İran dış politikası: Müslümanlara karşı şedid zalimlere karşı müşfik

İran’ın dış politikası nasıl bir seyir izledi? Ömer Faruk Madanoğlu’nun çalışması bu konuda önemli veriler sunuyor.

HAKSÖZ HABER

İran rejiminin devrim sonrasında Müslüman halklarla arasındaki ilişki bir süre olumlu bir seyir izlemişti. 1982 Hama Katliamı’nda İran’ın tavırsızlığı eleştirilere maruz kalsa da bir şekilde izah edilebiliyordu.

Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgal girişimi ve 9 yıl süren savaşta İran yanı başında gerçekleşen Afgan cihadına karşı sahiplenici bir tavır takınmadı.  Afganistan’a NATO müdahalesine karşı tavrı da aynı şekilde oldu.

2003’te ABD’nin Irak’ı işgali ise İran tarafından olumlu karşılandı. Irak’taki Şii grupların çok büyük bir kesimi işgale karşı direniş göstermezken kendi statükolarını koruma yoluna gittiler. İran ise savaş sonrası süreçte kendi desteklediği siyasi aktörlerin güçlenmesi için çalışmalar yürüttü. Nuri el-Maliki, İran’a oldukça yakın bir isimdi. Ardından başlayan demografi politikaları ile Bağdat, Sünni nüfustan arındırılırken İranlı yetkililerin ağzından “ele geçirilen 3 Arap başkentinden birisi” haline getirildi. Irak, ABD ve İran eliyle kültürel, dini, etnik, demografik soykırıma uğradı. Irak’ta hala devam eden sorunların kaynağını burası oluşturuyor.

Yemen’de mezhepçi politikaları ile Zeydileri büyük oranda kendi etki alanına çeken İran, Yemen’in bölünmesi için elinden geleni yapıyor. Susuzluk ve kıtlık sebebiyle binlerce çocuk hayatını kaybetti. Suudi Arabistan’ın basiretten yoksun politik ve askeri tutumu İran’ın yayılmacı politikalarına karşısında iki taraflı bir vahşet ortaya çıkarttı ve Yemen dünyanın en yoksul bölgelerinden biri haline geldi. Yemen’de Suud ve İran’ın birleştiği tek konu İhvan (Islah Partisi) düşmanlığı oldu.

2011 senesinde başlayan Suriye Savaşı ile ipler tamamen koptu. Aylarca silahsız gösteriler gerçekleştiren Suriye halkı Baas rejiminin yıllardır devam eden şiddet politikalarıyla daha fazla yüzleşmek durumunda kaldı. Cuma namazlarında örgütlenen halkın kararlılığı karşısında katliamlarını artıran Esed rejimi ordusu ikiye bölündü. Halka saldırmayı reddeden askerler Özgür Suriye Ordusu’nu kurdu. Halk rejime karşı silahlı direnişe geçti. Hızlı bir şekilde mevzi kazanan silahlı direniş karşısında ne yapacağını bilemeyen rejim ilk elden hemen İran’a davetiye yolladı. Önce Lübnan Hizbullah’ı rejimin yanında Suriye halkını katletme görevini üstlendi. Ancak Hizbullah’ın dahli de yeterli olmayınca daha sonraları ‘Halep kasabı’ olarak isimlendirilecek Kasım Süleymani öncülüğünde İran bizzat askeri varlığıyla Suriye’ye girdi. Ancak Suriye halkının ve mücahitlerin gösterdikleri direniş karşısında bu da yeterli olmadı ve Rusya, İran tarafından bölgeye davet edildi. Hava üstünlüğü savaşın seyrini değiştirdi. Şuan İdlib’e sıkışan direnişin akıbetini Müslümanların tutumu belirleyecek. İran ve Rusya’nın rejimden yana açık desteğine karşı Suriye halkının şanlı mücadelesine gerçek anlamda sahip çıkıldığını söylemek zor ne yazık ki.

İran’ın dış politik tutumunu çok özet bir şekilde vermeye çalıştık. Peki, İran kendisine dönük olarak ABD ve İsrail tarafından gerçekleştirildiği iddia eden saldırılara nasıl karşılık veriyor? Müslüman halklara karşı elini kana bulamaktan bir an bile geri durmayan İran rejimi, Süleymani suikastı başta olmak üzere önemli kurmaylarına dönük yapılanlara cevap verebiliyor mu? Ömer Faruk Madanoğlu’nun çalışması bu konu hakkında önemli bilgiler veriyor.

İran’da “büyüklerin” ölümü… Alınamayan intikamlar serisi

İran askeri nükleer programının babası öldürüldü

  • İran’ın Kum kentinde dünyaya gelen Fahrizade, 1979 Devrim’nin ardından kurulan Devrim Muhafızları Ordusu’nda görev aldı.
  • Fahrizade 1989 yılında nükleer bomba geliştirmek için kurulduğu iddia edilen “Amad” adındaki gizli programı 2003 yılında sonlandırılıncaya kadar yönetti.
  • Batılı istihbarat örgütlerinin “İran’ın askeri nükleer programının babası” olarak nitelendirdikleri Fahrizade’nin faaliyet alanı, İran’ın bilimsel nükleer programını bu ülke için nükleer bir potansiyele dönüştürmekti.
  • İran Savunma Bakanlığı ile Silahlı Kuvvetler Başdanışmanı ve İran Fizik Araştırma Merkezi Başkanı olması nedeniyle 2007'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1747 sayılı kararla yaptırım listesine aldığı İranlı yetkililerden biriydi.
  • İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Mayıs 2018'de İran nükleer programı hakkında yaptığı sunumda zikrettiği tek İranlı bilim adamı Fahrizade Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldü. 
  • İranlı yetkililer saldırının İsrail tarafından yapıldığını iddia etti ve “şiddetli” bir intikam alacaklarını söylediler.
  • İran lideri Hamaney yaptığı açıklamada, “Fahrizadelerin başlattıkları yolda asla duraksama olmayacak ve bu terör eylemleri, mutlaka yanıtsız bırakılmayacak.” dedi
  • İran Genelkurmay Başkanı yaptığı açıklamada “kirli Siyonist rejimle bağlantılı olan teröristler şiddetli bir intikamın onları beklediğini bilmelidir.” dedi.
  • İstihbarat Bakanı Mahmud Alevi, suikastın faillerinden intikam alınacağını söyledi.
  • İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Hüseyin Selami İsrail’i tehdit etti “Siyonistler nükleer bilimcimizi öldürdü ancak bu adımın karşılığını nerede verdiğimizi kendileri bilir. Biz açıklamıyoruz fakat onlar biliyor.” dedi.
  • İsrail Başbakanı Netanyahu suikast sorusunun üzerine “Size Orta Doğu’da bir hareketlenme olduğunu söylemek istiyorum. Gergin günler bizi bekliyor.” dedi.

Kasım Süleymani suikasti

  • İran’ın Ortadoğu’daki politikalarının baş mimarı olarak bilenen Süleymani ABD İHA’ları ile Ocak 2020de öldürüldü.
  • ABD ile İran arasındaki tehditleşme Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin suikasti sonrası gerilim tavan yaptı. İran yönetimi intikam yemini etti.
  • Süleymani İran adına Suriye, Lübnan ve Irak’ta askeri operasyonlar yürüttü. Yurt dışında oldukça etkili bir figürdü ve ülkesindeki pek çok kişi tarafından neredeyse bir yıldız olarak görülüyordu.
  • ABD’de, artan gerilim nedeniyle vatandaşlarından Irak’ı acilen terk etmelerini istedi.
  • İran lideri Hamaney, olayın ardından yaptığı açıklamada, “Suçluları acı bir intikam bekliyor.” dedi.
  • İran bu suikast sonrası gözle görülür bir intikam almadı.

İran’da 2010'dan bu yana 5 üst düzey bilim adamı suikatle öldürüldü

  • İranlı nükleer fizikçi Mesud Alimuhammedi’nin 2010'da öldürülmesi İran için ileride öldürülecek nükleer program çalışanları için adeta bir işaret fişeği oldu.
  • Kuantum fiziği ve temel parçacık fiziği alanlarında çalışmalarıyla bilinen Alimuhammedi, Ocak 2010'ta evinin önünde motosiklete yerleştirilmiş bombanın patlatılması sonucu öldü.
  • İran, saldırıyla ilgili İsrail ve ABD’yi suçlarken Washington suçlamaları kabul etmedi.
  • Devrim Muhafızları ve Ordu tarafından yapılan açıklamada failinin infaz edildiği ve Tel Aviv ile Washington’dan şiddetli bir saldırı ile karşılık verileceği söylendi ama intikamı alınmadı.
  • Şehid Beheşti Üniversitesi Öğretim üyesi nükleer fizik uzmanı Mecid Şehriyari, 2010 yılında otomobiliyle hareket halindeyken bir motosikletlinin aracına yapıştırdığı bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. İran yönetimi olayla ilgili İsrail ve ABD yönetimini suçladı.
  • Aynı gün Şehid Beheşti Üniversitesi’nde nükleer fizik profesörü olan Feridun Abbasi’ye de aynı yöntemle suikast girişimi yapıldı. Abbasi, saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu.
  • İran tarafından yapılan açıklamada saldırının faillerinin infaz edildiği söylendi fakat intikamı alınmadı.
  • Nükleer fizikçi Daryuş Rızainejad Temmuz 2010'da Tahran’da motosikletli saldırganlar tarafından açılan ateş sonucu öldürüldü. Ölümü bir süre gizlenen Rızainejad’un baskılar sonucu ismi açıklandı.
  • Dönemim İran istihbarat bakanı yaptığı açıklamada bu olayı yapan kişilerin kim olduklarını bildiklerini ve onlara şiddetli bir saldırı yapıldığını bu konuda elde edilen başarıları yakında halkla paylaşacaklarını belirtti.
  • Halkla bu konuda başka açıklama yapılmadı.
  • Uranyum zenginleştirme merkezinde çalışan nükleer fizikçi Mustafa Ahmedi Ruşen Ocak 2012'de Tahran’da aracına koyulan bomba ile öldürüldü.
  • Time dergisi 2012'de Batılı istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberinde, İranlı nükleer fizikçileri hedef alan suikastların ardında İsrail’in olduğunu ve Ahmedi Ruşen’in de bu suikastlar zincirinin son kurbanı olduğunu yazdı.
  • Devrim Muhafızları tarafından yapılan açıklamada faillerinin bulunduğunu ve arkasındaki güçlerden intikan alacaklarını söylendi ama alınmadı.
  • Nükleer Merkeze endüstriyel sabotaj
  • İran, temmuz ayında Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisine düzenlenen sabotajın da İsrail tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı.
  • İran’ın nükleer programının mimarlarından Muhsin Fahrizade’ye yönelik suikast ile Natanz’daki sabotajın faillerinin aynı olduğunu belirten Kemalvendi, “Natanz’daki hadise ile son yaşanan olaylardaki faillerin aynı olduğu söylenebilir. Siyonist rejimin bu olaylarda rolü olduğu görülüyor.” dedi. Associated Press’e konuşan İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in askeri danışmanı ve eski Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan da Natanz Nükleer Merkezi’ndeki patlamayı “endüstriyel sabotaj” olarak niteleyerek olayda İsrail’in rolüne işaret etti.
  • İsrail İran’ı Suriye’de vurdu
  • İsrail, Suriye’nin güneyindeki “İran ve Suriye ordusuna ait hedefleri vurduğunu” açıkladı.
  • İsrail uçakları, Suriye’de Şam Havaalanı yakınlarında Esed rejimi ve İran’ın askeri hedeflerini bombaladı.
  • Saldırıda Devrim Muhafızlarına bağlı Esad adına Suriye’de faaliyet gösteren Kudüs Gücü’ne ait depo ve hava savunma sistemleri de vuruldu.
  • 2018’den bu yana İran’ın Suriye’deki uzatılarına saldırılarını arttıran İsrail, 2 yılda 497 kişinin öldüğü toplam 79 hava saldırısı düzenledi.
  • Devrim Muhafızları tarafından yapılan saldırılar kınandı ve Golan’da ve başka yerlerde şiddetli bir karşılık verileceği belirtildi.
  • Saldırılar karşılıksız kaldı

Kaynak: Ömer Faruk Madanoğlu / medium.com 

İran Haberleri

İran’dan döktüğü kanın parasını yeni Suriye hükümetinden isteme arsızlığı!
İran'ın Şam acısı dinmiyor: Manşet manşet Erdoğan ve Fidan’ı hedef aldılar
İran yalancılığın da tarihini yazıyor!
İrancıları üzecek haber: İran HTŞ ile ilişki arayışında
İran televizyonu bir gecede ağız değiştirdi