Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanlık Divanı Başkanı Fuat Hüseyin, Irak'ın fiili olarak üçü bölündüğünü belirterek, ülkenin gelecekte üç bölgeye ya da üç devlete bölüneceğini ileri sürdü.
Mesut Barzani'ye en yakın adam olarak bilinen Fuad Hüseyin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), Musul'u ele geçirmesinden sonra ülkede yaşanan gelişmeler ile çözüm sürecini ve petrol satışını değerlendirdi.
Mesut Barzani'nin "Artık Musul'dan önce ve sonra iki Irak'tan bahsedilecek" şeklindeki sözlerini aktaran Hüseyin, "Bu söz, birçok anlam barındırıyor. Sayın Barzani, Irak'ın geleceğini şöyle görüyor: Irak, ya üç bölgeden oluşan gerçek federatif bir devlet olacaktır. Ya da Kürt, Şii ve Sünnilerden oluşan üç ayrı devlete bölünecektir. Gerçekte Irak, şu an fiilen bölünmüş durumdadır. Ülke, üç bölgenin iktidarından oluşuyor" dedi.
"Kerkük petrolünü satacağız"
Hüseyin, Irak ordusunun çekilmesinin ardından kontrol altına aldıkları Kerkük'ün petrolünü satacaklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Kerkük, Kürdistan bölgesinin ve Irak'ın bir parçasıdır. Kerkük'ün idaresi şuan Kürdistan bölgesinin elindedir. Kerkük halkının ihtiyaçları ve güvenliği Kürdistan bölgesinin sorumluluğundadır. Bağdat hükümetinin, şehir halkının ihtiyaçlarını karşılayamadığı, bütçesini ve ödeneğini gönderemeyecek bir durumdadır. Kürdistan bölgesi Kerkük petrolünü satacak ve elde edilen parayla halkın ihtiyaçlarını karşılayacaktır."
Silahlı örgütler tarafından ele geçirilen bölgelerin idari durumunun, bir realite haline geldiğini savunan Hüseyin, "Silahlı örgütlerin kontrolüne geçen kentlerin idaresi, bir realite haline geldi. Çünkü Irak ordusu, tamamen çöktü ve dağıldı. Irak ordusu kalmadı ki bir daha o bölgeleri kontrolü altına alabilsin ve yönetsin. Irak hükümetinin de yönetebileceği bir durum kalmadı. Bağdat'ta geri kalan bölgeleri koruyabilmek için Şii gruplarından gönüllü insanları topluyorlar. Maliki'nin emri altında da birkaç askeri birlik ve örgüt var. Ancak bunlar, o bölgeleri koruyabilecek güce sahip değil" şeklinde konuştu.
"Maliki, 7 ay önce uyarıldı"
Hüseyin, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Mesut Barzani'nin telefonda görüşmesiyle ilgili, "Biden, görüşmede, Barzani'den, Irak hükümetinin hızla kurulması için adım atmasını ve Irak parlamentosunun biran önce toplanması için girişimlerde bulunmasını istedi. Biden, ayrıca ABD'nin, Kürdistan bölgesine insani yardım göndermeye hazır olduğunu bildirdi" bilgisini verdi.
Irak'ta, IŞİD'le başlayan olayların geçmişte uygulanan yanlış politikaların sonucu olduğunu iddia eden Fuad Hüseyin, Mesut Barzani'nin, 7 ay önce Nuri Maliki'yi uyardığını hatırlattı.
Hüseyin, şöyle devam etti:
"Irak'ta yaşanan olayların tek sorumlusu merkezi Bağdat hükümetidir, özellikle Başbakan Nuri Maliki'dir. Anbar'daki olaylar başladığında Barzani, Maliki'yi arayarak Sünnilerin taleplerini dikkate alması uyarısında bulundu. Maliki'ye Anbar, Musul ve diğer Sünni yerleşim bölgelerinde tehlikeli bir sonucun meydana geleceğini bildirdi. Ayrıca Kürdistan bölgesi olarak, peşmerge güçleriyle her türlü yardıma hazır olduğunu dile getirdi, Fakat Maliki, kibrinden dolayı bu tavsiyelere ve uyarılara kulak asmadı. Şimdi ise yaşanan olaylardan sonra Sünnilerin her türlü talebini karşılamaya hazır olduğunu açıklıyor."
IŞİD'in, Musul'u almasından sonra Irak hükümetinin resmi olarak Kürdistan bölgesinden yardım talep ettiğini belrten Hüseyin, " Irak Başbakanlığı ofisi yoluyla benimle telefonda görüştüler. Başbakanlık Ofis Müdürü, Nuri Maliki adına Kürdistan Bölge Başkanı'ndan talepte bulundu. Irak ordusunun dağıldığı ve çöktüğü bölgelere peşmerge gücü gönderilmesini ve kendilerine yardım edilmesi isteğinde bulunuldu. Yardım istenen illerden biri de Kerkük'tü. Sonra Sayın Barzani, Kürdistan idaresi dışında kalan bütün Kürt bölgelerinin peşmerge tarafından kontrol edilmesi emrini verdi. Peşmerge buraları kontrol etti. Şimdi sorunlu bölgeler olarak ifade ettiğimiz bütün Kürt bölgeleri peşmergenin kontrolü altındadır" değerlendirmesinde bulundu.
Hüseyin, Kürdistan bölgesinin, IŞİD ve diğer örgütlerle hiçbir bağlantısının olmadığının altını çizerek, "Kürdistan yönetimi, örgütlerin eline geçen bölgelerin yönetimiyle siyasi ilişki kurmayacaktır. Çünkü kimse onları tanımıyor. Her bir grubun bir yöneticisi var. Yine de bunlar realite haline geldiler. Bizim hedefimiz, halkımızı bütün tehditlerden ve tehlikelerden korumaktır" ifadelerini kullandı.
"Karayılan'ın açıklamaları çözüme hizmet etmiyor"
Türkiye'de devam eden çözüm sürecini de değerlendiren Hüseyin, başından beri üçüncü taraf olarak iki tarafın yakınlaşması için önemli bir rol oynadıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ancak şuan Türkiye hükümeti ve Kandil yetkililerinin, Kürdistan bölgesine ihtiyaçları kalmadı. Onlar, bir araya gelip görüşüyor. Kürdistan bölgesinin bu noktadaki rolü sadece yardımcı olmaktır. Yola çıkan barış treninin hedefine başarıyla ulaşması ve hiçbir pürüzün çıkmaması için üzerimize düşeni yaparız. Çözüm süreci, bizim için çok önemli ve değerlidir. Bu çok büyük bir projedir. Bu süreç tek bir aşamada neticelenmez. Birkaç aşamaya ihtiyaç var. Bu nedenle engellerin çıkması ve sorunlarla karşılaşması çok normaldir. Önemli olan sürecin baş aktörleri tarafından bu barış treninin raydan çıkarılmamasıdır."
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan'ın, "çözüm sürecini hedef alan" son açıklamalarına da değinen Hüseyin, çözüm sürecine başlayanların, barıştan başka bir şey söyleme hakları olmadığını vurgulayarak, "Murat Karayılan'ın söyledikleri, kesinlikle çözüm sürecine hizmet etmiyor. Bu şekilde barış sürecinin başarıya ulaşması mümkün değildir. Kürdistan bölgesi savaştan yana değildir. Türkiye'de savaşın başlamasını istemiyor. Kürdistan bölgesi, Ankara ve Kandil'in istemesi durumunda rolünü oynamaya hazırdır. Biz, çözüm sürecinin Türkiye'de başarıya ulaşması için arabulucu olacağız" görüşünü dile getirdi.
"Petrol sevkiyatı sürüyor"
Hüseyin, petrol satışına ilişkin ise Türkiye'nin Ceyhan Limanı'ndan dünya piyasasına satışın devam edileceğini, bu yolla ihtiyaçlarını temin etmeye gayret edeceklerini kaydetti.
Satışın anayasaya uygun olduğunu dile getiren Hüseyin, "Bağdat'ın amacı sadece satışı engellemektir. Türkiye de bunu anladı. Bağdat, Kürdistan bölgesinin ekonomik olarak hakkını almasını istemiyor ve buna engel çıkarıyor. Petrol satışına da bundan dolayı razı olmuyor. Türkiye, Kürdistan bölgesinin bu hakkını alması için yardımcı olmuştur" diye konuştu.