Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
Suriye topluluklarına nüfuz etmeyi ve alana hakim olmayı amaçlayan İran, Şiiliği yaymak için aşiretleri kullanıyor.
İran, Suriye'de ‘sadece Şiilerin katılmasına izin verdiği’ Haşimiyun Tugayını konsolide etmeye devam ediyor.
Ağustos ortasında yeni kurulan ve faaliyete geçen grup, Zeynebiyun, el-Hüseyin ve Fatimi Tugaylarının hareket biçimini aynen sürdürmeyi amaçlıyor.
İran yanlısı fraksiyonların amacı Suriye’deki muhalefeti engellemek ve Şiiliği Suriye’de kalıcı bir aktör haline getirmek.
Haşimiyun Tugayı, Suriye'de bir yandan askeri operasyonlar yürütürken öte yandan Suriye'nin doğusundaki El Bukemal, Mayadin, Deyr ez-Zor ve Rakka şehirlerindeki ofislerini tahkim ediyor.
Haşimiyun Tugayı ayrıca Halep ve Şam kırsalında da yeni ofisler açarak bölgede etkinliğini arttırmaya çalışıyor.
Bu tugayların tamamı doğrudan İran Devrim Muhafızları Birliği'ne bağlı hareket ediyor. Haşimiyun Tugayı’nın yöneticileri arasında yer alan ve Tahran'a yakın olan Ebu İsa el-Meşhadani olarak da bilinen Yusuf el-Hamdan ve Musa el-Mahmud grupların yöneticiliğini üstleniyor.
Ağustos ayında faaliyetlerini arttıran tugaya Şiiliği bölgede yayma görevine hız vermesi emredildi. Bu amaçla tugaya, İran'a bağlı sözde Fırat Vadisi Aşiretler ve Aşiretler Konseyi'ne katılmaları için; Doğu Suriye'deki aşiret şeyhlerini, muhtarları, din adamlarını ve diğer etkili devlet adamları ile önemli şahsiyetleri ikna etmesi görevi verildi.
Konseye katılmayı kabul edenlere ayrıcalıklar sunulacağı belirtildi. Ayrıca Kum kentindeki İran üniversitelerine okul gezileri düzenlemenin yanı sıra ortaokul ve lise öğrencilerinin işe alınması ve eğitimi için yeni merkezler açılacağı sözü verildi. Siyasi, askeri ve medya desteğinin yanında konseye katılacaklara fonlar vaat edildi.
Deyr ez-Zor'daki Bakara aşiretinden bir şeyh isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor'a şunları söyledi: “Haşimiyun Tugayı'nın tüm üyeleri bölgeden. Özellikle Deyr ez-Zor'dan. Tugayın şu ana kadar yaklaşık 200 üyesi olduğu tahmin ediliyor. Tugay el-Bukemal'deki birçok eve ve Fırat bölgesindeki diğer kasaba ve köylere el koydu. Onları yeni askerler için siteler haline getirdi.”
Mayadin kentindeki El-Rahba Kalesi de silah deposuna dönüştürüldü. Kale aynı zamanda tugayın İranlı liderleri için askeri bir tahkimat bölgesi olarak kullanılmaya başlandı.
İsmini açıklamayan başka bir kaynak ise Haşimiyun Tugayı'nın ana görevinin, ‘nüfuzlu aşiret liderlerine rüşvet vererek aşiret üyelerini işe almak ve nüfusu zorla Şiiliğe dönüştürmek olduğunu’ söyledi.
Yerel kaynak ayrıca: “Tahran, Suriye'nin bu bölgesindeki aşiretlerin etkisinin çok iyi farkında. Çünkü onlar en büyük nüfus yoğunluğuna sahip buranın yerlileri. Bu Şiiliğin Suriye toplulukları arasında yayılmasına yardımcı olabilecek bir şey. Ayrıca İran, devam eden kayıplar ve düzinelerce savaşçının firar etmesi nedeniyle artık tüm cepheleri kapsayamayacağı için aşiretlere yaslanmayı amaçlıyor.” ifadelerini kullandı.
Yerel kaynak İran’ın unsurlarını yok etmeyi amaçladıklarını belirterek, "Fakat biz [Bakara aşireti] İran'a sadık olan ve kabile üyeleri arasında nüfuzunu kaybeden aşiret liderlerini ortadan kaldırmak için doğru fırsatı bekleyeceğimiz için, bu aşiret adamlarını işe alma çabaları başarılı olamayacak. İran, muhalif aşiret liderlerini devre dışı bıraktıktan sonra bu şefleri kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalışıyor." dedi.
*Bu yazı Mohammed Hardan'ın Al-Monitor'de yayımlanan yazısından referans alınarak hazırlanmıştır.