HAKSÖZ HABER
25 Nisan'da, İran devlet televizyonunda, üniversiteye hazırlık kapsamında edebiyat dersi veren bir öğretmenin Fuzuli hakkında söylediği sözler ülkedeki Türklerin tepkisine yol açtı. Bahsi geçen öğretmen devlet televizyonundan yayınlanan ders sırasında kendince Fuzuli isminin kelime anlamından yola çıkarak meşhur şairi etnik kökeni sebebiyle tahfif etmeye çalışıyor.
Bu durum bir tek İran’daki Türkleri değil Türkiye medyasını da oldukça öfkelendirmiş. AA'nın verdiği haberi paylaşan birçok haber sitesi olaya kendine ait bir başlık ile anlam yüklemiş. “Türklerin tepkisi çığ gibi büyüdü” “Komşuda yükselen Türk düşmanlığı! Bu sefer de Fuzuli'ye saldırdılar” “Terbiyesizler!” vb. başlıklar ile olaya yaklaşan medyamız işin özünde tepki göstermekte haksız değil.
Ancak kıyas dahi kabul etmeyecek kadar büyük bir vahamet karşısında sessiz kalınınca böylesi malayani bir şey için kıyameti koparmak abes kaçıyor. İran’da Türk veya Türkiye düşmanlığı olduğu da bir gerçektir. İran’da Kürtlere karşı da ırkçı söylemler kullanıldığı da bir vakıa. Fuzuli hedef alındıktan bir gün sonra yine devlet televizyonunda yayınlanan ilkokul ders programında, "Geçmişteki Türk yöneticilerin özellikleri nelerdir?" sorusunun doğru cevabı olarak "Çölde gezen bedeviler" ifadesinin kullanılması da rastlantı olamaz. İran bu kadar bayağı bir iş yapacak tıynettedir.
Bizim odaklanmaya çalıştığımız husus ise daha farklı. Fuzuli üzerinden Türkler hedef alındığı için ses çıkartanlar, İran Suriye’de binlerce masumu katlederken niçin sessizdirler? En azından olayı ‘tarafsız’ bir ağızla aktarıp geçtiler. İran’ın mezhepçi ulusçu katliam politikalarına karşı açıktan tavır almaları gerekmiyor muydu?
Eminiz ki İranlı yöneticiler için bu yaşananlar oldukça komiktir. “Binlerce çocuğu, kadını katlettik kimse ağzını açmadı. Fuzuli’ye laf söyledik ortalık birbirine girdi” şeklinde düşünerek kendi kendilerine gülüyorlardır. Bu saçmalığa ne kadar gülseler az gerçekten!
Eli kanlı bir rejim olarak İran bölgemizi kana bulayan aktörlerin başında gelmektedir. Ancak Türkiye medyasının sağlıklı, bütüncül bir İran siyasal söylemine sahip olduğunu söylemek mümkün değil ne yazık ki!