Irkçı saldırılar ve siyasiler: İki örnek

Türkiye'de ve Almanya'da yaşanan ırkçı saldırılar karşısında siyasiler ne yapıyor?

HAKSÖZ HABER

Perspektif'in aktardığına göre Güney Brandenburg’taki bir tatil tesisinde yaklaşan sınav öncesi matematik kampı düzenleme amacıyla bulunan 20 kişilik Berlinli öğrenci grubu aynı gün orada bir doğum günü kutlaması yapan başka bir grubun ırkçı hakaretlerine hedef oldu. Devlet Güvenlik Birimi (Staatschutz) olayla ilgili olarak halkı kin ve düşmanlığa teşvik ve hakaret suçları kapsamında soruşturma başlattı.

Polisin verdiği bilgiye göre öğrencilerin matematik kampı için gittiği aynı tatil tesisinde bir doğum günü partisi kutlayan ırkçı grup 6 Mayıs Cumartesi günü çoğu göçmen kökenlilerden oluşan ve bazıları başörtülü olan 15-16 yaşlarındaki öğrenci grubuna ırkçı hakaretlerde bulundu. Polis departmanı sözcüsü Maik Kettlitz’in rbb‘ye verdiği demeçte 7 Mayıs Pazar gecesi saldırılarına devam eden grubun bu defa da öğrencilerin kaldığı yere girmeye çalıştıklarını, kapı ve pencerelere vurarak şiddet içerikli tehditler savurduklarını aktardı.

Türkiye'de de göçmenlere yönelik ırkçı saldırganlıklar artışa geçti. Son olarak Suriyeli bir çocuğun fidye için kaçırılması ve bir diğerinin üzerine kaynar çay dökülmesi ırkçılığın çocukları dahi hedef almaktan çekinmediğini kanıtlıyor. 

Almanya'daki örnekleri de düşünüldüğünde ırkçılığın Alman veya Türk üstünlükçü olması bir şey değiştirmiyor. Dünyanın her yerinde insan huzuru ve güvenliğine karşı olan ırkçı saldırganlıklar kimi zaman medya kimi zaman ise siyasiler tarafından meşrulaştırılıyor. Brandenburg Başbakanı Dietmar Woidke (haber görselinin solundaki), tatil tesisindeki ırkçı vakayı “iğrenç” ve “korkutucu” şeklinde tanımlayarak kınadı. Türkiye'de ise muhalefet liderleri her gün mültecileri hedef göstererek ırkçı saldırılar için zemin hazırlıyor...

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!