20 Mart 2003 Dünya tarihinde bir felaketin başlangıcı oldu. Irak “Kitle İmha Silahları” yalanıyla emperyalist güçlerce işgal edildi. Onlar için Irak halkı öldürülebilir, insani hiçbir değeri olmayan yaratıklardı. İşgal güçlerinin yaptığı vahşeti insanlık Ebu Gureyb adıyla tanıdı. Burada mahkûmlara sistematik işkence yapıldı, kadınlar tecavüze uğradı, toplu infazlar gerçekleştirildi ve kontrol noktalarında yüzlerce sivil öldürüldü. Dünya tarihine kara bir leke olarak geçen 8 yıllık katliamın bilançosu, yarım milyon çocuk ölümleri, bir milyona aşkın insan ölümü ve üç milyona aşkın mültecidir.
Irak’ta bir tarih yağmalandı. Dünya'nın en önemli müzelerinden biri olarak gösterilen Irak Ulusal Müzesi yağmalanan tarihi yerlerden biriydi. Diğer bir acı olayda Kuzey Irak’ın Arap alfabesinden Latin alfabesine geçişiydi. Böylelikle Ümmet'in ortak tarihi paydasından bir zincir daha koptu. İşgal bölge halkının Müslüman kimliğine, kültürüne, tarihi bağlarına ve insani yaşam haklarına yöneltilmiş bir şiddetin adı oldu. Burada olanlar ne Hollywood senaristlerinin hayal gücüydü ne de izlenme rekorları kıran gişe filmleriydi. Ama bir gerçek vardı ki kamuoyu şiddeti kanıksamıştı ve bu duygu erozyonunun bir neticesiydi. Okyanus ötesinde hazırlanan bu projenin adı da demokrasi ve özgürlüktü. Saddam Hüseyin’in otuz beş yıllık baskı ve zulmü de sona erecekti.
ABD Irak’taki askeri varlığını yaklaşık dokuz yıl sonra sona erdirdiğini açıkladı. Irak’tan resmen çekilmesinin göstergesi olarak bayraklarını indirip ay sonuna kadar askerlerinin Irak’tan çekileceğini açıkladılar. ABD askerlinin çekilmesi bölgede sevince neden olsa da bu geçekten işgalci gücün bölgeden çıkması ve Irak halkının ve hükümetinin geleceklerini tayin etmeleri anlamına mı geliyor?
Konuyla ilgili olarak ortada cevaplandırılması gereken soruların başında şunlar yer almaktadır. Irak Ortadoğu'nun yeni istihbarat üssümü, AKP hükümetinin rolü ve konumu nedir, İran’ın stratejik konumu, Afganistan sorunu, Kuzey Irak vb…
ABD gerçekten çekildi mi?
ABD Dicle Nehri kıyısında dev bir büyük elçilik yaptı. Bir milyon dolara mal olan elçiliğin yapımı, 2009’da tamamlandı. Vatikan büyüklüğünde dünyanın en büyük ve en pahalı elçilik binası olduğu söyleniyor. Kompleks sadece elçilik binasından ibaret değil, binlerce çalışanı için evler, kafeteryalar, spor salonları ve benzeri tesislerle adeta küçük bir Amerika niteliğine sahip. ABD Bağdat Büyükelçisi James Jeffrey ABD askerlerinin Irak'tan çekilmesine rağmen on altı bin personeliyle elçiliğin kalacağını söyledi. Ayrıca elçiliğin ABD’nin bölgedeki kurumlarını ve görevlilerini koruyacağını, istihbarat kurumlarının ve özel güvenlik şirketlerinin çalışanlarının elçilik koruması altında olduğunu da vurguladı.
ABD askerini geri çekerken bölgede etkinliğini devam ettireceği bir kesin. Irak’tan yeni dönen ABD Başkan Yardımcısı Joeseph R. Biden’de Irak’la olan bağlantılarını koparmayacaklarını, bu bağlarının askeri yapıdan sivil yapıya dönüştüğünü çok net bir dille ifade etti. Dolayısıyla ABD’nin etkinliğini devam ettirme konusunda en güvendiği ülkelerden biri hiç şüphesiz Türkiye’dir. AKP hükümeti İncirlik üssüyle Malatya’ya füze kalkanının yerleşmesine izin vermekle bu güvene layık olduğunu gösterdi.
Dünya ekonomisini ve ABD’yi krize sokan savaşın neticesinde kimi çevrelere göre ABD yıkılıp yok edilen ve yeniden imar edilmesi gereken bir ülke ve ortada da paylaşılması gereken dev bir pasta bıraktı. Bu çevredeki telaşlı bazı görüşlere göre, ABD Irak’ın merkezi yönetimini Şii nüfusa vererek İran’a teslim etti. Diğer bir söylentide Afganistan kısmen İran’ın tasarrufuna bırakıldı. Ama iyimser olan yorumlarda var. Örneğin İran Şiiliği ile Irak Şiiliğinin aynı olmadığı, eğer Irak Şiileri demokratik anayasayı gerçekleştirirlerse bölgede korkulan Şii gücü etkin rol oynayamaz.
W. Bush’un başkanlığı döneminde Beyaz Sarayda üst düzey görevli olan Stephen Hadley’e göre de “ Irak çok heyecan verici bir deneyim yaşıyor. Bölgede ilk kez Sünniler, Şiiler ve Kürtler birlikte Irak’ta demokratik bir çevrede geleceklerini tayin etmeye çalışıyorlar. Bu konuda Irak’ın başarısı Türkiye’ye bağlı.”
Dört Aralık iki bin on birde Çalık Holding girişimiyle, Saban gazetesi ve A Haber'in ana basın sponsorluğunu üstlendiği “Irak Altyapı Projeleri Konferansı 2011” İstanbul’da yapıldı. İşgalin ardından yeniden yapılanma programını, Irak’ın gelecek beş yıldaki yüz seksen milyar dolarlık yatırım projeleri masaya yatırıldı. Finans, güvenlik, ve hukuki altyapıdaki eksiklikler ve projelerin önündeki engellerin nasıl kaldırılacağı da ele alındı. Konferansta ele alınan diğer başlıklarda şöyle: Irak devletinin ülkelerin kalkınmasına yönelik gelecek planları, Irak’ta faaliyet gösterirken, şirketlerin politik, finansal ve güvenlik sorunlarının üstesinden nasıl gelineceği, yatırım fırsatları ve hangi alanlarda potansiyel bulunduğuna dair bilgi alışverişi, Irak pazarında tedarik ve kalkınma stratejileri, büyük projeler için kaynak planlaması, Kuzey Irak'ta yatırım fırsatları ve altyapı finansmanı vb. Konferansa katılan Irak İnşaat ve İskan Bakanı yardımcısı İstabrag Al Shouk’da herkes için Irak’ta fırsatlar olduğunu söyledi.
Ortadoğu’nun şimdilik en dinamik proje pazarları arasında gösterilen Irak’ın, dünya rezervlerini elinde tutan bir grup azınlık için fırsatlar pazarı olduğunu söyleyebiliriz. Dünya tarihinin en büyük hegemonik emperyalist gücü olan ABD’nin savaş fiyaskosu sonrasında askeri işgalden sivil işgale geçiş yaptı. Bunun bölgedeki yansımaları bundan sonrası için konuşulacak konular olacak gibi görünüyor.