İran istihbaratı hesabına şebeke kuran savcı meslekten ihraç edildi

İran istihbaratıyla bağlantılı casusluk şebekesi ile ilişkisi ortaya çıkan Cumhuriyet Savcısı Davut Yılmaz, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) İkinci Dairesince meslekten ihraç edildi.

Türkiye'deki İranlı muhaliflerin kaçırılması için 150 bin dolar karşılığında İranlı casuslarla anlaşan ve Cumhuriyet Savcısı Davut Yılmaz, HSK İkinci Dairesi tarafından meslekten ihraç edildi. HSK tarafından 8 Şubat 2022'de açığa alınan ve daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında yakalanmıştı. İran istihbaratının Türkiye'de gerçekleştirmeye çalıştığı "muhalif kaçırma" operasyonu Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) radarına takılmış, geçtiğimiz Şubat ayında By Sağlam Savunma Sanayi şirketi sahibi İhsan Sağlam ve açığa alınan savcı Davut Yılmaz'ın aralarında bulunduğu 16 şüpheli tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından açılan davada sanıkların, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "suç örgütüne üye olma", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "cebir tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından cezalandırılmaları istenmişti.

Davut Yılmaz için 23 yıldan 42 yıla kadar, İhsan Sağlam için de 24 yıldan 52 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edilmiş, diğer 14 sanık için de değişik oranlarda hapis cezaları öngörülmüştü.

İRANLI REJİM MUHALİFLERİN KAÇIRILMASINDA İŞBİRLİĞİ YAPTI

İddianameye göre savcı Davut Yılmaz ise 2019-2022 yılları arasında 3 ayrı İranlı rejim muhalifinin kaçırılmasında ve kaçırılma girişiminde Sağlam'la işbirliği yaptı. Yılmaz'ın, kamu otoritesinin imkanlarından faydalanarak örgütlü bir yapı oluşturduğu, bu yapının içerisinde Metin Ergün, Mehmet İyigün isimli eski polis memurları ile hiyerarşik bağ kurdu.

ÖRGÜTÜN HAREKET ALANINI GENİŞLETTİ

İddianamede, Yılmaz'ın bu eylemlerini +18....73 numaralı yurt dışı internet hattını kullanarak gizlilik içerisinde yürüttüğü, kamu görevini kullanarak örgütün hareket alanını genişlettiği anlatıldı.

BİLGİLERİ İRAN İSTİHBARATINA ULAŞTIRDI

İddiaya göre, savcı Yılmaz, örgütün önüne çıkan yasal ve bürokratik engellerin kolayca aşılmasını ve ortadan kaldırılmasını sağlıyordu. Kaçırılması planlanan ancak kaçırılamayan koruma altındaki eski İran Deniz Kuvvetleri Subayı Mohammed Rezaei'nin gizli bilgileri 30 Ağustos 2019'da Savcı Davut Yılmaz tarafından UYAP'a giriş yapılarak elde edildi ve İran istihbaratına ulaştırıldı.

YÖNETİCİLERİ MAKAMINDA AĞIRLADI

Yılmaz, İran istihbaratıyla kurduğu güvene ve menfaate dayalı ilişki ile kendisine verilen operasyonel faaliyetleri organize etti. Kurduğu suç örgütünü yöneterek milli güvenliği ve kamu düzenini tehdit edecek nitelikteki gizli bilgileri casusluk amacıyla temin etti ve örgüte iletti. Yılmaz'ın, İranlı muhalifleri kaçırma amacıyla kendi adına kayıtlı lüks marka 34 EB.. ve 34 BT.... İle başlayan kiralık aracına Adalet Bakanlığı logolu ve çakar sistemi kurdurduğu saptandı. Yılmaz'ın, yöneticileri İran Askeri İstihbaratı Dış Operasyonlar Müdürü Seyed Mehdi Hosseini'yi adliyedeki makamında ağırladığına iddianamede dikkat çekildi.

BİRİNİ KAÇIRDILAR İKİNCİSİNDE BAŞARISIZ OLDULAR

Denizli'de yaşayan Mashali Firouzei ve ailesi, 2019 Şubat ayında savcı Davut Yılmaz'a ait araçla İhsan Sağlam'ın ekibi tarafından önce İstanbul-Denizli ve son olarak Morteza Sultan Sanjari'ye Van'da teslim edilerek İran'a kaçırıldı. 3 kişilik Firouzei ailesinin İran istihbaratına teslim edilmeden önce savcı Davut Yılmaz'ın İhsan Sağlam'ı makam odasında ağırladığı tespit edildi. Yalova'da ikamet eden ve uluslararası koruma kararı altına alınan eski İran Deniz Kuvvetleri Subayı olan şartlı mülteci Mohammed Rezaei'nin 50 bin dolar karşılığında Sağlam ve ekibi tarafından kaçırılması hedeflendi. İran'dan gelen askeri istihbarat sorumlusu Seyidmehdi Hosseini, Davut Yılmaz'ı 2019 Eylül ayında adliyedeki makam odasında ziyaret etti ve Rezaei'nin kaçırılması için 50 bin dolar karşılığında son konuşmalar gerçekleştirildi. Ancak Rezaei'nin kaçırılma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.

100 BİN DOLAR'A ANLAŞTILAR

Üçüncü girişimleri ise İran'dan Türkiye'ye göç edip Zonguldak'ta yaşayan bilgisayar yazılımcısı ve ekonomist Shahnam Golshani'ydi. İran istihbaratı, Golshani'nin geçtiğimiz Aralık ayında kaçırılması için Sağlam'a 100 bin dolar teklif etti ve anlaştı. Golshani'nin takip edildiği araç ise savcı Davut Yılmaz'a aitti. Golshani'nin kaçırılma girişimi de başarısızlıkla sonuçlandı.

SAVUNMASINDA "KORONAVİRÜS UNUTKANLIK YAPTI" DEDİ

Açığa alınan Cumhuriyet Savcısı Davut Yılmaz, savunmasında çok ağır koronavirüs geçirdiği için unutkanlık yaşadığını belirterek hakkındaki tüm iddiaları da reddetti. Yılmaz, devletçi ve milliyetçi bir insan olduğunu, hiçbir İran devlet görevlisiyle alakası olmadığını belirterek kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti.

HSK İHRAÇ ETTİ

Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesi, casus savcının durumunu görüşmek üzere bugün toplandı. Yapılan toplantıda Cumhuriyet Savcısı Yılmaz hakkında elde edilen son bilgi ve belgeler incelendi. Mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte davranışlarda bulunan ve 8 Şubat 2022'de açığa alınan Yılmaz'ın, meslekten ihraç edilmesine karar verildi.


Beşiktaş'ta vurulan Av. Nur Peker'den şok iddia! 'Beni casusluk şüphelisi savcı vurdurttu'

Beşiktaş'ta silahlı saldırıya uğrayan Avukat Nur Peker'den şok iddialar geldi. İfade veren Peker, kendisini vuranları savcı arkadaşı Davut Yılmaz olduğunu iddia edip şikayetçi oldu. 

Savcı Yılmaz'ın casusluk soruşturmasında şüpheli olmasına rağmen halen görevde olduğu ortaya çıktı. Nur Peker'in avukatı ise olayın arkasında bir suç örgütü olduğunu savundu.

BENİ SAVCI VURDUTTU
İnternet haberde yer alan habere göre, Beşiktaş'ta avukat Nur Peker'e yönelik silahlı saldırının arkasında bir savcı olduğu iddia edildi. İlk ifadesinde "Şüphelendiğim birkaç kişi var ancak sağlık durumum nedeniyle kafamı toplayamıyorum" diyen avukat Peker tedavisinin ardından detaylı ifadede verdi. Peker, saldırıyı savcı arkadaşı Davut Yılmaz'ın azmettirdiğini düşündüğünü söyleyip şikayetçi oldu. Sabah'ın haberine göre Avukat Peker'in anlattıkları şok etti.

OFİS AÇMAMA YARDIM ETTİ
Mağdur avukat Nur Peker ise tedavisinin ardından emniyete ve savcılığa giderek detaylı ifade verdi ve olayın arkasındaki şüphelendiği isimleri söyledi. Avukat Peker, 2020 yılında savcı kız arkadaşı ile İzmir Çeşme'de tatildeyken İstanbul Anadolu Adliyesinde görevli Cumhuriyet savcısı Davut Yılmaz ile tanıştıklarını anlattı. Avukat Nur Peker'in iddialarına göre, tatilde tanıştıkları savcı Yılmaz, Peker'e "Sana ofis açalım, biz de yardımcı oluruz. Bizim bir ofis var. Orada Emniyetten emekli bir polis var, zaten orası benim şirketim, git tabelanı as" dedi. Peker de teklifi kabul etti.

ORGHANİZE İŞLER

İddiaya göre, savcı Yılmaz'ın önerdiği ofiste savcının eşi ile emekli bir polis ve İran'la iş yapan bir işadamı ortaktı. Nur Peker bu ofisin bir odasını avukatlık bürosu olarak kullanmaya başladı. Savcı Yılmaz, çevresinde avukatlık işleri gerektiren bazı dosyalar yönlendirerek Peker'e destek olmaya devam etti.

Avukat Peker, ilerleyen günlerde savcı Davut Yılmaz'ın yanında, kendisini eski jandarma istihbarat görevlisi olarak tanıtan bir kişiyle tanıştığını söyledi. Bu kişinin, savcının başka bir şirketinde ortak olduğunu, Yılmaz'a uyuşturucu, tefecilik gibi çok paraların döndüğü dosyalar getirdiğini, Yılmaz'ın da bu işleri çözme karşılığında komisyon aldığını ileri sürdü.

Benim gücümü biliyorsun, seni ortadan kaldırırım
Peker, kendisinin bazı dosya işleri için adliyelere gönderildiğinde sorunlar yaşadığını, bunun üzerine Yılmaz ile aralarında tartışma çıktığını, avukatlığını yaptığı bazı dosyalardan el çekmesi için Yılmaz'ın kendisine baskı yaptığını öne sürdü.
Peker, bu tartışmalar esnasında Yılmaz'ın "Sen neyine güveniyorsun bu kadar, benim gücümü biliyorsun, seni ortadan kaldırırım. Türkiye Cumhuriyeti'nde bana kimse böyle konuşamaz" diyerek, kendisini tehdit ettiğini ileri sürdü.

Savcı Davut Yılmaz tarafından maddi ve manevi olarak kullanılmaya çalışıldığını ifade eden Peker, kendisine yapılan silahlı saldırıyı da Yılmaz'ın azmettirdiğini düşündüğünü söyledi.

OLAYIN ARKASINDA SUÇ ÖRGÜTÜ VAR
Nur Peker'in avukatı Funda Sadıkahmet ise "Yaşanan vahim olay ile ilgili savcılık ifademizi verdik. Emniyetin titiz çalışmasıyla faillerden biri yakalandı ve tutuklandı. Diğerinin de en kısa sürede yakalanacağına inanıyoruz. Olayın arkasında bir suç örgütü olduğu kanısındayız. Azmettiriciler de adalet önünde hesap verecekler. Bir kadına, bir avukata yapılan bu saldırı cezasız kalmayacak. Olayın takipçisiyiz" dedi.

CASUSULUK ŞEBEKESİ SAVCILIK YAPIYOR

Öte yandan savcı Yılmaz'ın, İranlı bir muhalif işadamını Türkiye'den kaçırmak isteyen, İran istihbaratı ile bağlantılı casusluk şebekesine yönelik soruşturmanın da şüphelisi olduğu iddia edildi. 

Yılmaz'la ilgili iddiaların Hakimler Savcılar Kurulu'na bildirildiği, koronavirüs olması nedeniyle ifadesinin henüz alınmadığı belirtiliyor. Soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında çok yönlü olarak yürütülüyor. 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu