilizler için adeta bir “rock yıldızı” olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. 2015’te Avrupa’nın en tehlikeli İslam karşıtı şebekesi Pegida ile işbirliği yapmaya başlamıştı bile.

2017’de, bütün finansmanını MOSSAD’ın sağladığından kimsenin kuşkusu olmayan aşırı sağcı ve İslam karşıtı medya grubu Rebel Moons’ta muhabirlik yapmaya başladı Lennon. İşe bakın ki bir yandan Rebel Moons’a haber yapıyor, bir yandan da anti semitik olarak anlaşılabilecek bazı hareketler de çekiyordu. Aynı yıl “Muhammed’in Kur’an’ı: Müslümanlar Niçin İslam İçin Öldürüyor?” isimli deli saçması bir kitap yayınladı.

Herifin hikâyesi uzun ama şunu anlatmazsam olmayacak. Lennon, 2018’de, 16 yaşındaki bir Suriyeli mülteciyle ilgili “iki kişiye saldırdı” yalanını dolaşıma soktu ve bildiniz. “İngiltere İngilizlerindir” diyen Lennoncu akıl hastaları tarafından işkenceye maruz kalan Suriyeli çocuk ve kız kardeşi ölümden dönerek uzun süre hastanede tedavi gördü.

İnsanların “iç savaş” dediği İngiltere olaylarında işte tam da bu Lennon yani kendine verdiği yeni isimle Tommy Robinson başrolde gördüğümüz kadarıyla. 2000’li yılların başlarından itibaren verdiği uğraş, İngiltere’de sonunda bir çatışma dalgasına dönüşmüş görünüyor.

Bu, burada bir dursun.

İngiltere sokaklarında Müslüman mültecilere saldıran İngiliz faşistlerin söyleşilerine hiç denk geldiniz mi bilmem. Şöyle şeyler söylüyorlar: “Hükümet mültecilere her şeyi ücretsiz veriyor. Resmen memleketimizde ikinci sınıf insan muamelesi görüyoruz.” Ya da şu: “Mülteciler suçların ana kaynağını oluşturuyor.” Ya da şu: “Bir İngiliz olarak işsiz kalmamın asıl nedeni bu mülteciler.” Ya da şu: “İngiltere’de nüfus yapısı hızla değişiyor. Böyle giderse İngiltere Müslüman bir ülke olacak.”

Tanıdık geldi mi? Peki, İngiltere için durum bu mu? Her şeyi istatistik haline getiren İngilizlerin ortaya koyduğu rakamlar, bu faşist İslam düşmanlarının iddialarının hiçbirinin doğru olmadığını ortaya koyuyor açıklıkla. Ama ne fark eder? Kendi başarısız hayatını “zayıf ötekine düşmanlık”nin üzerinden aklamaya çalışan ergen faşizmi kendisine akacak bir mecra bulmuş neticede.

Bu da burada bir dursun.

İngiltere’de insanların “iç savaş” olarak nitelendirdiği olayların çıkmasında İngiliz başbakanının değişmesi ve İsrail ile “destekleyici ve fazladan bir ilişki kurmayacağı” yönündeki söylemleri etkili olmuş mudur? Evet, ve elbette. Buna hiç şüphem yok. Zaten Lennon’un MOSSAD bağlantısı inkâr edilemez düzeyde.

Şimdi gelelim benim için de, Türkiye için de meselenin ek yerine. Meselenin ek yeri şurasıdır: İngiltere iç savaşı, ortaya çıkış nedenleriyle olsun, bu iç savaşta kullanılan geri zekâlı insan kaynağıyla olsun Türkiye için de “ayniyle vaki olabilecek” bir seyir arz etmektedir. Hem İslam düşmanlığı, hem mülteci düşmanlığı hem de Siyonist severlik üçlüsünün üçü de Ümit Özdağ’ın “kendi başarısızlığını zayıf ötekine düşmanlık ederek bastırmaya çabalayan” faşist yavrularında vardır.

Özdağ’ın İngiltere’deki olaylara bakıp ellerini ovuşturduğuna ve pozisyon kovaladığına hiç şüphem yok. Özdağ’ın faşist yavrularının İsmail Heniyye’nin şehadeti üzerinden giriştikleri mide bulandırıcı “Siyonist desteği” ise elimdeki en net kanıt. Telegram gruplarında organize olan bu faşist köpekler, Siyonizm’e desteği öyle sofistike falan değil, alenen talep ediyorlar takipçilerinden. “Araplara karşı İsrail’in yanında yer almak gerekir” diyorlar. Görünen o ki İsrail, Türkiye’de son derece kullanışlı bir “aparatlar topluluğu” bulmuş durumda.

Allah, her şeyin daha da zorlaştığı şu süreçte Türkiye’nin yardımcısı olsun. Çok daha uyanık olmamız gereken, çok daha dik durmamız gereken bir sürece girdik. Üstelik içimizden birileri İsrail’in itliğini yapar hale geldi. Hayrolur inşallah.

Yorum Analiz Haberleri

Suriye'nin Türkiye'den ve Arap ülkelerinden ne beklentisi var?
Adem Özköse: Suriye’de kendimi artık büyük bir hikayenin başlangıcındaymışız gibi hissediyordum
60 yıllık Baas sultasının izlerini silmek kolay olmayacak!
İslam'a saldırmak için fırsat kollayanlar...
"Esed Erdoğan’ın çağrısına olumlu cevap verecek diye çok korktuk"