Iraklı Sünniler ve Türkmenler Kürtlerin ‘Bağımsızlık Referandumu’na Nasıl Bakıyor?

Yazısında Irak Kürdistanında yapılması planlanan ‘bağımsızlık referandumu’nu değerlendiren Hakan Albayrak, bu gelişmenin Iraklı Sünniler ve Türkmenler açısından sürpriz olmadığını belirterek kategorik bir karşı çıkışın yanlışlığına dikkat çekiyor.

Hakan Albayrak’ın konuyla ilgili bugünkü Karar’da (25 Ağustos 2017) yayınlanan “Irak Kürtlerinin Bağımsızlık Referandumu” başlıklı yazısı şöyle:

Kürtlerden başka bütün Iraklılar bağımsız Kürdistan fikrine karşıymış gibi bir algı var.

Halbuki, Kürdistan Bölge Yönetimi’nin gelecek ay düzenlemeyi planladığı bağımsızlık referandumuna muhalefet eden Türkmenler ve Sünni Araplar “Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum düzenlenemez” demiyorlar, sadece planlanan referandumun kapsama alanıyla ilgili itirazlarda bulunuyorlar.

***

Mesela; Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşet Salih, Kürdistan Bölge Yönetimi Yüksek Referandum Heyeti ile yaptığı görüşmeye ilişkin olarak Anadolu Ajansı’na verdiği beyanatta dedi ki: “Üç vilayette (Erbil, Duhok ve Süleymaniye) yapmak istedikleri referandumu Bağdat merkezi hükümetiyle konuşmaları gerektiğini söyledik. Irak merkezi hükümetinin de buna karşı tutumu belli ve itiraz ediyor.

Kerkük, Tuzhurmatu ve diğer Türkmen bölgelerindeki referandumu kesinlikle reddediyoruz. Bunu çok açık ve net bir şekilde gelen heyete söyledik.”

Yani: ‘Erbil ile Bağdat arasındaki meseleye karışmayız, yeter ki Kürdistan Türkmen bölgelerine uzanmasın.’

***

Sünni Arapların önde gelen liderlerinden Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame Nuceyfi de, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde referandum düzenleme planının tehlike arz ettiğini belirtti.

Yine Sünni Arapların önde gelen liderlerinden Neyneva Muhafızları Komutanı -eski Musul Valisi- Esil Nuceyfi ise konuya Musul üzerinden yaklaşıyor; “Musul’da zaten yeterince çatışma ve siyasi çekişme var. Referandum ile bunun daha da derinleştirilmemesi lazım. Bu yüzden Musul vilayetinde referandumun yapılmamasını talep ediyoruz” diyor.

Yani: ‘Kerkük ve Musul gibi tartışmalı bölgeleri kapsamayan bir bağımsızlık referandumunu dert etmezdik.’

***

Sünni Araplar, Kürdistan’ın bağımsızlığına -dolayısıyla Irak’ın bölünmesine- niye kategorik olarak karşı çıkmıyorlar?

Niye “Irak’ın bölünmez bütünlüğü”nü vurgulamaktan geri duruyorlar?

‘Bizi itip kakan bu rejime ilanihaye tahammül edemeyiz, durum düzelmezse biz de er veya geç ayrılık bayrağını yükseltmek zorunda kalacağız’ diye düşündükleri için olmasın?

Esil Nuceyfi, Sünni Irak illerinin Kürdistan gibi federe bir bölge olmasını savunuyor, ‘Kendi ordumuzu da kurabilmeliyiz, Peşmerge gibi’ diyor; bunun bir adım ötesi bağımsızlıktır.

Bağımsızlığı daha şimdiden açıkça telaffuz eden Sünni Araplar da var.

Kürdistan Bölge Yönetimi İstihbarat Müsteşarı Mesrur Barzani, geçen sene haziran ayında “daha fazla kan dökülmemesi için Irak’ın üçe bölünmesi” teklifini ortaya attığında, Neyneva ( Musul ve çevresi) Arap Aşiretleri Sözcüsü Mezahim Huveyt bu teklifi havada kapıp şöyle demişti: “Neyneva Arap Aşiretleri, Mesrur Barzani’nin Irak’ın Şii, Sünni ve Kürt bağımsız bölgelerine bölünmesini öngören projesini mevcut sorunların çözümü için en iyi yol olarak görmektedir. Irak’ın bölünmesi ülkedeki taifecilik, mezhepçilik ve ırkçılık sorunlarının çözülmesini sağlar ve bölgede istikrar ve ilerleme olur.” (Sumeriye News)

Neyneva’daki bazı bağımsızlık yanlısı Arap aşiretlerinin temsilcileri, egemenlik sahasıyla ilgili muhtemel çatışmaların önüne geçmek için Kürdistan Bölge Yönetimi’yle müzakerelere bile başlamışlar…

***

Kürdistan’ın bağımsızlığında ısrar edilmesi halinde Erbil ile Bağdat’ın (dolayısıyla Tahran’ın) savaşa tutuşması kaçınılmaz olur mu?

Olabilir. Olmayabilir de.

Olursa, Erbil bu felaketin altından Sünni Araplarla dayanışarak -ve Türkmenlere itimat telkin ederek- kalkabilir. Aksi halde Peşmerge, Bağdat yönetiminin yanı sıra Neyneva Muhafızları gibi Sünni Arap milis gruplarıyla da çatışmak zorunda kalabilir. Bir Türkmen direnişiyle de karşılaşabilir.

Öte yandan, Sünni Araplarla dayanışmak -ve Türkmenleri hoş tutmak- belki de Bağdat yönetimi ile savaşın önüne geçmeye yarar.

***

Kürdistan Bölge Yönetimi, Türkmen ve Sünni Arap komşularını kışkırtmayacak -hatta onların da desteğini alacak- bir bağımsızlık çerçevesi çizmelidir.

İnşaallah yapar bunu.

“Mevcut Kürdistan Bölge Yönetimi topraklarının ötesine geçmeyeceğiz” demesi yeterli olacaktır.

Hiç değilse “Bu toprakların ötesiyle ilgili taleplerimizi komşularımıza saygımızdan ötürü ve ileride onlarla makul bir zeminde anlaşabileceğimizi umarak öteliyoruz. Bağımsızlık referandumu, Kürdistan Bölge Yönetimi’nin resmi sınırları dahilinde yapılacak, tartışmalı bölgelere taşınmayacak” demesi gerekir.

***

Irak Kürtlerinin bağımsızlık davasına kategorik olarak karşı çıkmayı Türkiye için doğru bir siyaset olarak görmediğimi belirtmeme gerek yok herhalde. Yine de belirtmiş olayım.

Irak’ta işler Mezahim Huveyt’in dediği yere çıkabilir. Bu, kaçınılmaz hale gelebilir. Bence AK Parti hükümeti, Erbil’in planladığı bağımsızlık referandumunu tenkit ederken topyekûn bir red havası vermekten geri durup, meseleye Esil Nuceyfi gibi yaklaşmalı.

 

Yorum Analiz Haberleri

Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!
İşgal edilen zihinler
AK Parti ve MHP’nin gençlik teşkilatları Filistin davasının neresinde?
Metalaşan değerler ve ahlaki çözülme
İslam düşmanları neden Müslüman mezarlığına defnediliyor?