Başta ABD Dışişleri Bakanı Kerry olmak üzere dört Batılı ülkenin dışişleri bakanları, İran'la imzalanması muhtemel olan nükleer anlaşmasının görüşüldüğü Cenevre'ye çıkarma yaptı. İki gün olarak planlanan müzakereler üçüncü güne uzarken, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un da bugün Cenevre'ye geleceği açıklandı.
-İran ile P5+1 ülkeleri arasında İran'ın tartışmalı nükleer çalışmaları hakkında gerçekleşen müzakerelerin ikinci gününde, dört Batılı ülkenin dışişleri bakanları bir 'ön anlaşmanın' imzalanması için Cenevre'deki zirveye dâhil oldu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile İngiliz, Alman ve Fransız mevkidaşlarının apar topar Cenevre'ye gelmesinin, "taraflar arasındaki küçük ayrımların kapatılmasına yardımcı olmaya" yönelik olduğu açıklandı. P5+1 üyelerinden dördünün zirveye bu denli üst düzey katılımı, varılan somut bir anlaşmanın göstergesi olarak yorumlandı. Ancak, dün sona ermesi planlanan zirvede taraflar pek çok meselede uzlaşamadığı için zirveden bakanların da yer aldığı bir anlaşma fotoğrafı çıkacağı beklentisi sonuçsuz kaldı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un ve Çin Dışişleri Bakanı Yardımcısı'nın da uzayan görüşmelerden bir sonuç alınabilmesi için bugün Cenevre'ye geleceği öğrenildi.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'le ön anlaşma için görüşmelere başladığını söyleyen Kerry, yükselen beklentileri dizginlemek için "Şu ana kadar henüz bir anlaşmaya varamadığımızın altını çizmeliyim. Pozisyonlarımız arasındaki farkları kapatmaya çalışacağımızı umuyoruz ancak bazı farkların kapanmasının kolay olmadığını da kimse inkâr edemez." ifadelerini kullandı. İran heyetinde yer alan Mecid Takt-Ravançi ismindeki bir yetkili, ise bu farklılıkların özellikle İran'ın petrol gelirleri ve yurtdışındaki dondurulan malvarlıkları konusunda olduğunu belirterek her hangi bir anlaşmaya varılabilmesi için bu yaptırımların hafifletilmesinin kendileri için bir önkoşul olduğunu söyledi.
BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin yanı sıra Almanya'yı içeren P5+1 grubunu temsilen müzakereleri yürüten AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, önceki gün İran heyetinin başındaki Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ile bir araya gelmişti. Heyetler arasındaki görüşmede ele alındığı medyaya yansıyan muhtemel yol haritasına göre, ABD'nin önerisi, Tahran ile altı aylık bir güven artırıcı dönemi içeriyor. Bu süreçte Washington, İran'ın uluslararası hesaplarda tuttuğu fonlar üzerindeki kısıtlamaları hafifletecek, altın ve petro-kimya maddelerinin alımındaki müeyyideleri de gevşetecek. Bunun karşılığında ise Tahran yönetimi, nükleer silah üretiminden önceki son adım olarak görülen yüzde 20 oranında uranyum üretmeyi durduracak. Elindeki yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu da azaltacak.
İran'da ağustos ayında işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Batı'ya uzlaşma mesajları vermesi ve ABD Başkanı Barack Obama ile yakın süre önce gerçekleşen tarihi telefon görüşmesi, müzakereler öncesi taraflar arasındaki havayı yumuşatmıştı.
TEL AVİV VE RİYAD TEDİRGİN
Batılı ülkelerle İran arasında varılan anlaşmaya şiddetle karşı çıkan İsrail ise müzakereler sürerken sert mesajlar vermeyi dün de sürdürdü. İran'ın tüm nükleer faaliyetlerini askıya almadan yaptırımların hafifletilmesine karşı çıkan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, müzakerelerin İran'a nükleer silah üretmek için gerekli zamanı tanıdığı tezini bir kez daha dile getirdi. Bölgedeki ABD müttefiklerinden Suudi Arabistan'ın ise İran nükleer silah elde ettiği takdirde Pakistan'dan nükleer silah temin edeceğine yönelik iddialar medyada yer almıştı.