İran'da darağacında Kürt siyaseti
Ceren Kenar/ Türkiye
Saman Nesim, 2011 yılının Temmuz ayında tutuklandı. Tutuklandığında 17 yaşındaydı. Batı İran'da Devrim Muhafızları ile PJAK arasında bir askerin öldüğü, üçünün yaralandığı bir çatışma sonrasında tutuklandı. Ailesi oğullarının tutuklandığı Saman'ı devlet kanalında gördüğünde öğrendi. Saman tutuklanmış, avukat tutma hakkından mahrum bırakılmış, işkence altında ifade vermişti. Bu ifadeyi devlet kanalında okurken ailesi Saman'ın tutuklandığından haberdar olmuştu.
Saman sorgu sırasında dövüldüğünü, el ve ayak tırnaklarının çekildiğini, sırtının, bacaklarının ve karın bölgesinin yaralarla dolu olduğunu söyledi. Mahkemeye ilk çıktığında hakime gördüğü işkenceleri anlattı, ifadesini işkence altında verdiğini söyledi ve devrim muhafızlarına değil, havaya ateş açtığını söyledi. Mahkeme bu ifadelerinin yalan olduğuna hükmetti. Askerî mahkeme Ocak 2012'de Saman'a idam cezası verdi, karar üst mahkemeden Saman'ın olay zamanı reşit olmadığı gerekçesiyle kararı iptal etti. 2013 yılında yargılama yine işkence ile alınan ifadeler ile devam etti. Ve karar aynı oldu: İdam(1)
Saman'ın bu hafta sonu diğer iki PJAK üyesi ile idam edildiği iddia ediliyor. İran yönetimi henüz Saman'ın ailesine konu ile ilgili resmî açıklama yapmış değil.
76 milyon nüfuslu İran’da yaklaşık 10 ila 12 milyon arası Kürt'ün yaşadığı tahmin ediliyor. İranlı Kürt akademisyen Abbas Vali'ye göre; “Genç kuşaklar bağımsız devlet, çoğunluksa demokratik bir İran’da özerk Kürt bölgesi istiyor.” Bununla beraber İranlı Kürtler arasında, Irak tecrübesine referansla federalizm isteyen ve İran içinde federal bir Kürdistan modelini savunanlar da var.
Vali'ye göre Kürt meselesine İran devletinin bakışı, Türkiye'deki Kemalist bakıştan farklıydı. Kemalizm, Kürtleri inkâr etmek üzerine kurulu bir Türk milliyetçisi söyleme sahipken, Şah döneminde İran, Kürtleri kategorik olarak inkâr etmiyordu. Vali, İran Şahı'nın uçağının isminin Kürdistan olduğunu, Şah'ın bir Ankara gezisinde bu uçağın neredeyse bir diplomatik kriz çıkarttığını ve dönemin gazetelerinin uçağın üzerindeki Kürdistan yazısını sildiğini hatırlatıyor.(2)
Gün geliyor, devran dönüyor lakin. Şu an bölgede bir Irak Kürdistanı kurulmasına en uzak duran aktör İran. Türkiye'nin Irak Kürtleri ile olan yakın münasebetini tehdit olarak gören aktör de İran. İran için Irak'ta kurulacak bir bağımsız Kürdistan hem İran iç siyaseti açısından hem de İran'ın bölgesel yayılmacı politikası açısından bir sorun. Kendi Kürtlerinin bağımsızlık talebinden çekinen İran rejimi, aynı zamanda bölgede İran aksında olmayacak bir Kürt devleti kurulmasına şiddetle karşı çıkıyor.
Uluslararası Af Örgütü’ne göre "İran’da Kürtlerin sosyal, siyasal ve kültürel hakları baskı altında tutuluyor." -Birleşmiş Milletler'in İran’daki insan haklarıyla ilgili özel raportörü Ahmed Shaheed, Ekim ayının sonunda yaptığı açıklamada Ruhani’nin 3 Ağustos’ta iktidara gelmesinden sonra ülkede en az 82 kişinin idam edildiğini belirtmiş. İran’da İnsan Hakları İçin Uluslararası Kampanya’ya göre ise Ruhani'nin göreve gelmesinden bu yana ülkede en az 200 kişi idam edildi. İran’da orantısal olarak en çok Kürtlerden siyasi mahkûm var. Bu mahkûmlar arasında en çok idam edilenler de Kürtler. Bunların arasında Saman gibi henüz reşit olmayan gençler de var.
Ruhani iktidara ilk geldiğinde bir Kürt reformu vadetmişti. Bu reformda işe yerel yönetimler sisteminden başlanılmasını, ülkedeki Kürtlerin sisteme dâhil edilmesini, ortak yönetim modeline geçilmesini ve bazı kentlere Kürt vali atanmasını istedi. Ruhani’nin kurmaylarıyla yaptığı görüşmenin ardından İran İçişleri Bakanlığı, Urumiye kentine Kürt kökenli ve geçmişte PKK ile yakın ilişkisi olan Feridun Himmeti’yi vali olarak atadı.
Ancak kapsamlı reformları içermeyen bu süreç İran'ın bölge politikaları ile de sekteye uğruyor.
İran sadece bölgede bağımsız bir Kürdistan'ın kurulmasını değil, Türkiye'nin Kürt meselesini çözmesini de bir tehdit olarak algılıyor. İran'ın PKK içinde sözünü geçirebildiği gruplar üzerinden barış sürecini bitirmeye çalıştığı sır değil. Bizzat Murat Karayılan'ın ifadesinde bunu görmek mümkün: “İran, süreci onaylamamamız halinde yardım ve istediğimiz her şeyi verme teklifinde bulundu.”
Ruhani'nin iktidara gelmesinden sonra artan idam kararlarının sebebi ile ilgili ilginç spekülasyonlar var. PJAK Genel Başkanı Heci Ehmedi "İran’ın Kürt siyasi mahkûmları idam ederek 2011’den beri geçerli olan ateşkesi çiğnediğini ve son idamların [Kasım 2013] Türkiye’ye yakınlaşma mesajı olduğu" iddiasında. İran’ın, "Türkiye’nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la görüşmelerinden rahatsız olduğunu ve bunu bozmak istediğini" iddia eden Ehmedi, “Aslında Kürtlerin yaşadığı dört ayrı bölgede ne zaman Kürtlerle ilgili iyi bir gelişme olursa İran bunu bozmak ister çünkü biliyor ki böyle devam ederse kendisi de adımlar atmak zorunda kalacak” diye ekliyor.(3)
Mart ayı ile Türkiye'de Kürt meselesinde iyi haberler duymaya hazırlanırken, İran'daki Kürtler konusunda pek iç açıcı haberler gelmiyor.
Güçlü İran ordusuna karşı PJAK'ın sonuç alacak eylemler yapması pek mümkün değil. İran'ı IŞİD ile mücadelede güvenilir bir ortak olarak sunmak için elinden geleni yapan ABD yönetimi açısından da İran Kürtleri'nin durumu bir öncelik değil.
Böylesi bir ortamda, bölge Kürtleri İran için zaman zaman havuç, ama çoğu zaman sopa ile dizginlenen ve kontrol edilmesi gereken bir grup olarak kalmaya mahkûm görünüyor.
.....
(1) http://www.amnesty.ie/content/execution-saman-naseem-%E2%80%98enmity-against-god%E2%80%99-looms
(2)http://dergi.aljazeera.com.tr/2014/10/15/iranin-yok-dedigi-kurt-sorunu/
(3)http://t24.com.tr/haber/iran-son-idamlarla-turkiyeye-mesaj-mi-veriyor,243619