HAKSÖZ HABER
14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde, cumhurbaşkanı adaylığı için seçmenler tarafından aday gösterilmek istenenler için imza atma süreci ilçe seçim kurullarında devam ediyor.
YSK tarafından cumhurbaşkanı adaylığı başvuruları kabul edilen adayların imza toplama süreci başladı. 11 adayın, 27 Mart'a kadar 100 bin imza toplaması gerekiyor.
Bu adaylardan birisi de Ata ittifakı adı altında bir araya gelen Ümit Özdağ’ın desteklediği Sinan Oğan. Seçime dair tek vaatleri mültecileri geri göndermek olan Ata ittifakının toplayabildiği imza ise 37 bin 393. 27 Mart’a 60 bin daha fazla imzaya ihtiyacı olan ırkçı provokatörler ne yapsalar boşa çıktı. İmza toplamak bir yana bu gidişle nal toplamakla bitiş çizgisine varmış olacaklar…
“Türk milliyetçilerinin ve Atatürkçülerin Cumhurbaşkanı adayı olarak biz bu süreçte 100.000 imzayı toplayacak ve seçime gireceğiz. Sizlerin çabasıyla bunu çok daha hızlı bir şekilde yapabiliriz.” sözleriyle hamaset kasarak sosyal medyada durmaksızın imza dilenen Sinan Oğan’a destek tabi ki Ümit Özdağ’dan geliyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde Sinan Oğan’a imza vermek isteyenlere baskı yapıldığını öne süren Özdağ ardından ise iddiasından geri adım atmak zorunda kaldı. Ümit Özdağ her zamanki yalan ve algı operasyonlarıyla kendisine meşru bir zemin bulmak istiyor ama nafile…
Sosyal medyanın hukuk tanımayan sorunlu atmosferinden gaza gelen ırkçılar toplum karşısına geçip ülkenin yönetimine talip olmayı twit atmak kadar basit sandılar herhalde. Gerçek mi sahte mi olduğu dahi meçhul olan on binlerce sosyal medya hesabı imza vermeye yeltenmedi bile. İş ciddiye binince hiçbir şey Suriyeliler hakkında asparas haberler üretmek kadar kolay değilmiş demek ki!
Zeytinyağı misali üste çıkmayı başaran Ümit Özdağ eminiz ki bu duruma da bir izah bulacaktır. Irkçılığın Türkiye’de nasıl normalleştirilmeye çalışıldığını görmek için Ata ittifakı isimli ne olduğu belli olmayan birlikteliğin vaziyetini incelemek gerekiyor. Sosyal medyada ırkçılığın meşrulaştırılması ile sosyal hayattaki yansımalar arasındaki farklar ırkçılığa karşı nasıl tedbirler almamız gerektiği konusunda da önemli ipuçları veriyor.
Son olarak ifade edelim ki ırkçı-provokatör siyasetleriyle öne çıkan Ata/Türkçü tiplerin bu toplumda hiç bir itibarı ve karşılığı olmadığı halk oylamasına geçildiği her durumda teyid edilmektedir.