İran Şiiliğinin hapsettiği aykırı alim: Tabatabai

Hutbelerinde, vaazlarında, derslerinde “mehdeviyet”i sorguladılar, “masum imamlar” inancının Kur’an’a mugayir olduğunu savundular, dinin suiistimal edilmesinde kullanıldığını düşündükleri “Ayetullah”lık müessesine bayrak açtılar.

Hakan Albayrak Karar'daki köşesinde İran Şiiliğinin ortodoks yapısı ile aykırı gördüğü alimleri nasıl da yok etmeye kararlı oluşunu İranlı muhalif din alimi Tabatabai üzerinden yorumluyor. 

Mütedeyyin ve ilim ehli bir ailenin çocuğu olarak 1935’te dünyaya gelen Mustafa Hüseyin Tabatabai, küçük yaşlardan itibaren -dedesi Allame Tabatabai’den- fıkıh, usûl-i fıkıh, hadis, tefsir, tarih ve felsefe dersleri aldı. 

Kum’da tahsil gördü. 

“Hüccetülislam” ilan edildiğinde daha 20 yaşındaydı. 

Bu unvanı hiç kullanmadı ve molla elbisesini hiç giymedi. 

Tahsili boyunca zihninde beliren soru işaretlerinin peşinden gitmiş ve “İmâmiye” anlayışının sorunlu olduğu neticesine varmış, bu anlayış ve onu temsil eden molla sınıfı ile arasına mesafe koyma gereğini duymuştu. 

“Taassup ve hurafelerden arınmış tevhidi yol”da yalnız başına yürümeyi seçti. 

Allame Ebulfazl Burkai ile tanışıp kaynaşınca yalnızlıktan kurtuldu. 

İkisi yoldaş oldu. 

Tahran’da bir mescit açtılar beraber. 

Mehdi’nin zuhuru veya Velayet-i Fakih’in mevcudiyeti şartına bağlanan Cuma namazını ‘şartsız’ ihya ettiler. 

Hutbelerinde, vaazlarında, derslerinde “mehdeviyet”i sorguladılar, “masum (günahsız, hatasız) imamlar” inancının Kur’an’a mugayir olduğunu savundular, dinin suiistimal edilmesinde kullanıldığını düşündükleri “Ayetullah”lık müessesine bayrak açtılar. 

Hem Şah zamanında hem devrimden sonra mutaassıp gelenekçiler tarafından bozguncu diye devlete şikâyet edilip durdular. 

Türlü çeşit baskılara, saldırılara maruz kaldılar. 

Mescitleri basıldı, mukaddesata dil uzattıkları gerekçesiyle haklarında davalar açıldı, sakıncalı bulunan eserlerinin yayımlanması engellendi. 

Burkai silahlı saldırıya da uğradı. 

1993’te vefat eden Burkai’nin ölüm sebebinin, vücuduna yediği kurşunların yol açtığı tahribat olduğu söyleniyor. 

***

Kendisi de suikast tehdidi altında olan Tabatabai, hiç geri adım atmadan devam etti yoluna. 

Rejimin baskıları yüzünden evine çekilmek zorunda kaldıysa da pes etmedi; medreseye çevirdiği evinde buluştu talebeleriyle. 

Yıllar geldi geçti, 2021’e gelindi, yaşı 86 oldu ama ilim-irfan yolunda yorulmak nedir hiç bilmedi Tabatabai. 

Geçen aya kadar devam etti derslere. 

Daha da devam edecekti ki… 

***

Mahkemelerin verdiği “Tabatabi’nin düşünceleri yargıyı değil ulemayı ilgilendirir” yolundaki kararlara rağmen tutuklandı koca çınar. 

Tutuklandı ve zindanda koronavirüse yakalandı. 

Son gelen habere göre kefaletle serbest bırakılıp hastaneye yatırılmış. 

Üstada şifa ve hürriyet diliyoruz. 

Allah Teala yar ve yardımcısı olsun. 

Yorum Analiz Haberleri

Gazzeli kadınlardan öğreneceğimiz çok şey var!
Değerlerin erozyonu ve toplumsal çözülme
"Benzersizlik" Anlatısı ve Aynılaşma
Kurtuluşun tek çaresi Allah'a dönmektir
Mazlumlar için elimizden geleni yapıyor muyuz?