Kenan Alpay, bugünkü yazısında, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’e ilişkin kararına yönelik verilen tepkileri değerlendiriyor:
Kudüs, yeni değil, tam yarım asırdır Siyonist İsrail’in işgali altında. Elbette Amerika Başkanı Trump’ın büyükelçilik binasını Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararı basit ve olağan bir gelişme değildi. Aksine günden güne derinleşen işgalin dahası bütün bir Filistin’i özelde Kudüs’ü Siyonist devlet politikalarına uygun bir biçimde Yahudileştirme çalışmalarını meşrulaştırma, hızlandırma ve kalıcı kılma yönünde atılmış yıkıcı bir adımdır. Bu yıkıcı adım, Siyonist ideoloji ve devlet kadrolarıyla İsrail’in varlık sebebi ve yöntemi olan daha fazla işgal, daha fazla tehcir ve bunlara bağlı olarak daha fazla Yahudi yerleşimci politikalarıyla eşgüdümlüdür.
İsrail her ne kadar genelde Batı ama özelde Amerika için stratejik düzeyi çok yüksek ileri bir karakol işlevi görüyor olsa da İslam coğrafyasının başına musallat olmuş despotik rejimler açısından da yenilemez bir düşmandan meşruiyet devşirilen ebedi rakibe dönüşmüş durumda. Ebedi rakip pozisyonu dahi Katar hariç Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez monarşileri ve Mısır’ın iradesine el koyan Abdulfettah Sisi cuntası açısında alenen Müslüman halkların iradesine ve İslami hareketlere karşı fiilen güçlü bir müttefike terfi etmiş durumdadır. Bu sebeple despotik rejimlerin ortaya koyduğu tepkilerin içeriği ve dozajı Avrupa Birliği ülkeleri kadar olsun bir düzeye ulaşamamıştır. Bir taraftan patlamaya hazır toplumsal öfkeyi bastırabilme telaşı diğer taraftan arkasını Rusya’ya dayamış İran’ın Şii-Farisi yayılmacılığını engelleyebilme umuduyla İsrail’le paralel hareket etmeye mecbur gördüler kendilerini.
(...)
Yazının devamını okumak için tıklayın: İrade ve İstikamet Savaşı