Turki el-Faysal, BBC'ye verdiği mülakatta diğer ülkeler gibi, Suudi Arabistan'ın da aynı haklara sahip olmak isteyeceğini belirtti.
Halen dünyanın önde gelen altı ülkesi, İran'la nükleer faaliyetlerini son erdirmeyip sınırlandırmayı hedefleyen anlaşma üzerinde görüşüyor.
Kimi çevreler bunun bölgede Suudi Arabistan-İran rekabetinden doğacak bir nükleer silah yarışına yol açacağını savunuyor.
Eski İstibararat Başkanı Prens Turki el-Faysal, "Ben her zaman, bu görüşmelerden ne çıkarsa, bizim de aynı şeyi isteyeceğimizi söyledim. Dolayısıyla, eğer İran filanca düzeye kadar uranyum zenginleştirme hakkına sahip olacaksa, aynı şeyi isteyecek olan sadece Suudi Arabistan olmayacak. Bütün dünya, hiçbir kısıtlama olmaksızın bu yoldan ilerleyebilecek. İşte ben bu yüzden 5+1 sürecine karşıyım." dedi.
Güney Kore ile anlaştılar
İran ile bir anlaşma sağlanması için Mart sonuna dek konan mühlet yaklaşırken, Suudi Arabistan geçen hafta Güney Kore ile nükleer işbirliği anlaşması imzaladı.
Anlaşma, Suudi Arabistan'da iki nükleer reaktör kurulmasıyla ilgili fizibilite çalışmalarının planlanmasını da içeriyor.
Çin, Fransa ve Arjantin ile de nükleer işbirliği anlaşmaları imzalayan Riyad yönetimi, gelecek 20 yıl içinde 16 nükleer enerji santrali inşa etmeyi tasarlıyor.
"İran, Yemen olsun, Suriye, Irak, Filistin veya Bahreyn olsun, Arap dünyasının çeşitli bölgelerinde huzur bozucu bir unsurdur. O yüzden, kitle imha silahları geliştirilmesi korkusuna son verilse bile, İran ile yaşadığımız sorunlar son bulmayacak." diyen Suudi Prens, halen Tikrit'teki Şii güçlerin askeri faaliyetlerine atıfla, "İran, şimdi de Irak'taki işgalini genişletiyor. Bu kabul edilemez." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, bu ayın başlarında Riyad'a giderek Suudi Arabistan ile Körfez Bölgesi'ndeki diğer müttefiklerine, İran'ın nükleer silah üretmesini engellemeyen hiçbir anlaşmayı kabul etmeyecekleri konusunda güvence vermişti.
Bölge ülkeleri Kerry'ye, İran'ın bölgesel çatışma alanlarında Şii güçleri desteklemesinin, bir atom bombası üretme ihtimali kadar sorunlu olduğunu anlattılar.