Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Irak uzmanı Dr. Vatif Sadun direktörlüğünde "Zoom" programı aracılığıyla Irak'ta yapılması kararlaştırılan erken seçimle ilgili "Irak seçimleri araç mı, amaç mı?" isimli panel düzenlendi.
Panelde konuşan siyaset uzmanı ve analist Dr. Basil Hüseyin, Irak'ta Ekim ayında yapılması beklenen erken seçimlerin önemli bir dönemeç olduğunu dile getirerek, "Irak'taki demokrasi tecrübesinde ciddi tereddütler var ve bu tecrübe büyük ölçüde tökezlemiştir. Kurulan sistem ne ittifak ne de çoğulcu demokrasi rejimidir. Irak'taki rejimin şekli belirsiz ve karışık bir sistemdir." dedi.
Irak'ta devlet müessesesi ve kurumların içinin boşaltıldığını ifade eden Hüseyin, bağımsız olması gereken güvenlik ve seçim komiserliği gibi önemli kurumların siyasi partilerin ve grupların hegemonyası altına girdiğini söyledi. Hüseyin, "Irak'ta "geçiş dönemi anlayışı kalıcı hale getirildi ve bu da ülkenin bölünmesine ve devlet müessesesinin geri kalmasına ve bunların üzerinde diktatörlük inşasına neden olacak." değerlendirmesi yaptı.
"Yeni seçim yasası, şaibe yapılmasını meşrulaştırıyor"
Hüseyin, Irak Meclisi tarafından çıkarılan yeni seçim yasasına da değinerek, Irak'taki siyasi partilerin demokrasi inancının olmadığını ve iktidarı barışçıl şekilde devretme anlayışından uzak olduğunu kaydederek, şunları kaydetti:
"Bu seçim yasasında da köklü sorunlar bulunuyor. Bu yasa, demokratik katılımdan uzak. Yeni seçim yasasıyla aynı zamanda şaibe yapılmasının da önünü açılıyor ve bu meşrulaştırılıyor. Bu seçimlerin mevcut partilere bırakılmaması için gençlerin katılımı önemli. Seçimlere şöyle ya da böyle şaibe katılacak. Ancak mevcut partilere karşı duran gençlerin katılımı bu şaibe oranlarını azaltabilir. Boykot edilirse şaibecilerin önü açılır. Bu seçimler, aynı zamanda karşılıklı meydan okuma (mevcut partilerle yeni hareketler) cephesidir."
Panele katılan Forat Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Doç. Dr. Halid Ardavi de, Ekim ayında yapılması beklenen erken seçimlerin ülkede değişim yapıp yapmayacağı sorusuna karşı şunları kaydetti:
"Bu seçimlerle sadece Irak'ı kimin yöneteceğine değil, ülkenin geleceği ve demokrasi seçiminin de kararı verilecek. Irak'ta demokrasi ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunuyor ve vatandaş da demokrasi denilen sisteme karşı güvensizlik içerisinde. Irak'taki insanlar sistemin ülkedeki servetin eşit şekilde dağılmasını bekliyor. Halk gösterileri de (Ekim 2019) kurulu siyasi düzen ve dengenin yeniden gözden geçirilmesini zorladı. Bu gösteriler, boşuna değil, 2003 sonrası var olan sıkıntılardan doğdu. Irak'ta yapılan seçimler, demokratik siyasi sistem inşası için değil, etnik ve dini kimliklerin ortaya çıkarılması seçimleriydi. Irak'ta devlete bağlı değil, devleti paylaşmak isteyen gruplara bağlı vatandaşlık da inşa edildi. Ekim ayında yapılması beklenen seçim de artık erken seçim özelliğini kaybetti. Siyasi partiler de seçimlerin belirlenen takviminde yapılmasını istemiyor."
Ekim 2019 gösterilerine katılan kitlenin seçimlere hazırlandığını kaydeden Ardavi, ancak 2003 sonrası siyasette bulunan grupların seçimlere şaibe katma tecrübesinin olduğunu ve yeni siyasi hareketlerin kazanmaması için engel oluşturacağı endişesine işaret etti.
Ardavi, "Gelecek seçimler, tüm katmanları kapsayacak ve yasaların etkin olduğu bir devlet inşası yönünde beklediğimiz değişimi gerçekleştiremeyecek. Bu seçimlerle de, mevcut siyasi rejim anlayışının sürdürülmesi çabası harcanıyor." diye konuştu.
Irak hükümeti, ülkede erken seçimlerin 10 Ekim tarihinde yapılmasına karar vermişti.