Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, Türkiye’de çevrimiçi çocukların sayısının 2010 yılına oranla 2 kat arttığını belirterek, "Çocukların interneti ilk kullanım yaşı 2010 yılında 5 iken, 2015 yılında 2 yaşa indi." dedi.
Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği (PREP) tarafından "Çocuklarda Teknolojinin Sorumlu Kullanımı" başlıklı 5. Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu Bahçeşehir Üniversitesi’nde yapıldı.
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, alanında uzman çok sayıda psikiyatrist ve psikologun katıldığı sempozyumda ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağıltay, Avrupa Çevrimiçi Çocuklar (EU Kids Online) proje grubunun yaptığı araştırmanın sonuçlarını ve bulgularını paylaştı.
Araştırmadaki veriler, Avrupa Komisyonu desteğiyle Atatürk Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Türkan Karakuş yönetiminde, Alper Arslan tarafından yapılan doktora çalışması kapsamında toplandı.
Araştırma, Türkiye istatistiki bölge birimleri sınıflandırmasına göre belirlenen 12 bölgede, yaş gruplarına ve cinsiyetlerine göre eşit dağılımlı 9-16 yaş aralığında internet kullanan 784 çocuk ile yapıldı.
Prof. Dr. Çağıltay, Türkiye’de çevrimiçi çocukların sayısının 2010 yılına oranla 2 kat arttığını, çocukların interneti ilk kullanım yaşının 2010 yılında beşken, 2015 yılında iki yaşa indiğini kaydederek, Hollanda’da okul öncesi grubun yüzde 78’i, 1 yaş altı bebeklerin yüzde 5’inin, Norveç’te 0-6 yaş grubunun yüzde 58’inin çevrimiçi olduğunu ifade etti.
Ailelere internetin eğlence amaçlı günlük kullanımının günde 1-2 saat olmasını tavsiye eden Çağıltay, televizyon ve internetin kullanımının yatak odası dışında yapılmasını, televizyon ve videoların beraber izlenmesini ve bunlar hakkında tartışılmasını, ev kullanım planı çıkarılıp, çocuğa model olunmasını ve çocuk ile ailenin internet kullanımı konularında sürekli iletişim içinde bulunmasını önerdi.
AİLELERİN YÜZDE 29'U İNTERNET KULLANICISI
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de ailelerin yüzde 29’unun internet kullanıcısı olduğu, bunların da yüzde 12’sinin her gün internete girdiği ortaya konulan araştırmada kullanım oranının erkeklerde yüzde 49, kadınlarda ise yüzde 24 olduğu bildirildi.
Mobil teknolojilere sahip olma oranının artmasıyla "ev dışında" teknoloji ile etkileşim içerisinde olma oranı 2010 yılında yüzde 3,8 iken, 2015 yılında bu oran yüzde 54,3’e çıktı. Çocukların internet erişimi sağladıkları yerler incelendiğinde 2010 yılında yüzde 60,1 ile dershane ve okulda internet kullanımı en yüksek orandaki mekan oldu. 2015 yılında okulda kullanım yüzde 49,6 oranında kaldı.
Çocukların internet kullanım sıklıkları değerlendirildiğinde, 2010 yılında “haftada bir veya iki kez” seçeceği yüzde 52,5 ile en yüksek oran oldu. 2015 yılında en yüksek oran yüzde 57,5 ile “her gün veya hemen hemen her gün cevabı” oldu.
Çocukların internette gerçekleştirdikleri aktivitelere 2010 ile 2015 yılı karşılaştırmalı bakıldığında internetin her geçen gün sunduğu alanların kullanım sıralamasına yansıdığı gözlemlendi.2010 yılında en yüksek oran tekli oyunlar ile okul işleriyken, 2015 yılında yine en yüksek oranda belirtilen tekli oyunları, video izleme cevabı takip etti.
SOSYAL AĞLARIN KULLANIMI ARTTI
Araştırmada ortaya çıkan diğer bazı bulgular ise şöyle sıralandı:
"Çocukların internette gerçekleştirdikleri aktiviteler, yüzde 98,6 tekli oyunlar, yüzde 85 video izleme, yüzde 83 okul işleri, yüzde 81,4 film izleme-müzik dinleme, yüzde 72,2 fotoğraf video yükleme, yüzde 68,3 anlık mesajlaşma, yüzde 61 çoklu oyunlar ve yüzde 59,6 haber izleme-okuma olarak belirlendi. Film ve müzik dinleme 2010 yılında yüzde 45,3 iken 2015 yılında yüzde 81,4 ile 2015 yılın en yüksek dördüncü kullanım alışkanlığı olarak değişim gösterdi. Sosyal ağların kullanımda da 5 yıl içerisinde yüksek bir değişimle 2010 yılında yüzde 51,7 olan sosyal ağ kullanımı 2015 yılında yüzde 81,3’e yükseldi.Çocukların internet kullanım becerilerinin de ele alındığı araştırmada, kullanım becerileri son 5 yılda iki katı artış gösterdi. Araştırmada 2010 yılında yüzde 2,64 olan oranın 2015 yılında yüzde 4,77’ye yükseldiği ortaya koyuldu."