Türkiye'nin son günlerde Irak'ta IŞİD'e karşı operasyonlara katılacağını duyurmasının ardından hükümet ve medyanın gözü Irak'a döndü. Irak'ta süren Tikrit operasyonunu IŞİD'e karşı yapılıyor şeklinde lanse eden medyanın Musul operasyonu hevesi ve hükümetin Irak'a askeri yardımının gerçekleştiği sırada ise Irak Müslüman Alimler Heyeti Tikrit'in ve genel olarak Irak'taki çatışmaların arka planını gözler önüne seren bir açıklama yaptı.
İşte Müslüman Alimler Heyeti'nin açıklaması:
" 'Zero Hours' operasyonu hükümet ordusu, terörizm karşıtı olarak lanse edilen Birleşik Gönüllüler ve federal polis tarafından Selahaddin eyaletini ve Kerkük şehrinin sırtlarını ele geçirmek için İran’ın eli kanlı adamı Kasım Süleymani’nin doğrudan idaresi altında başladı.
Bu operasyon intikam, öç iddiasında bulunan bir dizi sistematik ayrılıkçı açıklamanın ardından başladı. Ardı gelecek olan bu açıklamalardan en sonuncusu şu anda parlamento üyesi olan Kazeem Sayadi’nin açıklamalarıdır. Sayadi, hatalı bir biçimde genelde Selahaddin eyaleti aşiretlerini özelde de Albu Ajeel aşiretini suçladı: Onların Spyker Vakası’ndan sorumlu olan organizasyonla bağlantılı olduklarını ve bunun bedelini ödeyeceklerini söyledi.
Medya yoluyla bunun intikamını on katıyla alacaklarını ilan etti. Bu açıklamalardan yapılacak çıkarımla eyalet sakinlerinin yeni katliamlara maruz kalacağı ve kuşatma boyunca da bu bölgelerin hedef alınacağı görülmektedir.
Sayadi’nin işaret ettiği noktalar birer istisna değildir. Celal El Sagheer, Cevat El Telabavi, Hadi El Amiri vb siyasetçiler, militan liderleri ve milletvekillerinin medya yolu ile yaptıkları benzer açıklamalar planlanan saldırı öncesi tahrik edici işaretler içermektedir.
Kamuoyunu harekete geçirmek ve önceden ele geçirdikleri Bağdat kemeri, Yesrib, Barwana, Diyala ve Selahaddin eyaletlerindeki çok sayıda bölgede işledikleri tüm soykırım suçlarının üzerini kapatmak için medya yoluyla açıklamalar yapmaktalar.
Bugün de aynı senaryo tekrarlanmaktadır: Bu suçlular aynı suçu işlemektedirler ki bu suçlara dair ayrıntıları bulamazsınız. Yalan suçlamalar ile olaylarla ilgisi olmayan masum insanlar itham edilmektedir. Bu suçların ve mezhep temizliği yapanların gerçek failleri masum siviller üzerinde tiranlıklarını göstermektedirler. Bu insanlar sadece Sünni oldukları için kanları dökülmekte, malları yağmalanmakta, onurlarına saldırıda bulunulmaktadır ki bunun sorumluları bu eylemleri derin nefretlerinin ateşini söndürmek ve Kum ve Tahran’da tembelce oturan efendilerinin gönlünü almak için yapmaktadır.
Bununla birlikte Müslüman Alimler Birliği devam ede gelen mezhepsel katliamlara karşı sorumluluk hissederek şunları söylemektedir: Selahaddin eyaleti ve civar bölgelerindeki askeri operasyonların homojen olmayan ve tuhaf üyelerinin işlediği suçları yakın takip etmekteyiz; Abadi hükümeti ve temsilciler meclisinin bütün üyelerini bu bölgelerde işlenen tüm suçların faili olarak görmekte ve bu kişileri Iraklıları öldüren ve geleceklerini yok eden bir kimlik olarak değerlendirmekteyiz. Müslüman Alimler Birliği, uluslar arası camia ve insan hakları organizasyonlarını ölümcül katliam serileri ve Irak ve halkının sistemli olarak yok edilmesine karşı sağlam bir duruş sergilemeye davet etmekteyiz.
Sonuç olarak, Müslüman Alimler Birliği masum Iraklıların kanını döken bütün insanlara adaletsizliğin sonuna kadar devam etmeyeceğini ve yüce Allah’ın (cc) suçluların cezalarını hem bu dünyada hem ahrette hesabını soracağını hatırlatır. Allah’ın (cc) gücü her şeye gücü yeter ve bizler için en hayırlısına O karar verir.
Genel Sekreter
Jumada El Avval
3 Mart 2015"
(Kaynak: Genç Öncü Haber)