Alexandra Sharp / Foreign Policy
Gittikçe azalan bir çoğunluk hükümeti
Ülkenin Seçim Komisyonu'nun Salı günü yaptığı açıklamaya göre Hindistan Başbakanı Narendra Modi, 1947'de ülkenin bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana bunu başaran ikinci lider olarak üst üste üçüncü dönem görevde kalmaya hazırlanıyor. Modi X'te “Bu Hindistan tarihinde tarihi bir başarıdır” diye yazdı.
Ancak Bharatiya Janata Partisi'nin (BJP) ülke çapında beklenenden daha kötü bir performans göstermesi, sağcı liderin seçim zaferini büyük ölçüde gölgeledi. Çarşamba günü erken saatlerde açıklanan komisyon sonuçlarına göre BJP 240 sandalye kazanarak Parlamento'da tek parti çoğunluğunu sağlamak için gereken 272 sandalyenin oldukça gerisinde kaldı. Bu da Modi'nin on yıl önce dümene geçmesinden bu yana ilk kez BJP'nin bir koalisyon hükümeti kurmak için, BJP ile birlikte 290'dan fazla sandalye elde eden daha büyük Ulusal Demokratik İttifak içindeki küçük partilere güvenmek zorunda kalacağı anlamına geliyor.
Bu aynı zamanda Modi'nin 23 yıllık siyasi kariyerinin başlangıcından bu yana eyalet ya da ulusal seçimlerde ilk kez büyük bir çoğunluk elde edememesi anlamına geliyor. Hintli siyaset bilimci Pratap Bhanu Mehta Salı günü Indian Express için yazdığı yazıda Modi'nin güç zehirlenmesini şöyle özetliyor:
“Modi hala popüler. Ancak insanların bu kampanyada gördükleri bir lider gibi değil, giderek kendini yücelten bir figür olarak kendi tanrısallık hayallerinin tutsağı oldu...”
Modi 2014 yılında başbakan olarak göreve geldi ve o zamandan beri iktidarını sağlamlaştırmak için Hindu-milliyetçi bir gündemi zorluyor. Azınlık nüfusunu hedef aldı, Hindistan'ın dini tarafsızlığa olan bağlılığını zayıflattı ve ülkenin özgür basınını ve bağımsız yargı kurumlarını aşındırdı. Onun yönetimi altında Hindistan dünyanın en büyük beşinci ekonomisi haline geldi ve 2023 yılında Çin'i geçerek en kalabalık ülke oldu.
BJP, çekişmeli kilit eyaletlerde kampanya yürütmek için önemli bir zaman ayırdı; ancak tahmin edilen ezici zaferlerin gerisinde kaldı. Ocak ayında Modi, Hinduların ilah kabul ettiği Ram'ın doğum yeri olduğuna inandıkları ancak Müslümanların ise Babri Mescidi olarak yüzyıllardır ibadet ettikleri Ayodhya şehrinde tarihi yapıyı yıkarak yerine Hindu tanrısı Ram'a ait bir tapınağın açılışını yaptı. Modi bu projeyle sadece Hindu-milliyetçi gündemini güçlendirmeyi değil, aynı zamanda Parlamento'ya en fazla milletvekili gönderen eyalet olan Uttar Pradeş'te daha geniş bir seçmen desteği toplamayı da amaçlıyordu. Ancak Seçim Komisyonu'nun Salı günü bildirdiğine göre BJP, Ayodhya da dahil olmak üzere Uttar Pradeş'teki sandalyelerinin neredeyse yarısını kaybetti.
Modi'nin partisi ayrıca BJP'nin yoğun bir kampanya yürüttüğü Tamil Nadu eyaletindeki 39 sandalyeden hiçbirini elde edemedi. Siyaset bilimci Devesh Kapur Foreign Policy için kaleme aldığı yazıda, bu seçimin “sadece Hindistan Parlamentosu'ndaki tek parti kontrolünün sona erdiğine değil, aynı zamanda BJP'nin inişten önceki son zirveye ulaştığına da işaret ettiğini” belirtti.
Uzmanlar BJP'nin düşük performansında seçmenlerin ekonomik kaygılarının önemli bir etken olduğuna işaret ediyor. Kapur, Hindistan ekonomisinin “yeterli sayıda insana yakışır iş sağlayamadığını” belirtiyor. “Giderek daha fazla sayıda Hintlinin örgün eğitim diplomasına sahip olmasına karşın becerilerinin yetersiz olması, ülkedeki eğitim sisteminin kalitesizliğinin üzücü bir kanıtı. Hindistan imalat sektörünü güçlendirmek için mücadele etmeye devam ederken yükselen beklentiler güvencesiz işler yüzünden hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor.” Kapur, Modi'nin son seçimdeki zaaflı konumu için “ideolojiler seçmenlerin karşılaştığı gündelik zorluklara hitap etmiyor” diye yazdı.
Seçim sonuçlarının Hindistan borsalarını ürküttüğü görüldü. Gösterge NIFTY 50 Salı günü yüzde 5,9 düşerek 2024 yılındaki kazançlarının neredeyse tamamını sildi. Bu düşüşler, 2004 yılından bu yana Hindistan'da bir seçim sonucu gününde yaşanan en sert düşüşler oldu. Rupi de ABD doları karşısında keskin bir düşüş yaşadı.
Foreign Policy'deki makale Haksöz Haber tarafından kısaltılarak tercüme edildi.