HASAN SOYLU / HAKSÖZ HABER
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Irak’taki gelişmelere ilişkin olarak İran resmi haber ajansında yayınlanan açıklamasında “İran İslam Cumhuriyeti bu şiddete ve terörizme izin vermeyecek” dedi. 3 yıldır Suriye’de Baas rejiminin yanında halkı katleden İran’ın Cumhurbaşkanı Ruhani’nin açıklamasında ayrıca “BM’de dile getirdiğimiz gibi hem bölgemizde hem dünyada şiddetle, terörizmle ve aşırılıkla savaşacağız” vurgusunu da ihmal etmemesi dikkat çekti. Bu şekilde uluslararası egemenlerle aynı frekansta buluşma çabalarını da açıkça ortaya koydu.
Monitor sitesiyle görüşen İran Ulusal ve Bölgesel Güvenlik İşleri’nin bir yetkilisi ise Irak’taki son gelişmeleri Suriye’de amaçlarına ulaşamayan devletlerin yaktığı bir ateş olarak tanımladı.
Yetkili “Eğer Iraklılar isterlerse İran yardıma hazırdır” dedi ve ekledi: “Irak bağımsız bir ülke, hükümeti, meclisi ve ordusu var. Biz Iraklıların dış yardıma ihtiyaçları olduğunu düşünmüyoruz. Suriye’de yaptığımızı ırak için de yaparız. Iraklı komşularımıza tavsiyelerde bulunuruz. Daha ötesi için resmen yardım istenmesi gerekir.”
İran’ın ihtiyaç duyulursa askeri bir müdahalede bulunup bulunmayacağı sorusuna aynı yetkili Suriye’deki durumun ihtiyaç duyulduğunda gerçek dostların birbirlerine her zaman yardıma hazır olduğunu gösterdiğini söyledi ve şunları söyledi: “Suriye’de rejimin kararlılığı ve Şam’ın müttefiklerinin desteğiyle muhalefet kaybetti. Irak’ta da aynı şey olacak. Suriye muzaffer olduğu gibi, Irak da kazanacak ve komplo sönecek. Bundan eminiz. Bu ciddi bir tehdit ama bölgedeki güçleri gerçek düşmana karşı bir araya getirmek için bir fırsat da olabilir.”
Doğrusu İranlı yetkilinin Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da yardıma hazırız manasındaki sözlerini İran’ın Suriye’de işlediği insanlık suçlarının benzerini Irak’ta da işlemeye hazır olduğu şeklinde anlamak gerek. Kaldı ki, İran’ın Irak’a müdahale için izin, talep ya da zemin yoklaması da zaten gerekli değil çünkü İran Amerikan işgaliyle birlikte zaten her şeyiyle Irak’ta hakim ve asıl belirleyici güç.
Aynı İranlı yetkili en manidar sözlerini ise ise Irak’ı bekleyen mezhep ayrışması konusunda sarfediyor. Sünni ve Şiiler arasında bir kamplaşma meydana getirildiğini iddia eden İranlı yetkili Sünnilerle iyi ilişkiler geliştirmek istediklerini iddia ederek şunları söylemiş: “IŞİD’in halka karşı savaşını bir devrim olarak sunmaya çalışıyorlar. Bu doğru değil çünkü Irak bir demokrasi ve herkes aşırılarla Saddam rejiminin kalıntıları arasında mezhepçi amaçlarla bir ittifak kurulduğunu biliyor.”
Irak’ı mezhepçi bir dikta yönetiminin elinde Sünniler için cehenneme çeviren İran’ın Irak’ı demokrasi olarak tanımlaması berbat bir şakadan başka bir şey olmasa gerek!