Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC) komutanı Cevad Gaffari birkaç hafta öncesine kadar, Suriye'deki en güçlü askeri ve siyasi isimlerden biriydi.
Savaşın parçaladığı ülkedeki İran'ın yıkıcı etkisi dikkate alındığında bu komutanın son savaşı, yönetici seçkinlerle olurken, mağlubiyetle sonuçlandı. Cevad Gaffari Esed'in isteği doğrultusunda İran tarafından görevinden alındı.
Al-Monitor'a konuşan Suriyeli isimsiz resmi kaynaklar, Suriye’de; İran ve Esed rejimi arasında uzun bir süredir gerginlikler olduğunu, aile içi gerilimler yaşandığını ve Rusya’nın kimi istekler ile Esed’in, İran ile olan ilişkilerini değiştirmesini istediğini aktarıyor.
İsmini vermek istemeyen resmi kaynaklardan bir tanesi Gaffari için, “Onun gitmesi zorunlu olmuştu. Zaman değişti ve savaş bitmek üzereyken o, hâlâ savaş kurallarına göre hareket etmek istiyordu." dedi.
Gerçek adı Ahmed Madani olan İranlı general, 2015 yılında Tümgeneral Hüseyin Hemedani'nin yerine Suriye'deki İslam Devrim Muhafızları (IRGC) kuvvetlerinin başına getirilmişti.
İran Devrim Muhafızları'nın belirttiğine göre Hamedani, İran'ın Suriye'deki olaylara müdahalesinin temelini atmıştı. Ekim 2015'te Halep'te IŞİD tarafından öldürülene kadar.
‘Kudüs Gücü'ne yakın bir kaynağın Al-Monitor'a verdiği demece göre; Gaffari, Devrim Muhafızları ‘Kudüs Gücü'nün öldürülen komutanı Tümgeneral (Halep Kasabı) Kasım Süleymani'nin seçimiydi.
Al Monitor’un kaynağına göre, Gaffari'nin İranlı olmayan bir kadınla evliliği, yükselişinde engel teşkil ediyordu. Buna rağmen, “Süleymani onu dini liderle görüşmek için Tahran'a götürdü ve onun için bir istisna yapılmasını sağladı." dedi.
IRGC'nin Suriye'deki Kudüs Gücü komutanı olarak altı yıl boyunca görev yapan Gaffari, Suriye’deki savaşın İran tarafından atanmış ‘denetleme görevlisi’ olarak sahada bulundu. Neredeyse tüm çatışmalarda yer aldı.
2013'te Ulusal Savunma Kuvvetleri'nin kurulmasına yardım etti. Savaşçılarından, Halep’ten ayrılmak için otobüslere binen Suriyelilere ateş etmelerini istemişti.
Rusya ve Türkiye arasındaki bir anlaşmayı sabote edecek kadar cüretkar ve güçlüydü. Şii köyleri olan Keferya ve Fua'dan tahliye edilecek olan kişilerin bölgeden ayrılmalarına izin vermiyordu.
Suriyeli muhalif medya organları onu “Halep kasabı” olarak tanımlarken, ona hayran olan ve İran destekli yayın yapan Şebbihalar onu “kurtarıcı” olarak nitelendiriyor.
Ancak her iki tarafın değerlendirmesine bakılmaksızın, Suriye rejimi ve Ruslar tarafından o, ‘gücünden ve nüfuzundan ne pahasına olursa olsun ödün vermeye hazır olmayan bir baş belası’ olarak görüldüğü anlaşılıyor. Sonuç olarak Rusya’nın perde arkasından yönettiği Esed rejimi, onun geri çekilmesi için İran’ı ikna etti.
"O başka bir Kasım Süleymani”
Al Monitor’un resmi kurumdaki bir diğer kaynağına göre, "O başka bir Kasım Süleymani olarak anılıyor.”
Hem Suriye hem de İran taraflarından birçok kaynak Al-Monitor'a, Gaffari'nin görevden alınması kararının Ekim ayı ortasında, Tanf garnizonuna yapılan saldırıdan birkaç gün önce ve BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed'in Şam ziyareti öncesinde alındığını söyledi.
Al Monitor’un kaynağına göre, Gaffari'yi görevden alma kararı Beşşar Esed'in talebi üzerine gerçekleştirildi. “Esed, İran yönetimine iki ülke arasındaki güçlü bağları korumak için bu adımı atmalarını isteyen bir mesaj gönderdi.”
Böyle bir kararın alınmasının amacının diğer bir amacının da İran ve Esed rejimi arasında gittikçe büyüyen çatlakları onarmak olduğu ifade ediliyor.
Rusya, Esed’in İran’la olan bağlarını koparmak mı istiyor?
Al Monitor’un kaynağı İran ve Esed rejimi arasındaki ihtilafları ise şöyle aktardı: "Rejim, Şam havaalanı otoyolunun yakınındaki Sit Zeyneb bölgesinden kuvvetlerin yeniden konuşlandırılması için İran’a baskı yapıyordu. ‘Bu baskılar da sınır ötesinden gelen kararlar doğrultusunda alınıyordu.’ İranlıların ve müttefiklerinin Şam'ı tamamen terk etmeleri gibi başka talepleri de vardı. Hatta İran’la ilişkilerin bundan sonra büyükelçilikler üzerinden yapılması konuşuluyordu. Ancak bu talebi hiçbir zaman resmi olarak iletmediler, şu ana kadar.”
Al-Monitor'un kaynakları, İran'ın, Suriye'deki varlığının Suriye liderliğini böldüğünü ifade ediyorlar. Çok temkinli olan ve son on yılda yaptıkları için İranlılara takdir ve saygı göstermekte ısrar eden bir taraf olduğunu aktaran kaynaklara göre; koşullar ne olursa olsun, İran askerlerinin yeniden konuşlanmaları için onlara baskı yapmak da istemiyorlar. Kaynaklara göre iktidar içerisindeki bu kanat; Esed, bazı danışmanları ve birkaç askeri yetkili tarafından yönetiliyor.
İkinci kanatta yer alanlar ise diğer kanattakilere, ‘İranlıların ve müttefiklerinin Suriye'deki savaşının bittiğini ve onların varlığına gerek olmadığını’ kabul etmelerini istiyor.
Bu kampın önde gelen üyeleri arasında ise Esed’in eşi Esma Esed ve ünlü 4. Tümen'in komutanı olan Esed’in kardeşi Mahir Esed de bulunuyor.
Al-Monitor'a konuşan Suriye’deki farklı bir yetkili kaynak da, “Bölgesel kutuplaşmanın, Şam'ın üst düzey elitleri arasına girdiğini belirtiyor. Şu anda ise zorunlu bir uzlaşma halindeler. Bu elit kadrolar ayrıca bir yeniden yapılanma sürecine hazırlanıyor.
İran ise bu konuda ne yapacak ve ne düşünüyor tam olarak bilinmiyor. Ancak bölgedeki en güçlü görülen komutanlarından birini değiştirmek, hatta güçlerini yeniden konuşlandırmak anlamına gelen eylemlerden ve Suriye ile olan ilişkilerinden ödün vermek istemediği de biliniyor.
*Bu yazı Ali Haşem'in Al Monitor'de yayımlanan yazısı çevrilerek hazırlanmıştır.